hesabın var mı? giriş yap

  • ortaokulda astigmat olduğunuzu ilk kez öğrenip de doktorun verdiği gözlüğü taktığınızda karasal yayın dünyanızın bir anda hd olması. sonra lambaların aslında nokta şeklinde yandıklarını görüp millete "lan bunların etrafında böyle ışık hüzmeleri olmuyor muydu?" diyerek uzayla muamelesi görmek. son olarak da, her yeni gözlükle birlikte oluşan boyut farkı sebebiyle birkaç gün başınızın ağrıması.

  • beni değerlendirme dışı bırakmış olan karakter tahlili şeysi. hemen kendimi dahil edeyim:

    granül kahve - kahve makinesi olmayan bir fakirsiniz. damak tadınızın da peki iyi olduğu söylenemez. bir gün birinin size kahve makinesi hediye edeceğini hayal ediyor ve her şeye rağmen hayata umutla bakıyorsunuz. boş vakitlerinizde kahve makinesi çeşitlerini inceliyor, gözünüzü karartıp almaya niyet ediyor sonra da dur biraz daha bekliyim, hissediyorum hediye etçekler bunu bana deyip vazgeçiyorsunuz. ananızın gözü de olabilirsiniz biraz.

  • dünya ekonomisini ve çevreyi (ve bizi-hayatımızı) kurtarabileceği öne sürülen durum. ayrıca aile ve arkadaşlarla daha çok zamanın geçirildiği, iş yaşamının streslerinden daha uzak bir dünya demek. beden ve ruh sağlığı üzerine olumlu etkileri var bu nedenle sağlık harcamalarını azaltırken iş verimini yükseltebilir. ayrıca daha iyi yetiştirilen çocuklara zemin hazırlayabilir.
    isveç'te 2015 yılında pilot bölgede denenmiş ve iş verimini, mutluluk oranlarını artırdığı saptanmış.
    abd ve avrupa'da yapılan araştırmalara göre bu durum enerji tüketimini ve doğaya salınan karbon emisyonlarını %20 oranında azaltıyor. abd utah'ta 2007-2011 yılları arasında denenerek de kanıtlanmış. bir teoriye göre bu durum klima, bilgisayar, ve ışıkların kapalı olması ile ilişkilendirilmiş. bu şekilde yılda 12 bin ton karbondioksitin salınımı önlenebilirmiş. sistemden çıkılma nedeni vatandaşların cuma günü devlet dairelerine ulaşamamaktan yakınması imiş.

    bir diğer olay da ileride otomasyon ve robotik sistemler dolayısı ile bir çok işin elle yapılmasına gerek kalmayacağı. 20 yıl içinde mevcut mesleklerin %47-54'ü bu kategori içerisinde ele alınacak.

    venezuela da benzer bir proje üzerinde çalışmakta. yılın iki ayı için başlatmaya karar vermişler.

    ne diyelim desteğimizi sonuna kadar veririz

    kaynaklar:
    http://www.independent.co.uk/…g-hours-a7215421.html

    http://www.travelandleisure.com/…ekends-save-planet

    http://www.deccanchronicle.com/…says-scientist.html

    https://www.theguardian.com/…eekends-nicolas-maduro

    http://theconversation.com/…-world-and-us-too-64503

    edit: konuyla ilgili eklemeler
    http://diply.com/…ay-weekends/3?publisher=budget101

    aynı zamanda iş memnuniyeti artıp stres azalacağı için iş değişiklikleri azalacak ve inovasyon, ekip kararlılığı artacak.

    http://www.sciencedirect.com/…pii/s0140673615602951

    bu da büyük tıp dergisi lancet'te yayınlanan araştırma abd, avrupa, avustralya'da 603 bin kişiyle yürütülen aşırı çalışmanın insan sağlığına zararlılığını ele alan araştırma. diyabet inme kalp hastalığı depresyon anksiyete sinirlilik uyku kalitesizliği gibi riskler barındırıyor.

    https://www.theguardian.com/…es-modern-working-life

    google ceo su da bu duruma karşı değil ve iş verimliliğine inananlardan. ayrıca amazon ve japonya'nın uniqlo firması da bu durumla ilgili pilot projelerini başlatmış.aynı zamanda bu durumun iş yerinde kadın erkek eşitsizliğini azaltabileceği bildirilmiş. bazı araştırmalarda haftada 30 saate varan verimsiz işyerinde bulunma zamanları bildirilmiş.

