hesabın var mı? giriş yap

  • "bu millet" sevmemiş olabilir. yüce türk milleti sevdi ve eserine sahip çıkacaktır.

  • aynaya bakıp "yapabilirim" dedikten sonra, yapmak.

    özgüven, insanın algıladığı kendisiyle gerçekte olan kendisi arasındaki farkla ters orantılıdır. bu farkı kapatmaya kafa yormak gerek. yapmak isteyip yapılamayan ne varsa gün be gün bunları yapmanın yollarını aramak gerek... tabi bu yolları bulmak da gerek zira yarım kalması yine beceriksiz hissetmenize yol açacaktır.

  • yorumlardan biri şöyle... "şortsuz bir nazlı çelik dileğiyle"

    tişört de olmasın anasını satayım :)

    tanım: hiç şaşırmadığım yorumlardır. ülkede daha şorta tahammül edemiyen milyonlar var.

  • bir konserinde neşet ertaş sıcaktan bunalır ve kendisini dinleyenlere aynen şunu söyler;
    "saygısızlık olmasın, ceketimi çıkarabilir miyim?"
    bir neşet ertaş'a bakıyorum bir de bunlara, beynimde depremler oluyor her ikisi de sanatçı olarak anılıyor diye.

  • takip edebildiğim kadarıyla bilimsel ve gelecek ay görevlerinin planlanması açılarından önemli, ancak onun dışında biraz "meh" bir buluş.

    önemli, çünkü ayın 100+ dereceleri bulan gündüzünde de su olduğu kanıtlanmış oldu, artık suyun düşündüğümüzden biraz daha yaygın olduğunu biliyoruz. diğer yandan keşif şimdilik gelecekteki kolonistleri bile tam olarak ilgilendirmiyor, bulunan su moleküler düzeylerde, nasa sahra çölünde 100 kat daha fazla su olduğunu açıkça belirtmiş ve suyun kullanılabilir olup olmadığı da belli değil. ay'ın başka bölgelerinde su daha büyük miktarlarda olabilir, belki bu moleküller yer altı su birikimlerinin işaretçisi olabilirler veya belki de güneş gören bölgelerde su sadece bu kadardır. bunları gelecekteki görevlerle araştırmamız gerekecek.

    niye nasa bunu bu kadar büyük olay yaptı? eh nasa'nın asli görevi bu, bilim yapmak ve halka duyurmak, benzer açıklamaları zaten sık sık yapıyorlar. diğer bir sebep de muhtemelen gözlemin yapıldığı teleskoplu uçak sofia'yı bütçe kesintisinden kurtarabilmek, 2021 bütçesi kesintileri sebebiyle erken emekliliği gündemde, nasa'nın politik bir hamleyle bu programdan gelen somut bir sonuç göstermek istemiş olması normal.

    ayrıca suyun bulunduğu clavius kraterinin 2001 a space odyssey'deki ay üstünün kurulu olduğu krater olması gibi ilginç bir tesadüf var.

  • atalarımız bunu seneler önce düşünerek söz, nişan, nikah gibi checkpointli basit bir sistem koymuşlardır.

  • edit 2: bir arkadaştan george orwell sözü,
    düşünün çünkü henüz yasaklanmadı

    düşünüyorum da, hepimizin mi bu kadar kaybedecek şeyi var. kişisel özgürlüklerimiz o kadar kısıtlanmış ki, duvarları olmayan bir hapishanedeyiz. korku imparatorluğu mu bu? öyleyse, hakikaten neyden korkuyoruz?
    dayatmaları kabullenerek daha nereye kadar varacağız? farkında mısınız adı şeriat olmayan, ama muhafazakarlığın dibine kadar dayatıldığı iki yüzlü, sahtekar bir ülke olduk.
    son yasakla,
    her daim içen birisi değilim, ama istediğim zaman, dışarıda içmeyi geçtim, parasını verip birşey alamıyor olmak, bunun bana dayatılıyor olması ve buna sesimin, sesinin çıkmıyor, çıkamıyor olmasından nefret ediyorum.
    gittikçe boğuluyorum, insan görmek istemiyorum ama çekip gidip bir yeşillikte, deniz kenarında öyle boş boş oturmaya bile izin yok.
    herkes birşey olsun istiyor, ama beklemek, umuda boşa kürek çekmek gibi.
    debelenmesek bile batıyoruz, yalnız, çamura değil, bildiğin boka, ta ki nefesimiz tükenene kadar.

    kadehlerinizi kaldırın gençler,
    en çok da kimin o bok çukurunda boğulmasını istiyorsanız ona.
    şerefe...

