hesabın var mı? giriş yap

  • galatasaraylı futbolcuların bu maçı kazanmak gibi bir düşünceleri olmayacak, maça iyi hazırlanmayacaklar, maç bitse de tatile gitsek diyecekler ve maç formaliteden ibaret olacak. fenerbahçe ise en azından şampiyon takımı yendik diye avunacak, hırslı oynayacak ve sezonu iyi kapatmak için elinden geleni yapacaktır. bu şartlar göz önüne alındığında galatasaray 3-0 kazanır.

  • yurtdışında pasaportumuzu kaybedersek o ülkede yaşama hakkı elde edeceğimizi iddia eden bir sırma saçlı beyanı.

    (bkz: geçici seyahat belgesi)
    (bkz: geçici pasaport)

    herkesi kendi seçmeni gibi cahil ve bilgisiz sanıyor.

    edit:

    'türkiye'de suriye konsolosluğu olmadığı için bu belgeler alınamaz' içerikli mesajlar aldım.arkadaşlar ben tc pasaportumla kıbrıs rum kesimine girdim,eğer orada pasaportumu yırtsam kalabilecek miydim? bırakın tc konsolosluğunu,birbirimizin varlığını bile tanımıyoruz.

    edit 2: sayısız mesaj aldım pasaportunu yırtıp başka ülkeden deport edilemeyen örneklerle ilgili.tek tek cevap verdim ama buraya da yazayıp..münferit olaylar başka bu derece büyük akında durum başka..evet dayınız,arkadaşınız ingiltere'de fransa'da pasaportunu yırtıp kalmış olabilir lakin -olmaz da- 3 milyon paki,suriyeli ingiltere'ye girip pasaport yırtsın bakalım ne oluyor.

  • s500 henüz satışa çıkmadığı için olabilir. 2 sene daha bekleyip s600 almak da mantıklı olabilir. tabi bunlar mcdonald's menüsü ya 1 lira farkla büyük boy seçim yapabiliyoruz...

  • herşeyden bahsetmeden önce kısaca bütün bu yaşananların ve bilim kurgunun temel sebebinden ve bu nedeni keşfeden isimlerden bahsetmek lazım. kütleçekim kanunu, kepler ve newton!

    kepler'in ortaya çıkardığı ilkeler (gök cisimlerinin yörüngelerinin daire değil elips çizdiği ve bu elips çizilirken büyük kütleli gökcisimine yaklaşıldığında "ki bizim sistemimizde bu güneş" yörüngedeki cismin "örneğin mars yada dünyamız" dönüş hızının arttığı idi) arkasında bir dizi soru daha ortaya çıkarmıştı ve bu soruların en temeli hala ortada başıboş bir biçimde dolanıyordu… neden!

    işte tam da buradan hareketle sir isaac newton tüm insanlık tarihinin belki de en önemli keşfini yaptı. kütleçekim kanunu. bakmayın siz ağacın altında demlenirken kafasına elma düştü goygoyuna, newton kütleçekim prensibi ile yaşadığımız makro evrenin hemen hemen tüm fiziksel ve matematiksel prensiplerini açıklayan bir dizi karmaşık matematik hesaplarının temelini oluşturdu.

    peki nedir bu kütle çekim prensibi?
    çok çok kabaca bir anlatım ile madde miktarı başka bir deyişle kütlesi fazla ola cismin kütlesi az olan bir diğer cisimi kendisine çekmesidir. bu prensibi en kolaylıkla gözlemleyebileceğimiz olay ise herkesin kolayca fark edebileceği üzere yer çekimi. kütle çekim üzerinde etkili teme olarak iki durum var. birincisi madde miktarı, yani madde miktarı fazla olan cisim diğerini çeker. bu birinci etkeni anlamada hiçbir sorun yok aslında, temel olarak dünya ay'dan daha büyük bir kütle olduğundan kolaylıkla ayı yörüngesinde tutabiliyor, yada kolaylıkla bizi yüzeyine yapıştırabiliyor.

