ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
arka sokaklar klişeleri
-
rıza baba: "ölmek de yaşamak da ekip işidir, ölmek de.... yaşamak da...".
rıza baba: "ne yapıp edip o çocuğu bulacağız, ne yapıp... ne edip.."
rıza baba: "aşk da nefret de gereklidir evlat, aşk da.... nefret de..."
radyo kültürünün unutulması
-
power fm'de iş çıkış saatlerinde geveze'yi dinlemeyi çok seviyorum, radyonun yeri ayrı, unutulmadı.
türklere özgü ikna yöntemleri
paramparça şarkısındaki inanılmaz mantık hatası
-
ev telefonunun kullanıldığı dönemleri unutmuş yazar beyanı (bkz: kaç yaşındasın sen)
türk değil fransız olduğu için tecavüz ettik
-
gasp, darp, tecavüz ve ırkçılıkla harmanlanmış bir olay. fransa zaten yükselen le pen ırkçılığı ile mücadele ediyorken buyur buradan yak..
(bkz: http://www.ntvmsnbc.com/id/25510449/)
3 türk kardeş, fransa'da bir kıza 2 saat boyunca tecavüz etti. 3 kardeşin kanlar içinde bıraktığı kızın polise verdiği ifade sayesinde yakalanan gençler, ifadesinde "türk olsaydı tecavüz etmezdik" dedi.
akılara ziyan kafa yapısına sahip bu türk kardeşler ortadayken , sonrasında da misafir sever millet, hoşgörülü din, dejenere olmuş avrupa gençliği zırvaları hiç mi hiç çekilmiyor.
erzurum şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
erzurum'da yaşanması ayrı bir sevindirdi. umarım yakın zamanda eylem yapıp, polisten dayak yedikleri görüntüleri de izleriz.
beni hayata bağlayan bu tür olaylar şu an itibariyle.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
ben allah'ın 'a' sını küçük
yazmaktan korkuyorum, adam kalkmış allah yok diyor. lükse bak amk
yeni dönem türk indie gruplar için isim önerileri
-
büyük ev ablukada, son feci bisiklet, yüzyüzeyken konuşuruz ve benzeri gruplardan sonra enteresan isim sıkıntısı çeken yeni indie gruplarımız için açılmasını elzem bulduğum başlık. maksat vatana millete hizmet olsun, gençlerin önü açılsın.
günün isim önerileri:
olmadı onu öyle yapalım
tavuk ye
biberona oturak
acayip sevimli yorgan mafyası
kerbela disko
g.ö.t.
bükük tasolarını
tam orası
mervelerdeyiz
son peygamber sosis köpek
muhtelif günlerde güncellenecektir.
altyazı ve dublajın birbirini tutmaması
-
bilgisayarda, tablette ya da diğer dijital platformlarda yabancı bir film izlerken elinizdeki teknolojiye bağlı olarak size dil ve altyazı tercihiniz sorulabilir. siz de zevkinize göre filmi orijinal diliyle ya da türkçe seslendirmesiyle, altyazılı ya da altyazısız izlemeyi seçebilirsiniz. şakacı kişiliğinizin devreye girdiği zamanlarda, türkçe seslendirme ve türkçe altyazıyı aynı anda açtığınızda duyduklarınız ve gördüklerinizin birbirini tutmadığına şahit olmuşsunuzdur. filmdeki kadın yemekten bir lokma alıp “muhteşem olmuş” derken altyazıda “bayıldım” yazıyor olabilir ya da atarlı ergen babasına “lanet olsun” diye bağırırken altyazı bunu “kahretsin” diye vermiş olabilir.
böyle bir durumda seslendirmedeki metinle altyazı metninin birbirinden farklı kaynaklardan geldiğini düşünebilirsiniz. yani duyduklarınızı ve gördüklerinizi farklı çevirmenler yapmış olabilir diye düşünüyorsunuz ve bir film için neden iki farklı çeviriye ihtiyaç duyulduğunu merak ediyor olabilirsiniz.
aslında ortada iki ayrı çeviri yok. altyazıdaki metin esas metin. seslendirme yapılırken seslendirme sanatçısı aynı zamanda filmi de izler. ihtiyaç duyulan durumlarda, elindeki yazıları filmdeki karakterin ağzından çıkanlara benzer başka ifadelerle değiştirir. örneğin bir amerikan filminde bir sahnede aktör “ı’ll try” diyor ve seslendirme sanatçısının elindeki metinde en uygun çeviriyle “deneyeceğim” yazıyor olabilir. ingilizcede bir çırpıda ağızdan çıkan bu söze karşılık “deneyeceğim” diye bir seslendirme yapılırsa bu söz hem aktörün ağız hareketlerine uymaz, hem de aktör “ı’ll try” deyip ağzını kapattığında bile seslendirme hala tamamlanmamış olur. bu nedenle seslendirme yapılırken “deneyeceğim” ifadesi içinde daha açık harfler bulunan, daha kısa bir sözcükle değiştirilir, bu “bakarız” olabilir, “yaparım” olabilir, “tamam” olabilir. işte bu nedenle altyazı ve dublaj birbirini her zaman tutmaz.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
konuşmadaki taraflardan biri olduğum için mi bana bu kadar komik geldi bilmiyorum ama bir örneğini bugün yaşadım. 4 yaşındaki anaokulu öğrencisi küçük kaselerde verilen ve suyu fazla olan barbunya yemeğini kaşığıyla karıştırırken düşünceli gözlerle dalıp gitmiştir. haliyle merak eder ve sorarım.
ben: göksu ne düşünüyorsun?
göksu: bu çorbayı ısırarak mı yemeliyim onu düşünüyorum.
hangi siyasetçiyi sevgili olarak seçerdiniz
-
neyse, koalisyon diyen çıkmadı en azından*