hesabın var mı? giriş yap

  • cok afedersiniz ama kendinize fitil tatbik ettiginiz an.

    lutfen yanlis anlamayin dostlarim, aha gotume fitil sokuyorum ibne oldum falan gibi bir sey dedigimi sanmayin; zira tip alaninda ayip olmaz. hayir dostlarim hayir, bu basur nerden gelip beni buldu da demiyorum. dogarken garanti belgesiyle dogmuyoruz ki, elbet hastaliklar olacak. benim sorunum fazla empati kurmak. ayiptir soylemesi gofret yerken etiketini, tuvaletteyken deterjan kutularini okurum. bu huyumun da hangi gofret e 323 maddesi iceriyor, hangi kirlilik seviyesindeki camasira kac olcek deterjan konur gibi konulara hakim olmak disinda bir getirisini gormedim ama huy dedigin birakilmiyor. neyse, demin bahsettigim fitil tatbiki aninda da ilacin kutusunu okuyordum ve boylece fitilin yuzde 3 oraninda kopek baligi karacigeri yagi icerdigi bilgisine haiz oldum. simdi dostlarim kendinizi kopekbaliginin yerine koyun. o kadar muthis bir dizayniniz var ki 30 milyon yildir evrim gecirmenize gerek bile kalmamis, sozlukte insanlar adiniza basliklar acip dogru bilinenler yanilgilar diye birbirini yiyiyor, besin piramidinin tepesindesiniz ve okyanuslarin hakimisiniz. bu arada anti parantez dunyanin yuzolcumunun %70'inin suyla kapli oldugunuda belirtmek istiyorum, yani bir nevi dunyanin kralisiniz. ve sonunuz yaginizin cikarilip maymundan evrilmis bir lavugun gotune girmek oluyor. insanlar size basur devasi gozuyle bakiyor. olacak sey mi bu? adaletin bu mu dunya?

  • döküm tava kullanma kılavuzu:

    1) döküm tavanızı en yüksek seviye ateşte, ısı sığasını iyice doldurana kadar ısıtın.
    teflon tava gibi 30 saniye sonra eti üzerine atmayın sıçarsınız. ne mi olur? o duymanız gereken "cozzz" efektini duymazsınız, bir süre sonra etin üstünde et suyunun göllendiğini görürsünüz. bu ne anlama mı gelir? "geçmiş olsun benden hayır gelmez artık" mesajının dışa vurumudur o su.

    döküm tavanın esprisi zaten bu. yüksek ısısını üzerine konan soğuk ete rağmen korur. enerjisini ete aktarır. teflon gibi soğuyup sonra tekrar ısınmaz. etin yüzeyini hızlıca dağlar, suyu içine hapseder.

    kısacası: en azından 5 dakika tavanızı kızdırmadan etinizi koymayın.

    2) eti attıktan sonra bir süre beklemeden çevirmeyin.
    eğer hemen çevirmeye kalkarsanız etinizin tavayı bırakmadığını farkedeceksiniz. zorlarsanız da henüz mühürlenmemiş yüzeyin mikro düzeyde parçalanmasına, içindeki suyu bırakmasına neden olursunuz. biraz bekle, sonra hafiften dürt, kalkıyor mu, çevir. teflondaki gibi zırt pırt oynama kısacası.

    3) pişireceğiniz eti ince kestirmeyin, çok dövdürmeyin.
    annenizin evinde yediğiniz 0.5 cm kalınlığındaki biftekler antrikotlar tam anlamıyla bir fiyaskoydu, unutun onları. etin içinin biraz pembe olması etin çiğ olduğu anlamına gelmez, pişmemiş olduğu anlamına hiç gelmez.

    "ay bu kadar kalın et pişmez ki" yok bundan sonra. pişer. ne yazık ki bu kadar et tüketilen bu ülkede insanlar et yemeyi bilmiyor. ya tamamen kahverengi olana kadar eti pişiriyorlar, ya da eti incecik dövdürüp tüm aromasını yok ediyorlar. neyse ki steakhouse furyasıyla biraz bir şeyler öğrenildi.

    etin pişim derecesi kişiye kalmıştır. ama etin medium-well seviyeden çok pişirilmesi kişiye kalmamıştır, bu etin mahvedilmesidir. dünyada genel kabul gören düzey "medium" 'dur, "medium-rare" ondan daha makbuldur, "rare" ya da "blue-rare" gibi daha aşağı seviye pişimler alışık olmayana ters gelir.

    tavsiyem, 3 cm kalınlığında bir bonfileyi, tavanın üzerinde durabilen her yüzeyini ızgaralayarak bir deneyin. içini pişirmeye uğraşmayın. zaten o yüzeyleri pişirirken merkezi de yeterince pişecektir. sonra damak lezzetinize göre bir dahaki sefere tavayı ocaktan alıp eti birkaç dakika daha üzerine tutarak içini pişirebilirsiniz.

    eti pişirmeden evvel üzerine kaya tuzu ya da deniz tuzu serpmek de tavsiye edilenler arasında. et pişmeden tuz atılmaz safsatasını da bir kenara atın.

  • iki lafı bir araya getiremeyen ve duruma göre konuşan yarışmacıları olan program.

    + bunda sirke kullandın mı?
    - ııı (tepkiyi ölçüyor) kullandım şefim.
    + ama bu yemeğe sirke konmaz.
    - çok az kullandım hatta kullanmadım şefim.
    + gerçi yüksek ısıda bir miktar koyabilirsin.
    - kullandım şefim. çok az ekledim.
    + ama çok fazla sirke geliyor.
    - biraz kaçırmış olabilirim.
    ++ ben sirkenin fazla gelmesini seviyorum.
    - o yüzden çok koydum şefim.

    bu nasıl bişeydir! koyduysan koydum de. koymadıysan da koymadın...
    sürekli bu tarz muhabbetler dönüyor.
    inanılır gibi değil.

  • genellikle altında art niyet bulunan sorudur. karşıdaki kişiyi "sen üniversiteyi nasıl kazanmışsın ki" şeklinde iğnelemeye çalışır soruyu soran üniversite okumamış şahıs.

    -hangi bölümde okuyorsun sen?
    +makine mühendisliği?
    -2 yıllık mı ?
    +... evet 2 yıllık
    -2 yıllık mühendislik mi olur ya?
    +yarrağım o zaman neden soruyorsun?

  • maç sonrası röportajında "2 pozisyon gaçırdım gafam ordaydı sonra zor olanı yaptım gene" minvalinde bir şey söyledi ve ardından "burdan altuğ abiye, gomşum, selam gönderiyorum. gol atacağımı söylemişti." diye ekledi. altuğ ebini yesinler senin.

  • bu önermeye inanan 100 kişiye sorduk;

    62si "mozart yaşasaydı yurtseven kardeşler'e katılırdı" dedi. geri kalanlar "o kim ki?" dercesine bakmakla yetindi..

  • yok o iş öyle değil. paran varsa kız seni tavlıyor, sen de sen tavladın sanıyorsun.

    debedit: bazıları gibi ''o kadar entry'min arasından soka soka bunu mu debe'ye soktunuz'' demek isterdim ama aksi gibi diğer entry'lerim de pek bişeye benzemiyor.. neyse :/ ha unutmadan, selam kızlar.*