    edit: gelen bir mesaj,
    " 1920li yıllarda ülkenin fabrika ayarlarıyla oynadınız şimdi bir babayiğit çıktı ve ülkeyi fabrika ayarlarına geri döndürüyor"

  • bizim evde spagetti pişmezdi. spagetti bir nevi zengin yemeğiydi.
    düşünün artık.

    birgün gittim spagetti aldım geldim çocuğum daha, dedim anne bunu pişirir misin. dedi o neymiş haa makarna mı iyi pişireyim dedi.
    akşam böyle nasıl sevinçliyim allah'ım spagetti yiyecem diye. bir getirdi annem 3'e mi kırmış artık kaça bilmem erişte olmuş. ulan nasıl üzülmüştüm varya o hayal kırıklığımı hala hatırlıyorum.

    anneme bunu diyince de e nasıl yencek o diğer türlü yenmiyor demişti. hey gidi günler.

  • kurtlar vadisi pusu'yu izleyenler bilirler ki
    tamamen güncel olaylara göre dizayn edilmiş bir düzlemde çekildi o dizi.polat alemdar'da fetönün tetikçisi olup ergenekoncuları teker teker temizliyordu.pala karakterinin pusu'daki dengi iskender büyük'tür.ikisi de devlet için özel operasyonlar icra etmiş ve derin devletle çok sıkı ilişkileri olan büyük savaşçılar.pala, fetöcü polat alemdar'ın asla sahip olamayacağı bir karizmaya ve savaş becerisine sahiptir.adam koskoca güneydoğu'yu , ırak'ı arşın arşın gezmiş, apo'ya suikast için suriye'ye yollanmış birisi.polat alemdar ise 3.katip olarak görev yaptığı kosova'dan özel kodla davet edilerek istanbul'a geliyor ve kendisine tevdi edilen kurtlar vadisi operasyonu görevine başlıyor.dizi gösterilen flashback sahnelerinde polat alemdar'ın 1-2 kere kosova'da tatbikatlarda yer aldığını ve iyi bir fiziksel/mental eğitimden geçtiğini anlıyoruz.ama pala gibi hayatın tedrisatından geçmiş birisi değil.hüsrev ağa kendisine diyor ya " ben de insan tanıyorsam almanya'dan hariciyeci olarak gelmişsin elin tutsa tutsa kalem tutar" işte polat alemdar özünde budur.aynı hüsrev ağa ise pala ile konuşurken başlarda çok rahat ve sakinken daha sonraları işler biraz karışınca pala'nın ağırlığı altında eziliyor.hatta pala'nın " bu listede senin bildiğin tanıdığın adamların ismi vardı, biz bu listeyi sana verecektik ki gölgen altındakiler ateşimizden yanmasın.madem gölge tepeden vurdu güneş ayağımızın altıdır." dediği kısımda pala ile göz( daha doğrusu gözlük ) teması bile kuramıyor.bana göre konseyin karahanlıdan sonra en bilge adamı bile ezim ezim eziliyor pala karşısında.belki bir nebze karahanlı hariç ( o da her şeyi iş olarak düşündüğü için kendisine ve konseyine rakip istemiyor) kimsenin şüphelenmediği polat alemdar'ın devlet ajanı olduğunu ufak bir ikili diyalogdan sonra anlıyor.eğer pala, polat alemdar'la istanbul'da değil de türkiye'nin başka bir kentinde carpışsaydı engin saha tecrübesi, her türlü çetin koşula ayak uydurabilme becerisiyle kazanan taraf olurdu.istanbul pala'yı değil ama paranın cazibesine kapılan ortakları kral faruk ve bedir'i bozdu.bu adamlar sonuçta yıllardır dağ bayır gezerek terörist avlayan bunun neticesinde cebine 3 kuruş para girmemiş adamlar.memati dediğiniz adam, kofti kabadayı çakır'ın sağ tahsil işleriyle ilgilenen bir külhanbeyi.muhtemelen pala, kral faruk ya da bedir'in görmediği kadar çok parayı çakır'ın sağ kolu olarak idare ediyordur.abdülhey ise farklı bir kişilik, bence kgt değil de sadece istihbaratla bağlantısı olsa pala'nın ekibine katılıcak sadece susup işini yapacak türden birisi.yine de pala'nın kulak kestiği sahnede nasıl irkildiğini hatırlarsak bu ekibin abdülhey üzerinde kalıcı hasar bıraktığını söylemek yanlış olmaz.özetle pala, ekibiyle birlikte kurtlar vadisine gelmiş en mert, vatansever tiplemedir.kendisine reva görülen bu sonu hiç hak etmemekle birlikte polat alemdar'dan çok daha kudretli bir karakterdir aynı zamanda çok daha sağlam temelleri olan bir ekibe sahiptir.