hesabın var mı? giriş yap

  • sinema sanatını seviyorsanız, karanlık salonda koskocaman ekranda yaratıcı zekaların hayallerinin gerçeğe dönüşmesini izlerken hayattan ve sıkıntılardan koptuğunuzu düşünüyorsanız, logan son yılların en etkileyici karakter temalı işlerinden birisi gerçekten. nefesimi tuttuğumu, boğazımın düğümlendiğini fark ettim bazı sahnelerde, o bitmez tükenmez otoyollarda logan ve kullandığı eski ford bronco kamyoneti görebilecekmişim gibi hissettirdi. gerçekten eski jenerasyonun iyi bildiği, yenilerin belki henüz tanışmadığı kült yapımlar vanishing point, easy rider, thelma & louise, django gibi filmlere bir saygı duruşu olmuş bir çok açıdan. yönetmen ve senaryo ekibinin kült filmler, yol filmleri ve distopik eserler külliyatını yalamış yutmuş olduğunu söylemek lazım. logan'da kaliteli western tarzından bilim-kurgunun üstatlarına uzanan geniş bir yelpazeye çok lezzetli selamlar yakalamak mümkün. hugh jackman bu filmde belki de hayatının işlerinden birine imza atmış. logan olarak kaybedeceğini çoktan anladığı bir savaşın içine gönüllü gönülsiz bir şekilde giren, beden olarak kaybedecek ama ruhunu temizleyeceği son bir yolculukta insanlığını, ruhun güzelliğini, çocukluğu, var olmanın ve hareket etmenin önemini son defa tecrübe eden bir karakter olarak ölümsüzleşiyor. film çok hızlı değil. derin, alt metinleri olan ve farklı bir super -anti- kahraman filmi. dediğim gibi bu filmin göndermeleri ve ruhen bile olsa selam çaktığı yapımlar için django, vanishing point, spagetti western'lar, easy rider, two lane black top gibi filmler sayılabilir. daha ötesi için ise (bkz: anti hero), (bkz: distopya), (bkz: yol filmi)

    --- spoiler ---

    filmin sonunu terminator 2'ye baya benzettim.
    --- spoiler ---

  • ulan buna da şükredenler var, ben daha kısayım hatundan. dik yürümekten sırtım sikildi bir yıldır, ecnebi tabutu gibi geziyorum sokaklarda. kıza babet giydiriyorum, topuklularını da ben giyiyorum, onlarla yürümek de zormuş amk, ayaklarıma vurdu heb. ama hala dırdır hala laf sokmalar. bak daha beş dakika olmadı, bak ya muhabbete bak;

    ben-bensiz sıkılırsınız ya ben de geleyim

    manita-tamam süper ben bakıcam biletlere

    ben- hobin zaten 1-bilet bakmak 2-kiralık ev bakmak
    sal bilet bakmaya, üç gün bakar sıkılmadan teyzesi

    manita-senin hobilerin 1-boş boş içmek 2-boş boş içmek

    ben- boş boş değil, düşünüyorum ben !!!!1!

    manita-fazla düşünme boyun uzamaz.....ay sen zaten :/

    resmen ibnelik ya, ayıptır.

  • turkcell:iyi günler turkcell fatura hatırlatma servisinden arıyorum. temmuz ayı faturanızı ... (burada son anda ödenmemiş diyeceği faturanın aslında ödendiği bilgisini görüyor) ... da ödemişsiniz ... bey, teşekkür ederiz.
    coloready:ee evet?
    t:öyle yani ödemişsiniz teşekkür ederiz iyi günler.
    c:bunun için mi aradınız yani?
    t:evet teşekkür etmek için aradık iyi günler.
    c:yoksa faturayı hatırlatacaktınız da son anda sistemde ödendigini falan gormediniz yani.
    t:(sessizlik) yok ..... bey teşekkür etmek için aradık iyi günler
    c:böyle her faturasını ödeyeni arayıp teşekkür ediyor musunuz 10 milyon kişiyi falan?
    t:bazen arıyoruz iyi günler.

  • - bayern deplasmanı
    - 75 dakika 10 kişi
    - 5 golle yakayı kurtarmak
    - milyonlarca yürek
    - tek bir soru

    "siz o maçta 8 tane yemeyi nasıl becerdiniz, allah aşkına!?"