    gelelim ikinci etmene, ki işte bu etmen buradan sonra konuşabileceğimiz her şeyi açıklayabilecek olan olgu. kütle çekim üzerinde ikinci ölçekte etkili olan şey cisimlerin yoğunluğudur. bu ne demek? yoğunluğu fazla olan cismin birim hacimdeki madde miktarı da fazla olacağından kütle çekim gücü daha yüksek olacaktır demek.

    peki kütle çekimin astronomik cisimler üstündeki etkisini nasıl hayal edebiliriz?
    bundan bahsetmeden önce çok ciddi bir yanlış anlamayı düzeltmek gerekiyor. uzay; klasik ve çok yanlış bir tanımla içinde bulunduğumuz sonsuz boşluk… işte burada algımızı ve fiziksel olaylara bakış açımızı ve neden sonuç ilişkilerini temelden etkileyecek bir yanlış anlama var. uzay bir boşluk olsa idi bundan sonraki hiçbir şeyi açıklayamazdık. uzay bir boşluk değildir. başka bir deyişle, yıldızların, gezegenlerin, gök taşlarının, kuyruklu yıldızların ve binlercesinin arasındaki şey, o yapı o karanlık algı bir boşluk değildir. uzay her tarafında yoğunluğu çok çok düşük, kendisini adeta bir ince tül gibi kaplayan, kütlesi olan ve madde özellikleri gösteren atom altı parçacıklardan oluşan bir yapı ile doludur. karanlık madde… bu karanlık madde sayesinde kütlesi ağır olan cisimler, tıpkı yumuşacık bir koltuğa oturan şişman bir adamın koltuğa gömülmesi gibi uzaya gömülür ve tıpkı koltuğun minderinin deforme olması gibi uzayı bükerler. durumu gözünüzde daha rahat canlandırabilmemiz için bir video paylaşıyorum. ingilizce ama dile takılmayın, bilmiyorsanız sesini kısıp da izleyebilirsiniz. kütle çekimini görsel olarak mükemmel biçimde anlatan kısa bir video. karanlık madde olarak mavi perdeyi düşünün. keplerin yörünge prensiplerini falan gözlemleyebileceğiniz süper bir video.

    gravity visualised

    iyi de drogba, iki boyutlu evren videosu verdin, boş konuşuyorsun... üç boyutta nasıl olacak ben anlamadım? buyrun efendim alttaki fotoğrafa alalım sizi. konu tam olarak şöyle gerçekleşiyor.

    gravity 3d

  • nintendo fusajiro yamauchi tarafından 1889 yılında nintendo koppai ismiyle küçük bir işletme olarak kurulmuştu ve ana iş dalı el yapımı oyun kartları üretmekti. bu kartlar günümüzdeki iskambil kartları gibi birkaç farklı oyun oynamak için kullanılabiliyordu. ancak nintendo bu kartlarla oynanan hanafuda isimli bir oyun da piyasaya sürmüştü. hanafuda kısa sürede gözde bir oyun haline gelmiş ve bu sayede nintendo bir başarı yakalamıştı. hatta kartlara olan talepler o kadar fazlaydı ki firma kartları toplu üretmek için birçok kişiyi işe almıştı. 1950'lerin ortalarına kadar nintendo orta boyutlu ve oyun kartı üreten bir firma olarak kaldı ve japonya'nın dışına pek çıkmamıştı.

    1949 yılında nintendo'nun patronu değişti ve kurucunun torunu olan hiroshi yamauchi 22 yaşında şirketin başına geçti. nintendo'nun oyun kartları üretiminden, günümüzdeki yerine gelmesini sağlayan kişi de kendisidir.

    hiroshi yamauchi 1956 yılında şirketini genişletmek amacıyla amerika'ya gitmeye karar verir. oraya ulaştığında oyun kartı üreten firmasının potansiyelinin sınırlı olduğunu görür ve farklı alanlara yönelmeye karar verir. 1963 yılında şirket farklı sektörlerde faaliyet göstermeye başlar. ilk sırada bir taksi şirketi işletmeye karar verir ancak başarılı olamaz. ardından japonya'ya özel olan love hotel işletmeciliği gelir ve o da başarısız olur. sonra medya kuruluşluğu, en son da yemek şirketi denemesi yapılır ve bunlardan da istenilen sonuç alınamaz. 1964 yılında gerçekleşen tokyo olimpiyatlarından sonra kart satışları da düşer ve nintendo tarihi boyunca en çok zarar ettiği dönemi yaşar.

