hesabın var mı? giriş yap

  • ilk cümlesi tayyip'le evlenmesiyle başlayıp, son paragrafta doğum tarihi verilmiştir.
    tarantino'ya mı yazdırdınız olm ?

  • mrna aşılarının karşıtları inanılmaz cahilsiniz ama yapacağım açıklamalar sizi iyi etmeye yetmez. o nedenle size değil burayı okuyup aklı karışabilecek olan eğitilebilir cahillere seslenmek istiyorum.

    mrna sitoplazmaya girer, çekirdeğe girmez.
    mrna dizisinin okunma sayısı bellidir, üreteceği protein sayısı bellidir.
    üretilen proteinin ömrü bellidir.

    bu parametreler sabitken bu aşının uzun dönem bir etkisinin olması imkansızdır.
    bakın düşük bir ihtimal de olsa olasıdır, mümkündür bile demiyorum
    imkansızdır.

    rica ediyorum sizden daha cahil insanların görüşleriyle aşı karşıtlığına kapılmayın.

    bu alanda makale yazıyor olsam ben de uzun dönem etkileri araştırmalar henüz yapılmadığı için bilinemez yazardım ama halkın bu tip bir kesinliğe ihtiyacı yok. halk mümkün olan/makul olan kesinlikle yetinmek durumunda. her gün 3 kilo domates yemenin 10 yıllık etkileri üzerine de bir çalışma yok ve bu tarz bir beslenmenin uzun vadede insana ne yapacağı bilinemez. ancak domatesi biliyorsanız yiyecek adama yeme demezsiniz. hakkında makale yazıyorsanız bilemeyiz dersiniz.

    mrna aşılarının uzun vadeli etkilerini bilmiyoruz demek bu tarz bir veridir.

    biliminsanları kafalarına göre asla zarar veremez, kesin zararsızdır diyemezler makalelerinde. bir şeyi bilmiyorlarsa bilmiyoruz yazarlar. zaten öyle de yazmak zorundalar. ben de bilimsel bir metin yazarken %99.9 emin de olsam %100 değilse bilemiyoruz yeterli çalışma yok yazıyorum. ancak mrna'yı biliyoruz, hücreyi biliyoruz, mrna'nın sitoplazma içinde ne yaptığını biliyoruz, aşının nasıl işe yaradığını çok net biliyoruz. tüm bileşenlerin ömürlerini biliyoruz. aşının insanlar üzerinde yapılan faz çalışmalarını ve sonuçlarını biliyoruz.

    noktaları birleştirince makul kesinlikle aşının insanlığa faydalı olduğu sonucuna ulaşıyoruz.

    bunları bilerek isteyen aşısını olur, istemeyen olmaz.

    konu bu.

    edit: mesaj kutum çöktü. ilginize de eleştirilerinize de teşekkürler ama cevap yazmaya yetişmem mümkün değil. sözlüğün bu dinamik yapısı beni hep cezbetti. iyi ki varsınız.

    kamu spotu: şeker orta vadede kesin olarak ömrünüzü kısaltıyor. aşıyı istiyorsanız tartışın ama şekerden uzak durun.

  • biz lise okuduğumuz zamanlarda(sene dea 1997-2000 arası) akat perspektif isimli bir parfüm vardı birebir calvin klein one isimli parfümle aynı kokuya sahipti. ancak 100ml calvin klein one 160 milyon lira iken 100ml akat perspektif 20 milyon lira idi. ayrıca birebir aynı koku olmasına rağmen calvin klein 24 saat zor dayanırken perspektif 3 gün çıkmazdı kokusu. elif parfümeriye gider 1 şişe calvin klein one 2 şişe de akat perspektif alırdım. calvin klein olana pek kıyamazdım ama perspektif olanı da hunharca kullanırdım(hatta benim ekşi sözlük nikim bile biraz da o zamanlara dayanır). neyse üniversite ve sonrasında kendi paramızı kazanmamızla birlikte kullanmadığım parfüm kalmadı ancak. hiçbir parfümden lise ve dersane zamanlarının perspektifinden yediğim ekmeği yememişimdir(hızlı kazanovaydık tabi o zamanlar).

    sonuç olarak benim hayatımda gördüğüm en effective en progressive erkek parfümü akat perspektifdir arkadaş. ötesi de olabilemez. bilen de iyi bilir bu parfümü(1982-1988 nesli).