  • bugüne kadar filmlerde izlediklerimiz doğruysa devre arasında abd soyunma odasında:

    oyuncu 1- lanet olsun, adamlar bizi yendiler!!
    oyuncu 2- hey keller ikinci golü yerken aklın nerdeydi dostum ha??
    keller- hey hey hey sen kendi işine baksana dostum, adam şut çekerken sen napıyordun ha??
    oyuncu 3- hey kavga etmeyi bırakın tanrı aşkına, adamlar resmen kıçımıza tekmeyi bastılar, biz gidelim de evde nba izleyelim...
    bruce arena- hey, siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz tanrı aşkına?? dünya kupası'ndayız. dünya üzerindeki her futbolcunun olmak istediği yerde... iki gol yemiş olabiliriz, bu işi beceremiyor da olabiliriz, çok kötü de oynamış olabiliriz, ama bizler amerika birleşik devletleri milli takımıyız, sahaya çıkıp elimizden geleni yaparız, [ müzik hafiften yükselir ] onlara kim olduğumuzu gösterir, onları evlerine yollarız!!
    oyuncular- [ hep birlikte ] hadi çocuklar onlara kim olduğumuzu gösterelim heyo heyo heey...

    gibi diyaloglar yaşanacaktır

    sonuç ise: 4-0

    (bkz: hayatın amerikan filmlerindeki gibi olmaması)

  • yüklemiyorum çünkü facebook kullanım desenimle örtüşmüyor. ben feyse giriyorum news feed'e göz gezdirip gelen mesaj varsa onları mail gibi okuyup yanıtlıyorum. gruplarda olay varsa bakıyor ve çıkıyorum. chat her daim kapalı.

    facebook messenger benim kontrolümde olan bu mesajlara müsait olduğumda bakabildiğim döngüyü feys arkadaşlarımın tetikleyebileceği türden rahatsız edici bir dinamiğe dönüştürüyor. bu değişimi istemiyorum. bundan rahatsızım. zorla ikinci uygulamayla üstüme atılmasından ayrıca rahatsızım. ayrı uygulamaya geçirip sırf rahatsız etmek için bildirimleri hala ana uygulamada gösterme çakallığından ayrıca rahatsızım.

    bunun sonucu olarak yaşadığım rahatsızlıkların ötesinde facebook mesajları benim en geç yanıtladığım mesajlar olmak durumunda kalıyor. haliyle bir de bana hemen ulaşabileceğini düşünen arkadaşlarıma geç yanıt atarak onları da bilmedikleri bu sebeplerden dolayı rahatsız ediyor, rahatsız ettiğim için ekstra rahatsız oluyorum.

    feysin mesaj ayarlarıyla alakalı çok sıkıntım vardı zaten. istemediğim halde tanımadığım insanlardan mesajlar alıyorum. bunlar other yerine bilmediğim sebeplerden inbox'a düşüyor. bunlara tıklayınca facebook karşı tarafa mesajı okumasam bile "görüldü" diye ispiyon yetiştiriyor. bu insanlarla paylaşmak istemediğim bir bilgiyi paylaşıp beni zora sokuyor. facebook tarafından taciz ediliyorum, özel yaşamım ihlal ediliyor. bu uygulama ayrışması, mobil taciziyle birlikte iyice artık hayat döngümü bozmaya başladı. tüm aile bağlantıları ve gruplardan dolayı hesabımı tümden kapatmak da istemiyorum.

    neticede bu uygulama dahil olmak üzere mesajla ilgili politikalarından dolayı feyse daha az giriyorum. daha çok twitter kullanıyorum, daha çok sözlük okuyorum. mesajlarına neden zamanı dönmediğime dair meraklanan, kırılan arkadaşlarla paylaşmak için de bunu buraya kaydediyorum.

  • mozart:pırıltılı,huzur,ayrıntıya özen,dikkat
    35 yıl ve 600 den fazla yapıt.
    6 yaşında keman ve piyano calabilme ve 6 yaşında ilk konser seyahetleri
    12 yaşında imparator 2.joseph için ilk operasını yazıyor"la finta semplice"
    13 yaşında straspurg kilisesi orkestra şefliği ve papa tarafında altın madalyayla ödüllendirilme
    karısının adı constanze ah constanze ah ahh onu sen öldürdün
    aklımdaki dagınık bilgiler