hesabın var mı? giriş yap

  • şaka gibi ama değil

    13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması faciasından sonra işletmelerde iyileştirme yapılması için mecliste çalışmalar yapılmıştı.

    yapılması gereken iyileştirmeler işverene fazladan külfet olduğu için bu parayı devlet bizim vergilerimizle ödeyecek. işverenin cebinden para çıkmayacak.

    yani şu demek oluyor. devlet para ödemezse işveren o iyileştirmeyi yapmaz. kazalar, ölümler devam eder

    chp'nin emekli ikramiyesi için kaynak nerede diye soranlara gelsin. işte devletin kaynaklarını böyle harcamazsanız herşey hallolur.

    kaynak

    benim vergimden bunlara giden her kuruş haram olsun.

  • doktor ile hasta arasında geçen diyalog..

    - sırtınız cılk yara olmuş.
    + bu mu senin bilimsel açıklaman.
    - cılk, yani chronic indepence local klorant.
    + ooo pardon.
    - yaaa, löpçük gibi kaldın mı?
    + löpçük?
    - lineer öbileyşın pört...
    + hassireleee..

  • yılmaz hocam selamlar. özür dileyerek söylemem gereken bir şey var.
    sizden nefret ediyorum..

    yanlış hatırlıyor olabilirim ama 1998 ya da 1999 yıllarıydı. 10 yaşlarında falanım. o zamanki ismini hatırlamıyorum ama şimdiki adıyla çanakkale dardanelspor'u çalıştırdığınız dönem.

    8-12 yaş altyapı futbolcu seçmeleri yapılacak. babamları güç bela ikna edip; çanakkale'ye geldim. yol bilmem, iz bilmem. nasıl heyecanlıyım bir görseniz. laf aramızda kendime de çok güveniyorum.
    o zamanlar; şimdiki gibi saat başı otobüs yok tekirdağ'dan çanakkale'ye. sabahın köründe çanakkale'de olmuştum çok iyi hatırlıyorum. tam 6 saat tek başıma bekledim.

    ismini hatırlamıyorum ama sarı uzun saçları olan bir altyapı hocası vardı. siz sanırım o dönem a takımı çalıştırdığınız için; futbolcu seçmelerinde o görevliydi. belki de futbolcuydu, emin değilim. nejat mı, necdet mi öyle tuhaf bir ismi vardı. (necdet diyelim.)

    önce 12 yaş grubunun maçı oynandı. hocam görseniz; nasıl da yeteneksiz çocuklar. bir çoğu top sürmekten aciz. taş çatlasın 1 ya da 2 çocuk vardı dikkat çeken. onlar da zaten hemen kenara çağrılıyor ve iletişim bilgileri isteniyordu.

    sonra 11 yaş grubunun seçmeleri yapıldı. ülke futbolunun şu anki halinin tek sorumlusu bu yaş grubu olabilir hocam. ben bu kadar yeteneksiz bir topluluğu bir arada hiç görmedim. izledikçe heyecanım artıyor, izledikçe kendime daha çok güveniyordum. hepsi rezalet. o sarı saçlı altyapı hocası bile sıkıldı izlerken, o derece kötüler.

    ve nihayet sıra bize geldi. 1988 doğumlular. siz bilmezsiniz; bu nesil insanlık tarihinin en şanssız neslidir hocam.
    dünya kupası oynanır mesela. 7'den 70'e herkes ekran başındadır, sadece bizim nesil izleyemez. biz o saatlerde liselere giriş sınavı için ter döküyor oluruz. kosta rika maçının ikinci yarısına yetişmek için; geleceğini feda eden şanssız bir nesiliz biz.
    sınav sistemi değişir örneğin, yine bizi vurur. bedelli çıkar, sadece bizi kapsamaz. işte öyle tuhaf bir nesiliz.

    neyse hocam.
    turuncu formalı takımın orta sahasındaydım. maça başlayalı daha 1 dakika olmamıştı ki; tesislerin kapısından içeri girdiniz ve necdet hocayı yanınıza çağırdınız. necdet hoca da maçı bırakıp; hemen yanınıza koştu. tam bir yalakaydı.

