hesabın var mı? giriş yap

  • bu kadar boya, çekme, yolmaya dayanıp bir teli kopmayan saçlardan, erkek tipi saç dökülmesine yönelik bir tedavi bulamayan bilim adamları utansın.

  • başlığı açan yazarın iyi niyetini anlıyorum, yardım etmek isterken yaptığının çok doğal bir hareket gibi geleceğini de tahmin ediyorum, bana da öyle gelirdi ama zaten hiç kimseye izinsiz dokunulmaması gerekliliği bir yana, görme duyusunu kaybetmiş birinin birden sırtında bir el hissetmesi çok ürkütücü olabilir onun adına. şehirde binbir türlü insan var ve herkes iyi niyetli değil. kibar bir şekilde derdini anlatmış. anlayışla karşılamak gerek.

  • ondört, onbeş yaşlarındayım sene 98. kuzenimle su tabancalarının içerisine çamaşır suyu doldurup akmerkeze gittik. önümüze ne geldiyse vakko,mango,diesel girdik çaktırmadan sıkıyoruz kıyafetlere, cephanemiz bitmeye yakın ilk uğradığımız mağazalardan biri olayı çakozlayıp güvenliğe haber vermiş.

    alışveriş merkezinde olanüstü hal ilan ettiler, çıkanların üstlerini arıyolar filan. eylem silahlarını tuvalete atıp, şüpeli hareketler sergilemekten kaçınınıp sıvışmıştık. acayip eğlenceliydi!

  • plasebo uykusu günümüz uykusuzluk çağında beyninizi kandırarak performansını düşürüp yükseltebileceğiniz, zihninizin bilişsev işlevlerini etkileme odaklı bir kandırmaca. özellikle sabah uykusuz bir şekilde uyanıp, bu akşam eve gider gitmez uyuyacağım deyip de gece yarısı boylanıyorsa. 1996 yılında birbiri ardına yapılan iki deneyden sonra ortaya atılmış bir terim. hikaye şöyle:

    elimizde 164 adet denek ve bu denekleri güden birkaç adet bilim insanlarımız bulunmakta. ilk önce çalışmaya katılan deneklerden dün gece ne kadar uyuduklarını 1 ila 10 arasında puanlamaları isteniyor. aslında araştırmacılar için bu puanlar hiçbir önem arz etmiyor. daha sonra deneklere bilişsel işlev hakkında beş dakikalık hızlı bir ders veriyorlar. ders sırasında anlatılanlar arasında tek önemli nokta “yetişkin bir insanın uyku süresinin %20-25’ini rem uykusunda geçirmesi gerektiği, eğer daha düşük bir süre geçiriliyorsa öğrenme testlerinde daha düşük performans gösterebilecekleri” olarak verilen bilgi. %25’ten fazla rem uykusu alanların testlerde daha iyi performans gösterecekleri de ekleniyor.

    ardından deneklere nabız, kalp atış hızı ve beyin dalgası testlerine sokulacakları söyleniyor ve çeşitli ekipmanlara bağlanıyorlar. burada da bir kandırmaca durumu var zira araştırmacılar denekleri aletlere bağlasalar da bu ölçümleri yapmıyorlar. bu testlerin amacının bir gece önce ne kadar rem uykusu aldıklarını öğrenmek olduğunu belirtip, önceden belirledikleri rem uykusu yüzdelerini tek tek tüm deneklere açıklıyorlar. 164 katılımcının her biri iki gruba ayrılıyor. ilk grup %16,2 ile yetersiz rem uykusu aldığı söylenen grup. diğeri ise %28,6 ile iyi rem uykusu aldığı söylenen grup. akabinde denekler işitsel dikkat ve işlem hızı gibi uyku yoksunluğundan en çok etkilenen beceri testlerine sokuluyor. buradan sonra kandırmaca bitiyor, ciddi bir teste başlanıyor. tüm bunlardan sonra deneyin sağlamasını yapmak için farklı deneklerle aynı işlemler tekrarlanıyor.

    sonuçlar: ortalamanın üzerinde (%28,7) rem uykusuna sahip oldukları söylenen grup testte bariz şekilde daha iyi performans gösteriyor. sonradan yapılan testlerde çoğunun gerçekte kötü bir uyku çekmiş olduğu belirlenmiş olsa bile. rem uykularının ortalamanın altında (%16,2) olduğu söylenen grup ise oldukça düşük performans gösteriyor. çoğu aslında iyi bir uyku çekmiş olsa bile. bu sonuçlar zihnin bilişsel durumlarını hem olumlu hem de olumsuz yönlerde etkilemenin mümkün olduğunu, plasebo ile kişinin sağlığının ve bilişinin kontrol edilebildiğini bir kez daha kanıtlıyor. beynin pozitif veya negatif algı durumu, düşüncelerimizden davranışlarımıza kadar her şeyi etkiliyor.

    deneyde gerçeklere ulaşmak için bir sürü yalan söyleniyor. eğer iyi bir uyku aldığınıza kendinizi inandırmış veya inandırılmışsanız, aslında kötü bir uyku almış olsanız bile zihniniz plaseboya kapılıyor ve daha iyi performans gösteriyor. tersi durumdaysa ne kadar iyi bir uyku alsanız dahi zihniniz yorgun olduğuna inanıp uyuşuk davranıyor. bunu yönlendirmek çoğunlukla bizim elimizde.

    kaynaklar: theatlantic, popsci