hesabın var mı? giriş yap

  • en uzun mesafe uçuşu 1,5 saat süren ve bu kadar sürede portakallı ördek veya somon füme tarzı allafortafonik ikramlar yerine çay ve kek verdiği için uçuş kalitesinin düşük olması ile suçlanan firma. öldünüz amina koyim çay içip kek yemekle, klasınız sarsıldı.

  • isaac newton'un leibniz'e yazdigi calculus ile ilgili bir mektupta bir bulgusunu aciklarken kullandigi bir kripto.

    bu yazimi "aaaaaa cc d e ff iiiiiii eeeeeeeeeeeee lll nnnnnnnnn qqqq rr oooo ssss ttttttttt uuuuuuuvvvvv x" sekline donusturup ardindan anagram olabilecegini fark edip sonrasinda "data aequatione quotcunque quantitates involvente fluent, invenire fluxions: and vice versa" olarak latince dizmeyi akil eden insana da leibniz adi verilir.

    ben bi soda açayım bari.

  • yorgun parmaklarıyla çay bardağını kavradı; küçük bir yudumdan sonra gözlerime bakıp, hiç değişmemişsin dedi.

    sen de dedim.

    sesimdeki tereddüdü farketti, "hadi canım 22 sene geçti, 3 çocuk doğurdum, kilo aldım, kibar olma" dedi.

    - 3 çocuk mu, 1 tane demiştin telefonda?
    - üniversiteye hazırlanandan bahsetmiştim, bir de ikizler var. ya sende?
    - 1 tane, kız.
    - ne güzel, benimkiler de 2 kız 1 oğlan. ama oğlan çok üzüyor beni.
    - niye?
    - işte, boşandıktan sonra başedemiyorum, çok huysuz.
    - o çocukla mı evlendiydiniz?

    suratını ekşiterek hııı dedikten sonra, garsona baktı, bi çay daha verir misin.
    gözlerini masadaki boş bardağa dikti. ne aptalmışım dedi.

    - bilemezdin ki.
    - annem söylemişti. ondan koca olmaz dediydi. ama seni çok severdi. çok efendi çocuk, kibar çocuk derdi.

    sıkıldım bir an; konuyu değiştirmek istedim. annen nasıl? öldü, geçen sene . ne diyeceğimi bilemedim; başın sağolsun.

    gözleri buğulandı ama gülümsemeye çalıştı; sağol seninkiler? - aynı, emekliler işte.

    yumuşacık kahverengi gözlerine baktım..gülümsediği zaman düzgün dişleri yine ışıl ışıldı.

    - niye boşandınız?
    - çok kabaydı, sürekli hakaret, sürekli kavga, aşağılama..niye çekeyim dedim.
    - o kadar seneden sonra, 3 çocuk?
    - çekilmezdi, cehennem gibiydi hayat onunla. dayanamadım.
    - seviyordun.
    - aptalmışım dedim ya.

    22 yıl önce en son görüştüğümüz günü hatırladım; kusura bakma demişti, ben onu seviyorum, ne yaparsa yapsın. evet!
    peki demiştim. nasıl istersen.. şaşırmıştım, gururum kırılmıştı, ölecek gibiydim, çok seviyordum. hoşçakal o zaman deyip yürüyüp gitmiştim. o gencecik halimde kendime gelmem 2 yıl sürmüştü. içine kapanık, kırılgan birisiydim zaten. o yaz tanışmıştık. 2 yıldır beraber olduğu o çocuktan kavga edip ayrıldığı bir dönem olduğunu bilmiyordum tabi. ortak o kadar çok zevkimiz vardı ki..kitaplar, müzik, sinema.. o da benden etkilenmişti ama ben deli gibi aşık olmuştum.

    1 yıl sonra geldiği gibi o çocuğa dönmüştü. bir anda, kusura bakma ben onu seviyorum diyerek. kusura bakma? ne kadar kolay bir özür. klasik cümleleri de sıralamayı ihmal etmemişti: sen çok iyisin, daha iyilerine layıksın vs. eve gidip hüngür hüngür ağladığımı hatırlıyorum. sevgilimi kaybettiğim için mi? yoksa bir başkası için terk edildiğim için mi? ikisi için de..20 yaşında bir erkek için ağırdı be.

