hesabın var mı? giriş yap

  • sizin icin ozetliyorum: kafe, restoran gibi ya da paket servis yapan, ya da direkt tezgahtan satan isletmelerde gida icin %8 olarak uygulanan kdv %10'a , alkollu iceceklerde ise %18'den %20'ye yukseltilmis. fark %2.

    en az 3 dakika kardasiniz hadi.

  • araba binilmesi için vardır. ötv düşerse benim arabam kadar diğer arabaların da değeri düşecektir. benim açımdan sorun yoktur. al-sat ile hiçbir şey üretmeden zengin olan yamyamlar düşünsün.

  • (çok hararetli bir kavga dönmektedir, 2 saattir anne ile baba ağızlarına ne gelirse birbirlerine söylemektedirler)

    baba: şöylesin de böylesin şöylesin de böylesin!
    anne: (10 saniye kadar bekler) ördek!
    baba: .... (ağzını birkaç kez açar, birşey diyemez)
    anne: .... (bir 10 saniye boş boş etrafa bakınır, odasına gider)

  • hala adamın dna testi yaptırıp çocuk esirgeme kurumuna verdiğine kızanlar var. adam o şüpheyle nasıl yaşasaydı, o çocukların suçu ne? en iyisini yapmış. öğrendikten sonra onlarla yaşasa kesin adam da bi pislik yapardı o çocuklara.

    annesi ve babası bırakıp kaçsın, siz evde kalan adama kızın çocuklara sahip çıkmadı diye. hasta mısınız nesiniz ya..

  • tanıdığım en baba, en azılı abazanların her birinin mazisinde en az bir adet dans kursu olduğunu düşünüyorum da, sanırım öküz haklı beyler.

  • her sabah komşumuz bay adams'ın çim biçme makinesinin sesiyle uyanmamla birlikte gerçekleştirdiğim eylemdir...

    lanet olası ihtiyar bir günde çimleri biçmesen ne olur sanki !!!

  • gerçekten ispanyada 1000 küsür kadına para verip oraya getirdiklerini mi düşünüyorsunuz?
    siz türk dizilerini burda küçük görmeye çok alışıksınız ama farkında olmadığınız bir gerçek var: türkiye, abd’den sonra dünyada en çok izlenen ve en çok ülkeye ihraç edilen dizileri üreten ülke. sektörün içinden bildiriyorum size, sadece bir at yarışında orada görünmesi için davet edilen ve bunun için 1 milyon dolar alan oyuncular tanıyorum. sırf instagramda birkaç ünlü oyuncu beni takip ediyor diye dünyanın her ülkesinden binlerce mesaj alıyorum. telefon numaramı bulup whatsapptan arayanları bile var.
    can’ın ispanya’ya gitmeden önce bunun duyurulması pr içindir derseniz anlarım. ama emin olunki o insanlar gerçekten can’ı görmek için ordalar. üstelik muhtemelen adamın bir önceki dizisi dolunayın fanları onlar. erkenci kuş orda yayınlanmaya başlamış olsa çok çok daha kalabalık olurdu.

    edit: erkenci kuş orda yayınlanmaya başlamış. o zaman o kalabalık az bile.

    edit2: paralı pr yaptığımı iddia eden mesajlar geliyor bir sürü. o yüzden burdan tekrar bilal’e anlatır gibi anlatayım.

    -inansanız da inanmasanız da türk dizileri dünyada çok popüler. üstelik sadece orta doğu ve güney amerikada değil, avrupada da bazı türk dizileri gerçekten çok popüler. (bkz: messinin kara para aşk izlemesi)
    -can yaman’ın yakışıklılığı göreceli. ama oynadığı dizilerin onlarca ülkede gösterildiği gerçek. can yaman dizilerine bu yıl mipcom’da çok fazla talep vardı. dolayısıyla, adamı, yurtdışında birkaç bin fanın karşılaması garip değil.
    -bu yapılan pr değildir demiyorum. pr olsun diye can yaman’ın geliş saati, kalacağı otel fanlarla paylaşılmış olabilir. ama oradaki insanların oraya parayla getirilip rol yaptıkları iddiası? gerçekten gülünç.
    -son olarak 20 küsür yıllık sinema sektörü çalışanı, 12 yıllık da ekşi sözlük yazarıyım daha hiç pr için iş teklifi gelmedi. enayi gibi bedavadan övüyoruz sevdiklerimizi. bundan sonrası için tekliflere açığım :)

    bonus: bu da inanma güçlüğü çekenler için link

    https://en.m.wikipedia.org/…urkish_television_drama

  • tepkilere alışmış artık şaşırmayan insanlardır. çünkü bizim ülkemiz böyledir. bir şeyi doğru yapıyorsan hakarete mahkumsun. kitap okursun otobüste kitap okuyan artist tip derler. konuşmana, oturuşuna, davranışına dikkat edersin (ki bu sadece karşıdakine değil kendine de saygıdandır.) kasıntı derler. kibar olursan aptalsındır mesela. kurallara uyarsan korkak. olması gereken budur çünkü. bu kadar insan haklı da bir biz mi haksızız?

  • sert, absürt mizah ve hiciv sevenler için bir hazine.

    kesinlikle dilini yumuşatmaya çalışmıyor, kimliksel duyarlılıkları takmıyor. "bir takım çok alıngan insanı üzer miyim?" korkusu yok. bu yüzden "klişelere takılmıyoruz", "samimi mizah yapıyoruz", "eski mizahı yerelim, tek gerçeklik yok" paradigmasından yola çıkan, artık kendisi bir klişeye dönüşen mizah ürünlerinden ayrılıyor.

    son dönemde yapılan mizah üretimi içinde ileri bir noktada.