    birkaç sene içerisinde birden çok sektörde başarısız olan nintendo, 1966 yılında oyuncak sektörüne girer ve burada küçük oranda başarı sağlayıp, zarar ettiği durumunu bir nebze de olsa düzeltir. 1973 yılında ürettikleri ve laser clay shooting system ismini verdikleri ürünle nintendo ilk defa aile eğlence sektörüne giriş yapar. bu oyun nintendo'nun beklediği kadar satış yapamamış olsa da, şirketin aile eğlence sektörü ve oyun endüstrisi için araştırma yapmalarına imkan sağlayacak kadar gelir getirmiştir.

    1970'li yıllarda oyun konsolları evlere girmeye başlamıştı. bunu gören nintendo oyun endüstrisindeki ilk girişimini 1975 yılında magnavox odyssey oyununun japonya'daki dağıtım haklarını alarak yaptı.

    70'li ve 80'li yıllarda evlerde oyun konsollarının sayısı çok az olsa da, nintendo dağıtımını yaptığı oyunla başarı yakalamıştı ve hem ev konsolları hem de arcade makinaları için oyun geliştirmeye başlamıştı. nintendo'nun arcade makinaları için yaptığı ilk oyunu 1975 yılında piyasaya çıkan evr race olmuştu. donkey kong ise 1981 yılında çıkarıldı. bu oyunlar aslen arcade makinaları için çıkarılmıştı ancak ilerleyen zamanlarda atari 2600, intellivision, colecovision gibi oyun konsolları için de çıkarıldı. nintendo bir taraftan oyunları yapıp piyasaya sürerken, diğer taraftan başka bir işle ilgileniyordu. geliştirdikleri el konsolu ile nintendo için yeni bir dönem başlamıştı.

    nintendo'nun ilk el konsolu oyunu game and watch isimli oyunlarıydı ve 1980 yılında çıkarılmıştı. game and watch'da birkaç oyun bulunuyordu ancak bütün oyunlar aynı el konsoluyla oynanmıyordu. her el konsolunda oyunun farklı bir bölümü bulunuyordu ve oyunun farklı bölümü için başka bir konsol almak gerekiyordu. bu adım el konsollarının başlangıcı olmuştu.

    1984 yılında nintendo üretim kapasitesini arttırarak iş alanını genişletmiş ve famicom isimli kartuşla çalışan oyun konsolunu japonya'da piyasaya çıkarmıştı. bu sistemin başlarda biraz sorunları olsa ve oyunlardan atma olayları yaşansa da, video oyunlarına olan talebi oldukça yükseltmişti. nintendo, famicom sistemini 1985 yılında yeni bir isimle bütün dünyada piyasaya sürdü, nintendo entertainment system (nes). sistemin hatalarının çözülmesi sayesinde nintendo rakibi olan atari ve diğer firmalar karşısında öne geçmişti. ardından nintendo robotic operating buddy isimli bir sistem daha çıkarmış ve bu sayede oyunların konsolla senkron halde çalışmasını sağlamıştı. nes ile birlikte nintendo'nun en gözde oyunları da piyasaya sürülmüştü. bu oyunların arasında super mario bros ve legend of zelda bulunmaktaydı. nes'in geliştirilmesi ve 1985 ile 1988 yılları arasında çıkarılan gözde oyunların sayesinde nintendo büyük bir başarı yakalamıştı. 1986 yılında nes avrupa pazarına girmiş ve her evde olması istenen bir cihaz olmuştu.

    80'li yılların sonu ile 90'lı yılların başlarında nintendo kendisine rakip olarak karşısında sega'yı bulmuştu. nintendo'nun mario karakterine karşı sega kirpi sonic'i çıkarmıştı.