    - acıktım, bir şeyler yiyelim mi?
    tabi dedim garsona işaret ettim. tatlı isterim dedi. sütlaç.
    eskiden de çok severdi, tunalı'da el ele gezerken flamingo pastanesinde hep sütlaç yerdik. burnumun direği sızladı.

    - bana kızgınsın di mi?
    - yooo, nereden çıkarıyorsun. çocuktuk. nereden bilebilirdik ki? çok üzdün beni diyemedim, gülümsedim.
    - çok yorgunum, çok yalnızım; nafaka da vermiyor.

    gözleri yine doldu; ağlamaya başladı. neredeyse boş pastanedeki bir kaç kişi bize baktı. garsonlar bizim masaya kaçamak bakışlar atıp birşeyler fısıldaştılar.

    seni çok üzdüm di mi dedi. biliyorum hata ettim şimdi olsa..sustu. neyse dedim en azından çocukların var.

    - doğru. gözünün önüne düşen kumral telleri parmağıyla kenara attı. bu hareketini çok severdim, kumral saçlarını da.

    işe dönmem lazım dedim. telaşlandı, tabi dedi. evine bırakayım deyince gözleri parladı. gerçekten mi? elbette dedim; bu yağmurda yürü git mi diycem sandın? halâ çok kibarsın dedi.

    arabaya bindik. uzaktı evi; tarif etti. evin önünde durdum. el sıkıştık. arıycam dedi. ara dedim.

    -------

    edit : soran arkadaşlar için-bir daha görüşmedim..

  • yıllar sonra ilk defa büyük bir keyifle çizgi film izlerim diye kaltım ama, lan öyle bir çizgi filmler var ki 20 dakika izledim, mevzuyu anlamadım amk? çakmaktaşlar nerde lan şerefsizler!!!11

  • beklemek.

    insanoğlunun en aciz hallerinden birisi bu, beklemek. hep bekliyoruz, her şeyi bekliyoruz.

    insan bekliyoruz.
    iş bekliyoruz.
    para bekliyoruz.

    hiçbir şey yapmadan bekliyoruz olduğumuz yerde durduğumuz yerde, durarak. bekledikçe hiçbir şey yapasın gelmiyor. çünkü beklemeyi tek çıkar yol olarak görüyorsun ve bir adım dahi atmıyorsun, olduğun yerdesin. odalara hapsetmişsin kendini, yatağa bağlamışsın bedenini, boşluğa dikmişsin gözlerini. ne beklediğini bilmez bir haldesin.

    gelmeyecek ki.

    hareket etmek aklına gelmiyor. istediğin her neyse ona gitmek aklının ucundan geçmiyor. onun, onların sana geleceğini düşünmekten 'gelmeyeceği' ihtimali aklına gelmiyor artık.

    bekleme, bekledikçe geçen tek şey ömrün.

    gelecek olan mutluluk değil.

  • öğrenme eğrisi evet diktir ve insanlar bu yüzden gimp'i oldukça yadırgar. fakat öğrenmeye değer mi diyorsanız evet değerdir. nedenine gelirsek ücretsizdir, geliştirilmektedir, 25 senedir vardır, görünen o ki yıllarca da olmaya devam edecektir. yani sancılı bir süreçten sonra eliniz kolunuz gibi kullanabileceğiniz, her an indirilebilir, daima sizin yanınızda kalacak bir yazılım elde etmiş olursunuz. evet sözkonusu anlamda açık kaynaklı yazılımlar arasında en gelişmiş yazılımdır.

    dijital reklam ajanslarında uzun yıllar art director olarak çalıştım, photoshop bizim elimiz ayağımız gibiydi. bunun yanında bir illustratördüm. baskıya yönelik tasarım alanları dışında photoshop'u aslında birçok yönden yıllarca tecrübe ettim. o yüzden photoshop'u sektörün devi yapan birçok kriteri biliyorum.