  • ileri demokrasi: iki ineğiniz varsa birini sözlüğe salın kemalizm hakkında atıp tutsun, diğerine kefen giydirip karşılamaya gönderin.

  • yeni kaynatılıp hafif ılıtılmış süt
    tam bir çocukluk dönemi travması. üst kat komşumuzda misafirlikteyim. evin annesi hacer teyze sağolsun öküz doyuran boy bardakta süt getirdi.
    ben normalde süt içmem, hele sıcağa yakın asla.
    kendi kızına (benden 4-5 yaş büyük) döndü dedi ki, "bak nilüfer, sen içmek istemiyorsun ama .... nasıl içiyor gör de örnek al" diye uzattı sütü bana.
    ya ben görev bilinci insanıyım yazık günah değil mi bana?
    sütün tepesinde de kaymak oluşmuş yeni kaynadığı için.
    ben o görev bilinciyle diktim sütü kafama nefes almadan içmeye çalışıyorum.
    içtim de.
    (gördün mü nilüfer içtim? pislik nilüfer.)
    midem ağzıma geliyor, kustum kusacağım tutuyorum kendimi.
    kapı çaldı annemler almaya geldi beni. ben nasıl koşuyorum kapıya, aşağı eve ineyim de orada kusayım ayıp olmasın hacer teyzeye diye.
    annemle hacer teyzenin muhabbet edesi tuttu mu... kapıda bık bık konuşuyorlar. annemi iteliyorum gidelim diye, dur diyor. ben kusma suratı emojisi gibi durdum durdum. en sonunda bir patlamışım, ortalık suç mahalline döndü.
    duvar, yerler, tüm antre süt içinde.
    "aaaa" diyorlar.
    ne "aaaa"??? ben elimden geleni yaptım, suç sizin! nilüfer de odasından çıkmış bana bakıyor.
    (bok iç nilüfer.)
    daha da ılık süt içmedim ben.

    edit: "ışık ılık süt iç" diyerek beni yeşillendiren ve yeşillendirmeyi düşünen, ilkokul fişleriyle cebelleşmiş tüm arkadaşlara selam ederim.

  • tipik muvazaalı boşanmadır. adamın mallarını korumak ve hacze kaptırmamak için ve kendilerini garantiye almak için, borç içinde yüzen ve alacaklılardan kaçmak için usulen boşanan 23458676543245432 türk vatandaşı gibi davranmışlardır sadece.

  • buna sevinen adamlar sıra kendi çalışmalarına geldiginde başka türlü yorumlar yapabiliyor, hangi sektör olursa çok çalışma içeren hicbirseye en azindan çalışan kesim sevinmesin.ayrica bu çağda cumartesi banka calistiracaklarina musteriden hafasonu eft ucreti almayıp,döviz makasini acmazlarsa hepsinden daha hayırlı hizmet olur.

  • nâzım'a bir güz çelengi

    (...)
    sana şili'nin kış krizantemlerinden bir demet
    sunuyorum
    ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan
    halkların kavgasını ve kavgamı benim
    ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...
    kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da
    yalnızım sensiz.
    senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen
    yüzünden yoksun
    dostluğumuzdan, bana ekmek olan,
    rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan
    zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle
    kuyu gibi kapkara zindanlardan
    canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları
    ellerinde izi vardı eziyetlerin
    hınç oklarını aradım gözlerinde
    oysa sen parıldayan bir yürekle geldin
    yaralar ve ışıklar içinde.

    şimdi ben ne yapayım? (...)

  • hayatı paylaştığı dostunu yitiren ve bu durumda bir insan nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranan erkektir.

    dün gece kafesinin zemininde kabarık bir şekilde duruyordu kuşum. bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydım ve bu sabah ölmüş olduğunu gördüm üzülerek.

    sabahtan beri kendime gelemedim. iş yerinde bile ağlamamak için zorluyorum kendimi.

    son 1 haftadır konuşmuyordu ve keyifsizdi ve ben buna hiç bir şey yapmadım. en büyük vicdan azabım budur. umarım beni affeder.

    huzur içinde uyu boncuğum