ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kirpi metaforu
-
hava çok soğuktur ve iki kirpi vardır. kirpiler ısınmak için birbirlerine sokulurlar. bedenleri ve nefesleriyle birbirlerini ısıtırlar. çok sokulduklarında, dikenleri birbirlerine batar; uzaklaşırlar. bu sefer de üşümeye başlarlar. tekrar sokulurlar, tekrar dikenleri incitmeye başlar; tekrar uzaklaşırlar.
kirpiler böyle yakınlaşıp uzaklaşmaya devam edip dururlar, ta ki en uygun mesafeyi bulana dek...
öyle bir mesafe olmalıdır ki bu kirpilerin arasındaki; ne dikenleri birbirine batacak kadar yakın, ne de donacak kadar soğuk olmalıdır. ve en sonunda bir mesafe bulurlar, hem ısınıp hem de dikenlerden yaralanmayacakları...
bu mesafe ikilemi insanlarda da aynıdır. insanları da diğer insanlara çok yakınlık rahatsız ederek incitir, çok uzaklıksa yalnız bırakarak ruhunu üşütür. ne insanlarla yapabilirler, ne de yalnız kalabilirler. onlar da tıpkı kirpiler gibi en uygun mesafeyi bulana dek mutlu olamazlar. işte hayat genelde bu doğru mesafeyi bulmaya çalışmakla geçer. ilişkilerdeki bu doğru mesafeyi ayarlamaya çalışmanın adı da kirpi metaforu'dur.
galatasaray'ın deplasmanda yendiği en iyi takım
-
koyu bir fenerbahçe taraftarıyım.
galatasaray’dan da beşiktaş’tan da zerre hazzetmiyorum.
aga be... bu tineri ne olur çekmeyin.
biz ki konu avrupa olunca, galatasaray karşısında önümüzü ilikliyor arkamızı dönmeden geri geri odadan çıkıyoruz.
siz kimsiniz olm ??
fazıl say
-
"hadi bi takla at oyna göreyim", "askerlerin kurtulmasına sevinemedim", "ananı da al git", "türkiye'de işsizlik olduğuna inanmıyorum", "ittihat ve terakki zihniyeti sürüyor", "gücü olan doğalgazı kullanacak", "700 tl işçiler için nimettir", "işkence konusunda hamdolsun ülkemizde sorun yoktur", "batı'nın ahlaksızlığını aldık", "ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum", "ölmek madencilerin kaderinde var", "karl marx'ı tarihten sileceğiz", "dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz", "hatamız tekel işçilerine merhamet etmek", "dinlenmek istemiyorsanız konuşmayın", "hükümetle zıtlaşan belediye iş yapamaz", "askerlik yan gelip yatma yeri değil", "önemli olan boy değil soy", "hem laik hem müslüman olunmaz", "manşetle gelen manşetle gider", "köşe yazarları az yazarsa ülke huzur bulur", "bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli", "alkol içmeyin üzüm yiyin", "rabbime sordum cleveland dedi", "artistlik yapma lan", "sanki ilk defa maden kazası oluyor", "baykal ve bahçeli'yi ağzıma almam", "gensoru da artık bu ülkede yalama oldu", "polisin kullandığı gaz sağlığa zararlı değil", "şimdi iş daha kolay 5 çocuk bile olur", "nereden bileyim sevindiğini", "bize akp diyenler edepsizdir iftiracıdır", "aziz nesin konuşmasaydı baban ölmezdi", "ben arkeolojik bir inceleme yapıyorum", "aşırı doz sütten rahatsızlanmış olabilirler", "biz teröristmiyiz biz marksistmiyiz leninist miyiz", "kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor", "feminizme davetiye çıkarmamak gerekir", "turk sehitlikleri duzmece", "ateist dinsiz bir gençten kimseye fayda gelmez", "bisiklete binin benzin gerekmez" ...
halkla düpedüz kafa bulan bir zihniyete çok güzel bir tepki vermiştir.
(bkz: anladığı dilden konuşmak)
hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek
-
geçenlerde buradan bir kıymetli yazarla buluştuk, tanıştık. nickini vermeyeceğim anlatacağım şeyi paylaşmak isteyip istemediğini bilemediğim için ama şöyle bir şey anlattı, hani hayalini kurduğumuz şeyler bir dua gibi bir dilek gibidir ya, ben hayalini hiç kurmamışım ondan böyle oldu herhalde dedi. yani bunun gibi bir şey anlattı.
o anlatırken, ben sessizce dinliyorken, şunu fark ettim ki ben de daha önce aynısını düşünmüştüm. kendimi izler gibi dinledim.
hayalini kurduğum ne varsa, öyle ya da böyle, kıyısından köşesinden gelip buldu bir şekilde beni. öyle şeyler yaşadım ki, birebir aynı, sanki kendi elimle çizdim hayatımı. fakat ben hiç evlilik hayali kurmadığımı fark ettim. hiç nasıl bir yuvam olur, eşim, çocuklarım nasıl olur ya da olmalıdır gibi hayallerim olmadı benim. ne çocukken ne ergen ne de yetişkinken.
hayalini bile kurmadığın bir şey nasıl gelip seni bulur ki? çok saçma değil mi? yalnızlığımı bile elimle çizdim sanırım.
bazısı bunu farkına varmasa bile hep hissediyor galiba.
selamlaşmak
-
her lisanda ayrı, her kültürde farklıdır.