  • izmir depremi sonrası manavkuyu mahallesi 275/b sokaktaki karagül apartmanında yaşayan bir kişi depremde binası yıkıldığı için digitürk üyeliğini iptal etmek istiyor.

    cayma bedeli olarak 483 tl ve dekoderi geri veremedigi için dekoder parası isteniyor digiturk tarafından. gel de yıkılan binada sen bul kendi dekoderını digiturk bu ne aymazlık ne iş bilmezliktir.

    görsel

    rezalet gibi rezalettir pes!

    edit1: olay medyada da yer almıştır , destek için teşekkürler haber linki

  • a: kadına verilen maaş,
    b: erkeğe verilen maaş.

    olmak üzere,

    a+b=c ailenin geliri.

    çiftlerden birinin maaşı=c/2

    sıkıntı yok, iyi günler.

    tanım: içimizden biri.

  • "beyanname dijital ortamda metin baskıya gönderilirken bazı kaymalar olmuş, bir iki sayfa düşmüş."

    bu dijital ortam baya rüzgarlı oluyor, sayfalar uçuşabiliyor normal.

  • müslüm gürses'i nerede sevdim ben biliyor musunuz?

    bir gün ona şaka yapılmıştı. müslüm baba'nın orkestrasına darbukadan hiç anlamayan bir adam oturtmuşlardı (sözde asıl darbukacısının eşi doğum yapmış). neyse işte müslüm gürses hazırlandı, şarkı çalıyor falan..ama darbukacı tam anlamıyla içine ediyor şarkının..müslüm gürses baktı böyle 1-2 falan olmuyor..durdurdu..inanılmaz sakin bir şekilde problemin neden kaynaklandığını sordu darbukacıya... sonra tekrar denediler, tabii yine olmadı falan..müslüm gürses yine çok sakindi. hatta ona darbukayı öğretmeye çalıştı kendi yanına gidip, ne yapacağını anlatmaya çalıştı falan..“çok basit bak yapabilirsin” falan dedi, cesaretlendirmeye çalıştı adamı. ne bilsin adamın ona şaka yaptığını… sonra tekrar..sonra tekrar.. darbukacı her seferinde şarkıyı katlediyor... bu durum uzun bir süre devam etti fakat baba en ufak bir kelime etmedi, hiç de sinirlenmedi. hatta en sonunda şakayı planlayan program sunucusu ayaklandı ve yalandan baya kızdı darbukacıya "beyefendi yapamıyorsanız gidin" falan dedi, ortalığı biraz karıştırmak istedi. darbukacı da "tamam o zaman ben gidiyorum" falan dedi kalktı ama orada baba devreye tekrardan girip "darbukacı gidemeeeeeeeezzz" dedi, yine destek çıktı adama ve bu durumu orkestranın içinde eritebileceklerini falan söyledi.

    hani bu şakayı planlayanlara göre normalde müslüm baba'nın zıvanadan çıkması ve olayların komik bir hal alması planlanıyordu ama o kadar naif ve ince bir adam vardı ki karşılarında, umdukları gibi olmadı.

    ben işte ilk kez orada çok sevdim onu. inanın o şakayı bi bülent ersoy'a veya muazzez abacı'ya veya bi ibrahim tatlıses'e falan yapsaydınız, verecekleri tepki çok başka olurdu. elleri ayakları falan titrerdi. bağırır çağırırlardı adama..belki iki dakikada kovarlardı. tam da şakacıların arzuladığı şeyler gerçekleşirdi.

    düşünmeden hızla kalp kıran, empati yoksunu insanları sevmem ben. müslüm gürses öyle değildi ve yine her zamanki gibi iyiler önce gitti.

    bazen isyan ediyorum bu sıralamaya. ruhun şad olsun baba.

    not: bu arada ilgili şaka şuradan izlenebilir.

    edit: link yenilendi. uyarısı için @scarletletter'e teşekkürler.
    edit2: link bir daha yenilendi (niye sürekli kaldırıyorsunuz ulan müslüm gürses şakasını internetten). @rahatsizadam'a teşekkürler.

  • bildiğiniz üzere honda, türkiye'deki fabrikasını kapattı. habere göre çıkışlarını verdiği personellerine kıdem ve ihbar tazminatlarını en üstten ödedi. ayrıca 40-48 ay arasında peşin maaş ödemesi yaptı. üstüne bir aylık prim verildi ve hatıra olarak da bir cumhuriyet altını hediye edildi.

    bizim yerli ve milli patronlarımız ise işçinin yediği yemekten bile kısmanın derdinde.

    link