hesabın var mı? giriş yap

  • gamze merhabalar,

    kusura bakma, böyle yırtık dondan fırlar gibi mesaj atıyorum ama inan bana niyetim kötü değil.

    siyasi görüşüm kemalizm demişsin, ben de vardar ovasını çok severim mesela:) ortak yanlarımızın olması, gelecekteki ilişkimiz için bence çok önemli.

    peki ya sence?

    profilime bakarsan, bir çok kız arkadaşım olduğunu göreceksin. ama tek gecelik, geçici, ateşli ve sonunda mutlaka övgüler aldığım ilişkilerden sıkıldım, artık daha kalıcı şeyler arıyorum. (mesela 2 gecelik. hahahaha espri yaptım kız, hemen bozulma:)) esprilerime alışmak zorunda kalacaksın, hepsi birer bombadır, uyarmadı deme:))))))

    mesajını bekliyorum

    mustafa
    (jeoloji müh.)

  • 1- ona prensesmiş gibi davran (yapıldı)
    2- onu öv (yapıldı)
    3- onu ihmal etme/ gormezden gelme (yapıldı)
    4- aramalarina ve mesajlarina don (yapıldı)
    5- onu koru ve ona saygi duy (yapıldı)

    (bkz: çok sev) (köpek gibi sevildi)

    sonuç: aldatılarak terk edildim. (bkz: konu kilit)

    edit: işbu başlıktaki ilk girdi aşağıdaki gibi idi. daha sonradan silinmiş. yukarıdaki bu tablo ise bu girdiye istinaden yazılmıştır.

    1- ona prensesmiş gibi davran
    2- onu öv
    3- onu ihmal etme/ gormezden gelme
    4- aramalarina ve mesajlarina don
    5- onu koru ve ona saygi duy

    (bkz: çok sev)

  • elde edildiği bitkinin çeşitli isimleri vardır. sifin, ağu, orman gülü, komar. literatürde ericaceae familyası üyeleridir. rhododendron luteum, flawum gibi türleri vardır. hepsinin zehir oranı ve zehir türü farklıdır. andromedotoksin veya daha kullanışlı adıyla grayanotoksin aralarında çok küçük farkları olan ve temelde aynı işlevi görerek voltaj bağımlı sodyum kanallarını işlevsiz hale getiren bir( bir diyorum ama 60 çeşiti var molekülleride birbirlerine çok benzerler) zehir içerir. zehir bal sağımına takip eden bir kaç gün içerisinde uçarak balı zararsız hale getirir. tazesini çok yerseniz hipotansiyondan komaya girip 24 saat sonra çıkarsınız. hakkında okulda bayağı araştırma yapmış hatta lise hocama yollatmıştım bir örneği geçen sene.üniversitede hocamda sağolsun kargoyu yeni gördü bir sene sonra. sorun yok yiyebilirsiniz dememe rağmen yiyemedi gidip yemesi bana kaldı artık.

  • "ben bir ateist değilim. kendime bir panteist diyebileceğimi de düşünmüyorum. ilgili soru bizim kısıtlı akıllarımız için çok geniş. biz, pek çok değişik dilde kitapla doldurulmuş bir kütüphaneye giren küçük bir çocuğun durumundayız. çocuk kütüphanedeki kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini bilir. nasıl yazıldıklarını bilmez. yazıldıkları dilleri anlamaz. çocuk, kitapların sıralanmasında esrarengiz bir düzen olduğundan şüphe eder, ama ne olduğunu bilmez. bu durum, bana göre, en zeki insanın bile tanrıya göstereceği yaklaşımdır. biz, evrenin muhteşem bir şekilde düzenlendiğini ve belirli kanunlara uyduğunu görmekteyiz, ancak bu kanunları çok bulanık bir şekilde anlayabilmekteyiz."

    albert einstein

  • birgün dedi ki, '' bir sincabım var. çok severim sincapları. arka bahçemden ormana gönderdim. umarım aile kurup, gelip bana gösterir.'' o günden sonra naifliğine mi sevinsem, sincaba yeni ev kurmuş oğlan çocuğu muamelesi yapmasına mı şaşırsam bilemedim. ne zaman sincap görsem aklıma gelir, zaten hiç de görmüyorum ama görsem aklıma gelir.

    dünyanın; onca hırsızın, zalimin, hatta ruhsuzun yanı sıra, ait olduğu doğaya salıverdiği bir sincabın akibetini merak etmiş böyle insanları da kucaklamış olması umut verici. umarım resimlerindeki gibi, mutlu ağaçlarla dolu bir yere gitmiştir. umarım o sincap çoluk çocuğa karışmıştır. erken ölmem ama umarım babamın da öldüğünü görmem ve umarım unutulur notalar da benden sonra o güzel şarkıları söylemezler.

  • murphy kanunları uyarınca, doğru insan tam da beklenmeyen anda çıkar aslında karşımıza.
    her kalabalık kutlamaya, üzerimize en kibar elbiseler, en içten gülücükler alıp gideriz.
    herkesin alnında ne yazar okumaya çalışırız, gel gör ki doğru insan, kafada takke, ayakta sabo terlik ve dizleri çıkmış bir eşofmanla bakkala indiğimizde düşen parayı yetiştirmek için arkamızdan koşan insandır.
    ya da otobüste cep telefonunu açık unuttuğumuz için tüm yolculardan azar işitirken, -ikarus otobüste ne abs' si- diyerek bizi kollayandır.

    doğru insanı ararken girilen şekil şemal, bizi onun için doğru olmaktan çıkarır aslında. en doğru en doğal olandır. bunu unutur, o bizi yüzlerce metreden seçsin diye şatafata boğarız kendimizi.yüksek sesle konuşuruz o ne kadar esprili olduğumuzu anlasın uzaklardan diye, pembe, morlara boğarız kendimizi elalem çok yakışıyor dedi diye, sosyal görünmek için bir merhabamız olan herkesi öperiz yol ortası rastlantılarında.

    bu sebeple bekleyiş kaybettirir aslında ha keza arayış da. çünkü gerçek, yağmuru seyrederken yalnızlığa ağlamaktır.
    doğru insan bu anı içten içe bilen ve bu anı silmek için emek verendir.
    oysa göremeyiz. çünkü yaptığımız şatafatın benzerini bekleriz ilk etapta.

    karizmatik bir merhaba bekleriz belki de o her bayram mesaj atanımızdır. 15 yıldır doğum günümüzü unutmayan ve sadece dost gördüğümüzdür.
    belki okulda sınav dönemi bize de fotokopi çektirendir.

    doğru insan biz teklif etmeden ders çalıştıran, hava soğuduğunda ceketini verendir.
    doğru insan yalındır, doğaldır. bunu bilmek bekleme süresini kısaltır.
    aramak ya da beklemek değil aslolan görebilmektir.

    herkes için doğru insan vardır, önemli olan omzunuza bırakılan ceketteki sıcaklığı hissedebilmektir.