hindular sağ ellerini, dışı muhataplarına, ayası kendilerine dönük olacak şekilde hafifçe yüzlerine yaklaştırırken uzakdoğulu her iki elini birleştirip öne doğru eğiliyor. batıda reverans varmış eskilerde, bizde temenna...tokalaşmak, sarılmak, el öpmek hâlâ geçerli...tazim için her nabza göre şerbet var, isteyene...söze bile gerek yok çoğu zaman, vücut dili yeterli.
fakat yine de en güzeli, özlediğinin gözlerinin içine bakmak, taa içine...kuyunun sâdasını duyarmışcasına, kendi sâdanı onun kulağına fısıldarmışcasına...lisandan, hâlden, arzdan, beyandan azade "seni diledim geldin, beni diledin geldim" dercesine...
ama insan her zaman gözünün gördüğünü özlemez. ya da her özlediği gözünün gördüğü değildir. işte belki o vakit, selamlaşırken, sağ el sol göğsün üstünde olabilir. pıt pıt atan kalbe "sakin ol, sakin ol, sakin ol" demek için...
24 mayıs 2022 türgev'in kılıçdaroğlu'na cevabı
-
siyasal islamcı zırvalarıdır.
fetö'yü taklit edip milleti fetöcülükle itham eden tipler bunlar. dünyanın en pahalı bölgesinde öğrenciler için bina yapıyorlarmış, yersen. milletle ciddi ciddi dalga geçiyor bunlar. servetlerinin, kadrolaşmalarının, imkanlarının haddi hesabı yok, ama fetöcü olan biziz yine amk.
bu tip zırvalara inanmamayı akp sayesinde sindire sindire öğrendik. fetullahçılar bu tip açıklamalar yapınca ana avrat döşeyen akp'liler şimdi çıkmış aynı tür açıklamalar yapıyor. kaderin cilvesi işte. sonunuz benzesin.
akp elindeki ibb yoluyla milyonlarca lira paramızı bu tiplere yedirdiler yıllarca. şimdi de sefasını sürüyorlar.
(bkz: ibb'den 2 milyon tl burs alan akp k.k. başkanı)
(bkz: ravza kavakçı'nın ibb'den 155bin dolar burs alması)
(bkz: akp döneminde ibb'nin 62 milyon tl'lik bursu)
mirgün cabas'ın çağlayan tweet'i
-
niye kan dondurması gerektiği anlaşılamayan twit. illa kanın donsun istiyorsan berkin'in 14 kilo olarak gömüldüğü gerçeğini hatırla, yeter sana.
arabasıyla adama çarpıp umursamayan kadın
-
bugünün iç sıkan haberlerinden biri olmuş. adam atlamıştır, sen çarpmışsındır orasını bilemeyiz de adam yerde yatarken kezban sıkılma ifadesiyle telefondan e-maillerini kontrol etme hareketi nedir be ablam?
http://gundem.milliyet.com.tr/…/1839142/default.htm
(bkz: kezban trafikte)
ek:
kadına hakaret edilmesini doğru bulmuyorum fakat görüntü ne kadın ne erkek için etik.
birisi yerde can derdiyle uğraşırken (hele bu yaralanmada bizim de payımız varsa durum daha vahim) gidip o benim önüme atladının derdine düşülmez.
belki toplum olarak kadından daha duygusal bir tavır beklediğimiz için de tepki büyüyor olabilir ama burada kilit nokta şu: kadın çevredeki "sağlık" görevlilerine adamın nasıl da önüne atladığını anlatma derdinde. burada bir cinsiyet rolü yok; şunu ne erkek yapar ne kadın...
akabinde gazeteciye gösterdiği "küçük dağları ben yarattım" tavrı da durumu daha itici hale getiriyor ve oklar kendisine çevriliyor haliyle.
starbucks'ta takma isim kullanmak
-
yabanci ulkelerde hep turkce kufur yazdirarak katildigimdir.
cok afedersiniz got ,zik,cuk falan yazdirip calisani bas bas bagirttiririm ve eglenirim.
evet got diyince gidip benim kahveyi almam biraz garip kacmiyor degil ama sonucta egleniorum.kimseye de bi zarari yok.
1 kg muzun 18 lira 99 kuruş olması
-
ben küçük bir çoçukken şehrimizde muz esnafı vardı.
evet, yanlış duymadınız, muz esnafı.
bir kişi dükkan kiralar ve orada yalnızca muz satardı. ara sırada bazılarının kivi de sattığı olurdu.
tıpkı manav gibi, ama yalnızca muz satılırdı.
o zamanlar muz, kivi falan şimdinin ejder meyvesi, pitahaya denilen nebatatlarından bile daha pahalıydı...
bu entriyi neden mi yazdım ? öylesine, eski günler aklıma geldi.
kriz zamanlarıydı o zamanlar. her şey pahalıydı. ama yine de mutluyduk.
şimdiye bakıyorum; yine her şey pahalı. hem de ateş pahası. dahası, bugün mutlu da değilim.
ben yeni türkiye'yi hiç sevmedim sözlük. hiç mi hiç sevmedim hem de.
türkiye'deki büyücülerin yaptığı katliam
-
türkiye'de büyücüler varmış da bir zamanlar bunları toplayıp idam etmişler gibi historic bir şey sandım ilk okuduğumda, ya da komikli şakalı harry potter göndermeli bir şeyler bekledim. başlığa girince kanım dondu.
gündemde yer alması ve ciddi yaptırımlarla komple engellenmesi gereken bir durum.
edit:
türkiye'de ki büyücü katliamı/#117457061 entry'niz türkiye'deki büyücü katliamı başlığına taşındı
-yok, hala olmadı
türkiye'deki büyücü katliamı/#117457061 entry'niz türkiye'deki büyücülerin yaptığı katliam başlığına taşındı
-sonunda *