    1990 yılında nintendo amerika'daki video oyun pazarının %90'ına hakimdi ancak sega geliştirdiği oyun konsolu sega genesis ile 1994 yılında amerikan pazarının çoğunluğunu ele geçirmişti.

    nintendo nes üzerinde çalışıyorken sega daha güçlü bir konsol üretmeyi amaçlıyordu. sega genesis piyasaya çıktığında 16-bit destekliyordu.

    sega ve nintendo arasındaki yarış tavşan ve kaplumbağa hikayesine benziyordu. sega sahneye ilk çıktığında gösterişliydi, hızlıydı ve güzel bir tasarıma sahipti. diğer taraftan nintendo ise daha çok oyunların oynanışına ve tasarımına önem veriyor, pazarlamayı ikinci plana atıyordu. nintendo'nun kaplumbağa stratejisi donkey kong country'nin çıkmasıyla işe yaramıştı ve 1994 yılının sonlarında tekrar piyasalarda sega'nın önüne geçmişti.

    ek olarak, iki firmanın arasındaki en belirgin politikalardan birisi de nitelik ve nicelik ayrımıydı. nintendo oyunlarının kaliteli olmasına önem veriyordu ve bu sebeple sega'ya göre daha az oyun çıkarıyordu ama oyunları kaliteli oluyordu. sega ise karşılık olarak oyun kütüphanesini mümkün olduğunca büyük tutarak yarışmayı hedefliyordu ve sonuç olarak çok sayıda kalitesiz, az sayıda başarılı oyun çıkarıyordu.

    satış rakamları göz önüne alındığında nintendo geliştirdiği kaliteli oyunların sayesinde yarışın galibi olmuştu. sega her ne kadar geride kalmış olsa da o dönemde oyun endüstrisine yön vermeyi başarmıştı.

    sega ve nintendo arasındaki yarış 1980'lerde 8-bit döneminde başlamış ve 2000'lerin başında 32-bit dönemine kadar sürmüştü. 1995 yılında sega amerika'daki geliştirici ofislerini kapatmış ve diğer konsollar için oyun yapmaya karar vermişti.

    nintendo 1989 yılında game boy konsollarını japonya'da satışa çıkarmıştı. game boy ilk kartuşu değiştirilebilen el konsoluydu ve bugün bile oynanan bir oyunla birlikte satılıyordu, tetris. game boy düşük fiyatı ve sağlamlığıyla büyük bir satış rakamına ulaşmayı başarmıştı.

    nintendo'nun sonraki adımı 1990 yılında japonya'da super famicom veya batıda bilinen adıyla super nintendo entertainment system'i çıkarmak oldu. bu konsolun piyasaya çıkmasıyla birlikte nintendo kendi oyun imparatorluğunu sağlam temeller üzerine kurmaya başlamıştı. snes 1991 yılında amerika'da, 1992 yılındaysa avrupa'da satışa sunulmuştu. snes konsolu dünya çapında 46 milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştı. ayrıca 1992 yılında zelda'nın devam oyunu the legend of zelda* piyasaya sürülerek yine büyük bir başarı yakalamıştı.

    devam eden yıllarda nintendo grafiklerde ve yeni ürünlerinin teknolojilerinde büyük gelişim göstermişti. nintendo her ne kadar başarılı konsollar üretse de, piyasada kalabilmek için daha iyi teknolojiler üretmesi gerektiğinin farkındaydı. satellaview ismini verdikleri bağlantı cihazıyla snes ve game boy konsollarından dijital görüntü almak mümkün hale gelmişti ve bu sayede oyunların hem grafikleri, hem de oynanışı daha iyi hale gelmişti.

    1996 yılında nintendo büyük bir adım atmış ve nintendo 64 ismini verdikleri 64-bit destekleyen konsollarını piyasaya sürmüştü. konsolun satışa sunulduğu ilk günde 500,000 adet satmış ve insanlar bu konsolu alabilmek için uzun kuyruklarda beklemişlerdi. yine 1996 yılında nintendo, game boy pocket konsollarını piyasaya sürmüştü ve bu konsol, el konsolu olan game boy'a göre %30 civarında daha küçüktü. nintendo 64 için çıkarılan super mario 64 büyük bir başarı yakalamıştı ve günümüzde bile en iyi oyunlar arasında sayılmaktadır.

