hesabın var mı? giriş yap

  • bira şişesi kapağının içinde plastik bir parça vardır.

    --- spoiler ---

    çoğu hafta pazar günü bile çalışan ve madalyaları koyacak yer bulamayan ben, dünyanın öbür ucundaki proje ortağına, whatsapp aracılığyla işle ilgili bir şey sordum. gelen cevap bir kasa bira fotoğrafıydı. çünkü günlerden cumartesiydi.

    --- spoiler ---

    o lastik parçaya, conta denir.
    o kapağa da, contalı kapak!

  • roma ziyaretinde hayatinin tekduzeliginden bikip kacan bir prensesle amerikali bir gazetecinin bir gunlugune kesisen hayatlarini anlatan 1953 tarihli film. ikisi de birbirlerinden kimliklerini saklarlar, yani "iki yalanci"nin hikayesidir. prenses ann rolunde audrey hepburn, gazeteci joe bradley rolunde de gregory peck vardir. yani bana gore gelmis gecmis en guzel iki insani bir araya getirmistir bu film. zaten ikili arasinda omur boyu surecek bir dostlugun baslangici olur.

    ilk ve tek oscar'ini kazandirmasi bir yana, audrey hepburn'un ilk ciddi filmidir. oncesinde en uzun rolu iki cumle olmus. ayrica audrey hepburn'u dunyaya tanitan, yildiz yapan da bu filmdir. bu yonden cok minnettarim ben bu filmi yapanlara.
    konusunu gercek bir hikayeden; prenses margareth'in yasadigi kisa bir maceradan alir.
    roma'ya gidip de "roman holiday" espirisi yapmamak ayiptir, yaziktir.

  • klasik baba filan değildir. klasik babanın gömleğinin ya da tişörtünün cebinde her daim bir paket maltepe bulunur, elleri de sigara kokardı. nerede klasik amk bu jagler kokan babalar anlamıyorum. ben babamın bir defa diş fırçaladığını gördüm ömrümde, onda da 9 ay sonra kardeşim oldu amk.

  • babamın "okul nasıl gidiyor" sorusuna cevap vermeye çalışıyordum oysaki, gözüm dönmüş.

    + baba okula gidemiyorum. servis yok, ring yok, otobüsler ağzına kadar dolu. ben milletle sarmaş dolaş olmak zorunda mıyım? binip arabama mis gibi okula gitmek varken şu çektiğim pisliğe bak ya. senin bunlardan haberin yok tabii, benim bütün arkadaşlarımın arabası var.
    - arabası olmayan insanlarla arkadaş ol.

    babam olmuş sami abi. realistliğine kurban olduğum.

  • herhangi bir ortamda mabel matiz'in şarkılarından birine rast geldiğimde yapmayı şiddetle arzuladığım eylemdir.

    zaten alerjik rinit ve kronik sinüzit hastasıyım, bu adamın sesini duyunca gözlerim kızarıyor, burnum tıkanıyor, huylanıyorum bildiğin.

    belli ki bu arkadaş da aynı dertten muzdarip ama otrivine denen sihirli formülden haberi yok, yazık kimse söylememiş çocuğa... gel kardeşim şöyle uzat burnunu, pısst. bi de öbür deliğe, pısst. çek içine çek çek çek! hah şöyle adam gibi bir nefes al yahu, oksijen gitsin beynine.

    oh be dünya varmış, o da rahatladı ben de...

    edit: viral reklam falan diye yazanlar olmuş. dinlemem, sevmem, kendisiyle herhangi bir ilgi ve alakam da yoktur.

    edit2: otrivine virali diye yazan da var. onunla da bir ilgim alakam yok sıradan vatandaşım yahu ben. hay viral kadar taş düşsün kafanıza :)