    şimdi gelelim photoshop ile olan kıyaslamalarına. sektörde çalışmış , akademik altyapıyı bilen, profesyonel anlamda birşeyler yapan arkadaşlar şunu çok iyi bilir; photoshop'un en çok kullanılan özellikleri cs6'ya kadar olan özellikleridir. yani bugün photoshop son sürüme oturan bir kullanıcıyı cs6'ya oturtsanız birkaç minör özellik dışında teknik açıdan aynı araçları ve özellikleri kullanır ve o kadar da şikayet etmez ve işini yapar. cs6 photoshop'u birçok senaryoda rahat kullanabilmek için en makul minimum sürümüdür.

    gimp'e gelirsek, gimp'in photoshop'a karşı günümüzdeki en büyük eksikliği non-destructive editing olarak geçen tahribatsız düzenleme yeteneğidir. nedir peki bu? photoshop'da imaj katmanını bozmadan komut edebileceğiniz layer styles, adjustment layers gibi özellikler vardır. bunlar önemlidir, çünkü özellikle hobisel işler değil de müşteriye yönelik işler yapıyorsanız revizyonlara açık bir şekilde çalışmanız gerekmektedir. bu gerçekten yeri doldurulamaz ve eklenmek için oldukça geç kalınan bir eksikliktir. fakat gimp'in 3. sürümünde bu olacaktır ve hatta development versiyonunda deneyimleyebilmeniz için mevcuttur.

    bunun dışındaki kullanımda eksiklik olarak gösterilen birçok şeyin aslında gimp'de farklı metodları vardır, bazı şeyleri photoshop'dan daha hızlı ve basit yapabiliyorken, bazı şeyleri biraz daha uğraşarak farklı yollarla yaparsınız. pratiklik kazandığınızda bu keskin çizgiler sizin için bulanıklaşmaya başlar. mesela gimp'de çoklu layer seçip bunları taşıyamazsınız, fakat layer'ları gruplayıp onlara hükmedebilirsiniz gibi...(çoklu layer seçimi yine 3. versiyonda ekleniyor) öte yandan gelişmiş ve pratik bir aligment aracına sahiptir, bunun için topyekün ayrı bir aracı vardır, bu noktada gimp bence daha hızlı ve verimli bir yol sunar. çünkü içerisinde seçtiğiniz katmanı neye göre hizalayacağınızı seçebileceğiniz ilginç opsiyonlar vardır, örneğin seçeneklerin birinde alttaki katmanların sınırlarını algılayan bir algoritma kullanır. bu bazen işinizi oldukça hızlandırır. (mesela bunun ps'deki karşılığı alttaki katmanların sınırlarını tek tek seçip ekleyip alignment yapmaktır)

    gimp bugün photoshop'dan daha iyi bir yazılım mıdır? bence değildir. size önceki paragrafta bahsettiğim photoshop cs6 bugünkü photoshop sürümünden daha mı iyidir? kesinlikle değildir. fakat bugünkü photoshop'da yapabildiğiniz neredeyse herşeyi yapabileceğiniz kadar makul özelliklere sahiptir değil mi? akademilerde photoshop dünyanın birçok yerinde öğrencilere hala cs6 ile öğretilir.

    tekrar entry'nin başına geliyoruz; gimp gelişmektedir ve eksiklerini tamamlayıp o makul eşiğe gelecektir. bu eleştirdiğimiz önemli eksiklikler şuan development versiyonunda eklenmiş bir haldedir.

    bu nedenle ;

    -sektörde iş aramıyorsanız
    -freelance çalışıyorsanız
    -tecrübeliyseniz ve ne yapacağınızı biliyorsanız
    -photoshop'da rutin olarak yaptığınız herşeyin karşılığının varlığından eminseniz
    -photoshop'u biliyorum ama gimp'e neden aşina olmayayım diyorsanız

    gimp sizin için makul bir tercih ve iyi bir yatırım olabilir.