hesabın var mı? giriş yap

  • ulan bildiğin ortalık karıştı, biz(fenerbahçe) tamamen olayların dışındayız... bi burukluk var içimde, resmen bizsiz kaos yaşıyor insanlar. alışık değiliz olm biz, dışardan olayları izlemeye.

  • (bkz: craig thompson) n yazıp çizidiği habibi 670 sayfalık siyah beyaz muazzam bir grafik roman.
    müthiş bir sevgi öyküsü var içinde. zem ve dodola'nın hikayesi.
    hikaye örgüsü, yoğun çizgi şöleni sebebiyle sayfaları tekrar tekrar geziyorsun. isminden de anlaşıldığı gibi islam ve orta doğu mitolojisinden beslenerek hazırlanmış, göndermeler yapılarak anlatılmış bir serüven. sevgiyi günümüz anlayışından çok çok farklı işlemiş, ustaca kurgulamış çok katmanlı bir eser.
    bunların yanı sıra tabi ki itici, bağımsız ve abartılı sahnelerinde yer aldığı ama her şeye rağmen iddialı bir grafik roman olmuş. hikayesiyle, çizimleriyle, emeğiyle sabrıyla çok etkilendiğim bir çizgi roman.

  • hala ile yeğen gece vakti saklambaç oynamaktadırlar. yeğen ebedir. hala* gider salondaki bir koltuğa boylu boyunca uzanır(saklanmıştır). yeğen, ışığı yanan odalara bakar bulamaz.

    y: hala nerdesiinn?
    h: ...
    y: halaaa!
    h: ..
    y: babaanne halam kayboldu(!) bulamıyorum!
    babaanne: söyle ses versin oğlum.
    y: hala ses ver!
    h: öhhö öhö.
    (yeğen gelir salona, doğrudan tdp nin bulunduğu yere bakar lakin bilmem karanlıktan, bilmem saflığından, göremez.)
    y: hala sesinin geldiği yerde yoksun?
    h: (sessiz kahkahalar arasında tdp doğrudan yeğenine bakmaktadır lakin yeğen görmez) git bak bakalım mutfakta mıyım?
    y: (gider mutfağa bakar, salona geri gelir) mutfakta da yoksun!!
    tdp artık kahkahalarını tutamaz ve karanlıktan çıkar. yeğen acaip kızmıştır;
    y: daha salonu mutfaktan ayıramıyosun bi de benimle saklambaç oynuyosun!!!
    h: ?!

  • sürekli yaşadığım, ve ağzıma sıçan bir psikoloji.
    ben yemekleri ufak poşetlere döküp bağlıyorum. ardından büyük poşete atıyorum hepsini, bir ihtimal işte. biri karıştırır da yemek isterse, el verdiğince temiz bir şeyler yesin diye.
    insanları çöpten yemek yemeye muhtaç eden, bana da bunu düşünme mecburiyeti veren sistemin de düzenin de allah belasını versin. iki yakaları bir araya gelmeyecektir. ne orada, ne burada.

    debedit: neden çöpe atıyorsun buzluğa koy diyen yazarlara vermek istediğim bir cevap var.
    babaannemin buzdolabını kullanıyorum lan ben, baya küçük onun buzluğu, adam akıllı bir şey sığdıramıyorum. o sebepten yani.
    bu cevabı beğenmeyen yazarlar için ise alternatif bir cevabım var. çok zenginim ve pirensesler gibiydim ben baba evinde, yemeği ısıtmak siz fakirlerin işi sşlfkşasdfk.

    isteyen istediği cevabı kullanabilir. ayrıca tebrik eden ve güzel mesajlarıyla beni mutlu eden tüm herkese teşekkür ederim. elinizden geleni yapmak zor değil, fazlasını isteyen ya da bekleyen yok. sadece yapabiliyorsanız yapın, emin olun haberiniz bile olmadan birilerinin güzel dileklerini alacaksınız ;)

  • oyunun mucidi yaygın kanının aksine charles darrow değil elizabeth magie'dir. 1904 yılında elizabeth magie, henry george un tek vergi sistemini açıklama üzere bir oyun hazırlamıştır. günümüzde kullandığımız versiyon bu oyundan parker brothers şirketinden charles darrow un geliştirdiği versiyonudur. yani charles darrow mucidi değil son geliştiricisidir. ürünn şimdiki satıcısı hasbro şirketine göre 1935 yılında patenti alındığı günden bu yana 750 milyon insanın oynadığı bu oyun dünyada en çok insanın oynadığı ticari oyundur iddiasına sahiptirler.

    ikinci dünya savaşı yıllarında ise kızıl haç örgütü ingiliz ve amerikan birliklerinin nazi almanyasında esir askerlerine kızıl haç örgütü aracılığı ile bu oyunu oynatmışlardır. tabii bu, esirlerin kaçmasında gerekli kimliklerin ulaştırılması, istihbarat bilgilerinin gizlice alınması için bir maskeleme işlemidir.

  • zamanında, bir tıp fakültesinde üroloji sözlüsünde, sorduğu sorulara yetersiz, yüzeysel cevaplar veren öğrenciye 'bu bilgiyle gelişmiş ülkelerden birinde olsan, seni doktor yapmazlar. hoş ben de bu donanımla profesör olamazdım, onun için seni geçiriyorum' demiş hocanın biri.

    bu maaş da o hesap, her şeyimiz gibi yetersiz ama evet.

    debe editi: okumuşu cahile ezdirmeyelim, devlet ihalesi alıp, iki bina dikerek dünyalığını yapan adamların yanında komik paralardır.