    ''boyron hocom.''

    ve ben o gün hayatımın topunu oynadım yılmaz hocam. 4 tane gol attım, çalımlamadığımın da hatrı kaldı. ama izleyen yoktu be hocam. sahaya dönüp bir kere olsun bakmadınız. bakmadığınız gibi; bakanı da engellediniz. hayatımı mahvettiniz hocam, futboldan soğuttunuz. eğer o gün yarım saat daha sabretseydiniz; belki de bugün milan'da oynuyordum hocam. ama şimdi? milan maçında 2.5 gol üstü olsun diye bekliyorum.

    sahi hocam!! neydi o kadar önemli olan?

  • ne hissettiğini bilmeyen çocukların, onların yerine üşüdüğünü hisseden anneleri tarafından giydirilen hırkadır. bu anneler acıktığını hissetmeyen/bilmeyen kız çocuklarına da zorla yemek yedirirler.

  • bize hak ettiğimiz zaman yolculuklu hikayeyi veren yapımdır. bunun için bir stephen king hikayesi olması yeter de artardı bile ancak işin arkasından j. j. abrams ve baş rolde de james franco'nun olması tuz ve biber oldu. içten içe, kendin için işleri yoluna koyamasan da başkaları için yoluna koymak, en azından denemek, işleri kendin için de yoluna koyma hususunda atılmış en büyük adımdır kafasını ince ve vintage dokunuşlarla yüreğimize dokunarak yapıyor ve bunu daha iki bölümde başardı. hulu her yıl bir stephen king eserini bu şekilde ele alsa netflix'e kafa tutma yarışında büyük ölçüde öne geçer.

  • 14 mart tarihinde n11 üzerinden aldığım bilgisayar bozuk ulaştı. iade talep ettim, süreç biraz yavaş işliyor diye düşünürken bir baktım n11'in aracı olarak beni müşterisi yaptığı atılım bilgisayar mağazası iade talebiyle geri gönderdiğim bilgisayar ve ödediğim 3500 lira ile kayıplara karışmıştı. n11 müşteri hizmetlerine saatler süren derdimi anlatma çabalarım ve şikayetvar.com'a yazdıklarım sonucu aldığım yanıt, firma artık n11 ile iş yapmadığından ve resmi olarak satış gerçekleştiğinden ötürü haklarımı hukuki yollarla bireysel olarak aramam gerektiği idi.
    e tabi bu noktada o sempatikli "paranız güvence altında" mottolarına lanet edip bir avukata gitmem gerekti. suç duyurusunda bulunuldu icra takibi çıkarıldı ancak adamların benden önce 20 icra takip dosyaları var, hakkımı alabilir miyim bilemiyorum, hala yeni bir bilgisayarım yok.
    sitedeki mağaza puanlama sisteminin de birşey ifade ettiğini düşünmüyorum zira bu mağazanın da puanı soru işareti yaşatmayacak skalada idi. çöpe giden param , avukat masrafları ve vaktimin yanında bir de alt üst olan sinirlerimle kaldım.
    sonuç olarak n11 aracılığı ile dolandırıldım. teşekkürler.

    edit1: bilgisayar bozuk ulaştıysa neden onay verdin diyen arkadaşlar olmuş. onay vermedim iade talep ettim. ancak firma talebimi bilgisayarı teknik servise gönderip hasarlı raporu almam gerektiği bahanesiyle reddetti. tabi geri gelmeyecek bir bilgisayarı beklerken otomatik onay süresi dolmuştu.

    edit2: n11 başlığı görmüş olsa gerek ki beni aradı, durumla ilgili bir çözüme ulaştınız mı diye sordu. yasal süreçte n11'in üzerine düşen bir karar çıkmadığı için yardımcı olamıyorlarmış. burdan çıkardığım sonuç atılım bilgisayar'a değil n11.com'a dava açsam işler daha farklı olurdu. ibretlik.

    edit3: yasal yollardan 6 aydır çözemediğim durum sosyal medyanın gücüyle 2 saat içerisinde çözüldü, inanılır gibi değil n11 iademi onayladı. uplayan arkadaşlara çok teşekkürler.
    geçtiğimiz 6 ay içerisinde fırlayan dolar sebebiyle aynı skalada bir bilgisayarı aynı ücrete muhtemelen alamayacağım. bir de avukat masrafları ve hırpalanan sinirlerim var, bu yüzden 50 liralık hediye çeki yüklemişler sağolsunlar.

    edit4: müşteri memnuniyeti sonunda sağlandı. zamanında almak istediğim bilgisayarın bir tık üst modelini yollamayı teklif ettiler. sözlük sağolsun.