hesabın var mı? giriş yap

  • "f5 zoom out"

    oyunda bu nicki gören haritayı zoom out yapmak için "lan f5 neydi" diye düşünmeden basıyor. sonuç, oyundan çıktığı için sabit duran bir yeme sahip oluyoruz.

    kandım bu numaraya ordan biliyorum.

  • abd'de sukran gununun* ertesi cuma gunune verilen isim. bircok sirket, ozellikle elektronik sirketleri, sadece bu gune ozel olarak bazi urunlerinin fiyatlarinda cok buyuk indirim yapar. son gune kadar hangi urunlerin indirimli olacagi aciklanmaz, black friday'e yaklasilan gunlerde bircok internet sitesi ve forumda bu urunlerin ne olabilecegi hakkinda spekulasyonlar yapilir.

    genellikle yuksek miktarli rebate yoluyla cazip fiyatlara ulasan ve her bolgedeki satis magazalarina sinirli miktarda gonderilen bu urunleri almak icin insanlar sabaha karsi magazalarin onunde siraya girer. kasim sogugundan korunmak icin kat kat giyinip battaniyelere sarinirlar. siranin onlerinde geceyarisindan hemen sonra saf tutmaya baslayan uzakdogulu ve hintliler dikkat ceker, turkleri de gormek olasidir.

    bu gune "black" denmesi karaborsayla alakali degildir, cunku ortada karaborsalik bir olay yoktur, olay erken kalkan kazanir, ya da abd'de pek meshur tabir ile first come, first served mantigina dayanir. "black" denmesinin sebebi patlayan satislar ve nakit akisi nedeniyle sirketlerin muhasebe hesaplarinda kirmizi ile gosterilen zarar durumundan, siyah* ile gosterilen kar durumuna gecmeleridir. bir derece dogruluk payi olsa da, tabii ki temsili bir isimlendirmedir bu.

    bu sene* 26 kasim gunune denk gelecek black friday'de kotu de olsa $500'a laptop, $100'a dijital fotograf makinesi, $80'a 27" televizyon ya da bedavaya 100'luk bir kutu cdr alabilirsiniz. pazar ola...

  • bana göre damacana su ve gsm bu şeylerin başını çeker.
    suyu kaynağından alıp şişeliyorsunuz, şişenin depozitini alıyorsunuz, hani diyecem birçok işlemden geçiriliyor, o da yok. birçoğunun test sonuçları vasatın altında. neredeyse ham maddesi yurtdışından gelen, şişesi depozitsiz kola fiyatına satanlar var bunu.
    hele gsmi anlamak mümkün değil. konuşsanda konuşmasanda o baz istasyonları bilgisayarlar vs hep faal zaten. belli bir aidatı anlarım ama konuşmayı ücretlendirmenin bir anlamı yok. şebekeler yetersiz kalır desen zaten kontrolsüzce her tarafı baz istasyonlarıyla donatmışsın belki yüzde 50 kapasiteyle bile çalışmıyorsun. 50-60tl fatura mı olur yani at alırız o paraya be.

  • kaybetme hissiyatı sonunda ruhlarına işledi demektir. korku dağları bekler talha.
    korkunun çaresi teslimiyettir.

  • hayatın gerçeklerini tokat gibi yüzünüze çarpar. ben dün geceki maçta üç kere sigarayı bıraktım, iki kere hastanelik oldum, iki kere maç yapmaya tövbe ettim, kalede durduğum 6 dakika da 6 gol yedim... şimdi ise bir dağ evine yerleşip odunculuk yapıyorum.

  • içine kapanık biri olmasının ve çevresiyle neden konuşmadığının nedeni zaten çok açık. çevresinde dünya görüşü olan bir tane insan olmadığını bilmesidir. etrafında böyle yobaz, cahil cühela takımı varken ne yapacaktı çocuk? tabii ki, telefonla daha farklı dünyaların içinde kendisine bir hayat kurmaya çalışacaktı. olaydan sonra durumunu çok iyi anladık demiş bir de, ulan anladıysan bütün ekşi s*ksin beni.

    ''ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu.'' sorunun zaten ne olduğunu anlayacak zihniyete sahip olmamanız en büyük sorun.

  • fazlasıyla gerçek ve de vahim bir olayı "amerikan" merceğinden "süzerek" ve "seçerek" yansıtan, o yüzden tam olarak samimi gel(e)meyen dizi. gariptir, izlerken martin mystere maceralarını hatırladım; onun karelerinde de soğuk savaş dönemi abd-sscb çekişmeleri ve didişmeleri böyle "kör kör parmağım gözüne" yapılırdı, benzer üslubu bu dizide de kullanmışlar.

    yine de mesele gerçeğe dayandığı için sağlam bir atmosfer kurmuşlar. keza "beni duyuyorlardı ama seni dinliyorlardı" gibi replikler de etkileyiciydi.