    26 şubat 1996 tarihinde ilk pokemon oyunu game boy için japonya'da satışa sunulmuş ve kısa süre içerisinde çok beğenilmişti. pokemon serisi o tarihte çıkarılmaya başlanmış olsa da günümüzde devam serileri çıkarılmaya devam etmektedir. nintendo, pokemon sayesinde toplamda 277 milyon oyun, 21.5 milyar oyun kartı satmıştır ve 17 film çıkarmıştır.

    1998 yılında game boy color piyasaya çıkarak el konsollarına yeni bir soluk getirmişti. 2001 yılının eylül ayında nintendo gamecube piyasaya sürülmüş ve aralık ayına kadar 2.7 milyon satış rakamına ulaşmıştı. super smash bros melee oyunu gamecube için en çok satılan oyundu ve dünya çapında 7 milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştı.

    52 yıldır nintendo'nun başkanlığını yapan ve firmayı elektronik oyun endüstrisinin lideri konumuna getiren hiroshi yamauchi 2002 yılında emekliye ayrılarak koltuğunu satoru ıwata'ya bırakmıştı.

    2003 yılında game boy advance sp piyasaya sürülerek game boy'un başarısını devam ettirmişti. yine 2003 yılında mario kart: doube dash piyasaya sürülmüştü.

    nintendo ds 2005 yılında piyasaya sürülmüş ve hemen başarıya ulaşmıştı. ds'de çift ekran, kablosuz çoklu oyuncu, dokunmatik ekran bulunuyordu ve game boy advance oyunlarını da destekliyordu. 2006 yılında nintendo wii çıkmıştı ve bazı oyunlarını oynamak için aktif olarak hareket etmek gerekiyordu. oyun oynarken hareket etme olayı sayesinde nintendo wii oyuncuların yanı sıra oyunlara ilgi duymayanlara da hitap etmeye başlamıştı.

    ds ve wii'nin piyasaya sürülmesinden sonra nintendo 2011 yılına kadar yeni bir konsol çıkarmayıp, önceki dönemlerine göre sessiz kalmıştı. piyasaya sürülen nintendo 3ds ve wii u, önceki konsolaların iyileştirilmiş sürümleriydi. 3ds konsolunda kullanılan teknoloji sayesinde gözlüğe ihtiyaç duyulmadan, konsolun donanımında bulunan bir parça sayesinde 3 boyutlu görüntü elde edilebiliniyordu.

    2016 yılına geldiğimizde nintendo arttırılmış gerçeklik oyunu olan pokemon go'yu piyasaya sürdü. bu oyun mobil cihazlar için geliştirilmişti ve cihazların kameralarını ve gps'lerini kullanarak gerçek dünyada pokemon yakalamaya olanak sağlıyordu. oyun çıktığı ilk haftada milyonlarca kez indirilerek büyük bir başarıya imza atmıştı. oyun ücretsiz olsa ve nintendo'ya büyük oranda doğrudan kazanç sağlamasa da, pokemon go'nun çıkışından kısa süre sonra nintendo'nun hisse değerleri 9 milyar dolar yükselmişti.

    1889 yılında kurulan ve geçen 131 sene boyunca önce başarılı olmuş, ardından farklı pazarları deneyerek büyük zararlar etmiş ve elektronik oyun sektörüne girerek büyük bir imparatorluk oluşturmuş nintendo'nun hikayesi elbette birkaç satıra sığacak kadar kısa değil. elektronik oyun devrimini başlatan ve gelişen teknolojiyi en önde takip edip, rakiplerinden daha kaliteli işler çıkaran nintendo günümüzde bir oyun imparatorluğu olarak varlığını sürdürüyor.

  • 10.000 altın
    8.000 odun
    akademi binası
    top dökümhanesi
    taksim'de cami

    gereksinimlerinden hepsinin karşılanmasıdır. önce çağ atlayan avantaj sağlar.