hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: eksi sözlük lafı asla geçmedi)

    olm adam inanmış lan. bunun gibi naif insanlara yapmayın şöyle şeyler vallahi üzülüyorum.

    debe editi: başlık sahibi #50664061 numaralı entry'ye cevap olarak "ekşi sözlük lafı asla geçmedi, üstelik üç kişiydik bu rezaletin üstüne işletme sahibi kalkmış bana burda iftira atıyor" gibisinden bir şeyler yazmıştı, ciddiye almıştı yani. o entry gidince bu da böyle saçma sapan bişey oldu :(

    neyse ben debeye girince hesabıma yatan paraya bakarım size niye açıklıyosam.

  • ahmet ağa eşeğini satmaya karar verir ve 50 lira etmeyen eşek için pazarlık paylı 100 lira fiyat verir. komşu köyden acil eşeğe ihtiyacı olan mehmet ağa ise pazarlık etmeden 100 lirayı öder ve eşeği alır. ama ahmet ağa’nın içi rahat etmez ve mehmet ağa’nın neden böyle yaptığını anlayamaz. sonra eşeğini geri almaya karar verir. pazara gittiğinde ise mehmet ağa’nın eşeği 200 liraya satışa çıkardığını görür. bunu görünce kesin olarak eşeği geri almaya karar verir. pazarlık etmeden 200 lirayı verir ve eşeği geri alır. bu sefer de mehmet ağa’nın mantığına yatmaz ve eşeği geri almaya karar verir. ertesi gün eşeği 400 liraya geri alır. bu alışveriş her gün bu şekilde fiyat artarak devam eder ve bir gün farklı bir köyden gelen hüseyin pazarda karşılaştığı bu manzaraya şaşırır. yaşlı eşeğin fiyatı ise 1000 liraya çıkmıştır. yanındakine sorar; ‘hemşerim nedir bu iş? bu eşek 1000 lira eder mi hiç!’ der. adam cevap verir; ‘valla grafikler ortada, eşeğin fiyatı 1 haftada 50 liradan 950 liraya geldi. 1000 lirayı kırarsa 1500 liraya kadar yolu var’ der.

  • yumurta dolaptan yeni çıkmış olmak koşuluyla -kaynamaya başlayana kadar ortanın biraz üstünde ancak kaynama başladıktan sonra hafif orta ateşe getirmek şartıyla ve diğer değişkenler sabitken- su kaynamaya başladıktan sonra, elde edilmek istenen kıvam için haşlama süreleri aşağıdaki gibidir:

    rafadan: 2 dakika (120 saniye)
    kayısı: 3,8 dakika (228 saniye)
    katı: en az 5 dakika

    dipnot: süreler suyun kaynamaya başlamasından itibarendir.
    dipnot 2: yumurta kaynayan sudan çıkarıldıktan sonra, birkaç saniye musluktan akan soğuk suya tutulmalıdır. aksi takdirde, yumurta oda sıcaklığında kendi ısısından dolayı katılaşmaya devam edebilmektedir.

  • biz kimiz ki adamı linç ediyoruz? bence bir sanatçı olarak daha iyi bir gelecek için her yolu deniyor adam. ben saygı duyuyorum. yalakalık yapmaya ihtiyacı yok ki. paraya da ihtiyacı yok. dünya kucak açmış. bugün istese japonya vatandaşlık veriyor. o ise burada bir uğraş veriyor. yaptığı sanat deseniz çok üst seviyelerde. hem bu ülkenin kültürüyle, hem de dünyanın acılarıyla yoğurduğu eserler ortaya koyuyor. burada onu eleştirenler youtube’u açıp bir iki söyleşisini izlesin. kurduğu cümlelerle bizi beşle çarpıp ona böler.

  • tanismakla muserref oldugum gercek bir hanimefendi. "gokcen" soyadini ataturk vermistir. ataturk'un el yazisiyla "sabiha gokcen kutlu olsun! k. ataturk" yazili sararmis kagidi evinin en gorunur yerinde omru boyunca gururla sergilemistir. ancak bu noktada pek cok kisinin yanlis bildigi bir noktayi da aciklayalim: ataturk sabiha gokcen'e o soyadini verdigi zaman kendisinin henuz havacilikla hicbir ilgisi bulunmuyordu. "gokcen" soyadini aldiginin uzerinden iki yil gectikten sonra havacilik egitimi gormeye basladi. ataturk, oteden beri boyle bir seyi istiyordu muhakkak, ama kizini yavas yavas alistirmis oldugunu goruyoruz. gokcen'in anilarini anlattigi ve benim de kendisinden imzali bir nushasina sahip olmaktan onur duydugum "anilarla bir omur" adli bir kitabi vardir. insan ataturk'u tanimak isteyen herkesin mutlaka okumasi gerekir.

    anilarindan bir tanesini aklimda kaldigi kadariyla aktarayim. hatay davasinin gorusulmekte oldugu yillarda, bir aksam o zamanki ankara'nin meshur lokantalarindan karpic'te fransiz elcisinin de katilacagi bir aksam yemegi verilir.yemege ataturk, gokcen ve diger zevat katilacaktir. yemekten once ataturk gokcen'i cagirir ve aksamki yemege uniformasini giyip tabancasini beline takip gelmesini soyler ve aklindaki senaryoyu anlatir. sonra yemege giderler, her sey diplomatik nezaket cercevesinde yururken ataturk'ten gizli bir isaret alan gokcen ayaga kalkar. heyecanli bir sesle hatay'in asirlardir turk yurdu oldugunu ve turk gencliginin oranin fransiz egemenliginde kalmasini asla kabullenemeyecegini ve turkiye'ye katilmasi icin canini vermekten cekinmeyecegini haykirir. en son da "hatay bizim canimiz, feda olsun kanimiz!" der ve silahini cekerek havaya bir el ates eder. herkes donakalmistir, guvenlik gorevlileri ne yapacaklarini sasirirlar. ataturk vazifelerini yapmalarini emredince, gokcen'i tutuklarlar ve uc dort gun hapiste kalir. ataturk ilerde ugruna sagligini tehlikeye atmaktan da cekinmeyecegi milli bir dava yolunda fransiz elcisine mesaj vermek istediginde boylesine carpici bir yol dusunmustu. simdinin "vucut dilini" kullandigini soyleyip caka satan, ama aslinda elalemden ayar alan yoneticilerini* dusunuyorum da, nerden nereye...

  • başvurularıma dönmeyen bir ton firma varken başvurmadığım halde teklif aldığım firmayla bugün yaşadığım :

    - neden bizimle çalışmak istiyorsunuz ?
    - açıkçası siz beni davet ettiniz.
    - peki neden kabul ettiniz ?
    - neden benimle çalışmak istediğinizi merak ediyorum.

    ciddiydim aslında ben.

  • california'da yaşamış alexander ve jeanette tozcko adındaki çifttir. erkeğin kalçası kırılınca kadın da yatağa düşmüş ve aynı gün içerisinde birbirlerine sarılarak ölmüşler. 8 yaşından beri de birbirleriyle flörtleşiyolarmış.

    ne aşklar var be

  • dört yıldır cehennemde bronzlaşa bronzlaşa eda taşpınar'a dönmüştür fesli üstadımız.*