hesabın var mı? giriş yap

  • çipli bedenlerden önceki son aşama değildir.

    hiçbir içkin değeri olmayan kağıtlara yapay bir değer yükleyip bu değeri milyonlarca kişinin ikna olup güvenip kullanmasını sağlayan, bu kağıtların her birinin değerinin başka kağıtlara ve gerçek metalara göre her gün değişmesini sağlayan bir ekonomik sistemimiz varken işbu değeri sadece manyetik plastiklere işlemek mi inanılmaz geliyor? bana pek gelmiyor. hayırlısı olsun. şimdi gölge ekonomiciler düşünsün.

  • hayal etmekte zorlandigim aga. yahu ben kardesimi sandiga gitmeye ikna edemiyorum adamin bir lafiyla nasil oluyor da 7000 kisi hem de onun istedigi partiye oy atiyor.

  • iş disiplini ve ciddiyetine hayran olduğum karakterdir.

    kendisindeki disiplin ve tavırlarındaki ciddiyet memleketimizin insanında olsaydı, herhalde şimdiye ülke olarak çoktan düze çıkmıştık.

    seneler evvel, daha üniversite birinci sınıfta, sigorta şirketi olan birinden şöyle bir nasihat almıştım: "her ne yapıyorsan, işini düzgün yap, birinci kalite yap. insan or..pu bile olacaksa, kaliteli or...pu olmalı," demişti.

    fring tam da bu sözlerin ete kemiğe bürünmüş bir halidir. evet kendisinin iki yüzü vardır; fakat her iki yüzünü de aynı ciddiyetle oynar. hem yasadışı piyasaya hakim bir uyuşturucu baronu, hem de yasal piyasada tutunan tavuk restoranı zinciri sahibi olarak şu hususlara dikkat eder:

    - mesai tanzimini (time management) çok iyi yapar. kah restoranında müşterilerle ilgilenir, kah kristal üretimini denetler.

    - işini şansa bırakmaz. hem narkotiğin dostudur, hem de kartel'i kontrol altında tutar.

    - çalışanlarını eve davet eder, onlarla yakından ilgilenir.

    - her daim bir "b planı" vardır. "üreticinin" yokluğunda "üretimi" devam ettirecek birilerini yedekte tutar.

    - açıklayamacağı bir şey yoktur. geçmişinde boşluk bırakmaz. keza arkasında da iz...

    - iyi bir politikacıdır. muhtemel tehlikelere karşı insanları kendi safına çeker.

    - galip ihtimalle iyi bir satranççıdır. bir sonraki hamleyi değil, birkaç hamle sonrasını düşünür, adımlarını çok dikkatlice atar ve her ihtimali hesaplar.

    - dikkat çekmemek için lüks yaşamdan uzak durur.

    - idealisttir, intikamcıdır, fakat intikam alma noktasında sabırlıdır.

    - sinir bozacak derecede sakindir. sinirlerinin yanlış bir iş yapmasına izin vermez. işine duygusallık karıştırmaz. intikam alırken bile rasyonel davranır.

    - mesai arkadaşlarını güvenilir ve iş ciddiyeti olan kişilerden seçer.

    - iki dilli olup, her ikisini de aynı akıcılıkla konuşur.

    - ailesi ve geçmişi başta olmak üzere, hayatında bilinmeyen noktaları olan ve bu noktaların bilinmesine gerek duymayan biridir.

  • kykc mecidiyeköy'de bir alışveriş merkezinin en üst katındaki kahvecinin terasında kız arkadaşıyla birlikte oturmaktadır.

    k: kykc
    g: garson
    a: kaba adam.

    k: afedersiniz beyfendi, biz iki türk kahvesi alabilir miyiz?
    g: (hiç bir ses çıkarmaz. bakışlarıyla duyduğunu ifade eder.)

    yaklaşık 20 dk. sonra...

    k: beyfendi bizim iki türk kahvesi vardı.
    g: (gene ses yok, haa tamam hatırladım tarzı bi bakış.)

    2 dk .sonra kahveler gelir.

    k: beyfendi kusura bakmayın ama bu kahveler soğuk lütfen değiştirir misiniz?
    g: (her zaman ki gibi sessiz modda. kahveleri alır. bsg bakışı atar.)

    5 dk. sonra kahveler gelir. tabi ki tam sıcak değildir. ama en azından soğuk da değildir.
    yaklaşık yarım saat sonra içeriye kykc'den yaşça daha genç olduğu her halinden anlaşılan biri gelir ve yakın bir masaya oturur.

    a: garson bana bir kahve getir. orta olsun.
    g: tabi efendim hemen getiriyorum. başka bir şey ister misiniz efendim. (o yarım saattir gıkı çıkayan adam bülbül amk.)
    a: yok sadece kahve.

    3 dk. geçmeden kahve gelir. adam yudumlar kahveyi ve ta bizim masadan, tüten dumanı gözüken kahve için;

    a: garson bu ne be böyle, buz gibi kahve getirmişsin bana.
    g: çok özür dilerim efendim. hemen değiştiriyorum.

    2 dk. sürmez kahve gelir.

    g: kusurumuza bakmayın efendim. bu kahve bizim ikramımızdır.
    a: tamam olmasın bir daha.

    konuşmayı işiten kykc ile sevgilisi bir süre bakışır.
    sahne biter.

    not: allah benim belamı versin.

  • saf, iyiniyetli fakat düz bir insandır.
    rönesans sonuçta herkes bir sanatla ilgileniyor, resimdir, mimaridir, heykeldir... ee haliyle her tarafta bir boya kokusu, tiner kokusu, vernik kokusu filan, bir süre sonra rahatsız olmuş belli ki adamcağız. en sonunda da isyan etmiş, ''yeter lan'' demiş, ''boya kokusundan kafam beynim döndü, rönesans'ı batsin'' demiş.

    ''işte bu anlayış yüzünden ülkemizde sanat gelişmiyor'' diyerek bir hıncal uluç yazısı tadında bitiriyorum izninizle entryimi

  • gören de sıkılıp bezmedi çalıştı çabaladı dişinden tırnağından artırıp başlattığı işini büyütüp sektörde lider hale gelip aldı zanneder.

    "dünya kadar malın olacağına fındık kadar .mın olsun" diye demeç verse daha şık ve samimi olurdu kendine göre bence.

    edit: fındır'ı fındık olarak düzelttim nickmiodanemis'e teşekkürler :)