hesabın var mı? giriş yap

  • evde mutsuzdur.
    evde kimsesi yoktur.
    evi yoktur orda kalıyordur.
    para lazımdır.
    erken kalkıp erken yol almak istiyordur.(pazar bile olsa)

    bırak işine baksın adamcağız, sen sporundan olma.

    başlığı açan eylül fırtınası kaçmış.

  • asıl yutturmaca, bakan sıfatlı kişinin "1884'te abdülhamid han yerli otomobil için talimat verdi" açıklamasıdır.

    modern otomobilin atası kabul edilen ford model t 1908 yılında, ford model a 1927 yılında üretime girmişti. hadi o modeli geç ford'un kuruluş tarihi 1903, içten yanmalı motorlar kullanıma girdikten sonra mercedes'in yola çıkan ilk aracının üretim tarihi 1899!

    tamam seçmen kitleniz gerçekten cahil ve mal bir güruh olabilir de, bu ülkenin insanı da salt o çomarlardan müteşekkil değil çok şükür. az ölçülü at bakan hazretleri!

  • bir fenerbahçeli olarak açılışına gittim, yerinde inceledim. gözlemlerimi sıralıyorum efendim ;

    - öncelikle stat cillop gibi. bok atan, kusur bulan komplekslidir.

    - ilk maç olmasından dolayı heralde, hiç bir güvenlik görevlisi ya da sorumlu giriş çıkışlar ve park yerleri hakkında bilgi sahibi değil.

    - stadın akustiği harika. 20 kişi bağırsa bile bütün stat inliyormuş gibi oluyor ancak kullanılan ses sistemi çok kötü.

    - playback yapan kenan doğulu çok itici.

    - başbakan'ı yuhalayan o galatasaraylı kardeşlerim ne güzel insanlardır, ne can insanlardır. maç içinde ilk defa taraftarla bir olabildim bu sayede.

    - yiyecek içecek çok büyük sıkıntı. içinde sadece kaşar olan sandviçe 10 lira ödedim ağlaya ağlaya. küçük sayılabilecek bir döner dürüm ise 16 lira. astronomik derece pahalı fiyatlar.

    - toki'nin başkanı sanırım, hayatımda gördüğüm en troll insan açık ara. yahu kitle başbakan diyince yuhalıyor. en az 11 kere başbakan dedi. onu geçtim, fenerbahçe'nin yapılan yeni salonundan bahsediyor. beni her ne kadar güldürdüyse de oradaki 30-40 bin kişi fena kıl oldu adama.

    - trafik sorunuyla karşılaşmadım. maçın bitiminden 5-6 dakika önce çıkıp, arabayla bostancıya tam 15-20 dakika civarında ulaştım.

    - böyle karlı havalarda falan korkunç üşür orada insanlar. bugün bile buz kestik.

    - cem yılmaz'ın reklamı kusturdu resmen. en son saydığımda 18. kez izliyordum.

    - galatasaray'ın şarkıları çok kötü. marşlardan bahsetmiyorum, stat hoparlöründen çalan şarkılar var ya. hah işte onlar. bir de türk telekom'un şarkısı var ki çok daha fena.

    benim yorumlamam bu kadar. hadi hayırlı işler.

  • korkunç bir yorum, provokasyona açık ve savaştan bile daha çirkin ukrayna'nın sürekli türkiye'yi savaşın içine çekme çabası.

    edit: sal bizi ukrayna, bu işe girerken sırtını sıvazlayan biz miydik ?

  • twitter'da denk geldiğim açıklama. @gelbanagorbeniaskinneyledi sağolsun usenmemis resim halindeki açıklamayı yazıya dökmüş. buraya kopyalıyorum.

    --- spoiler ---

    otobüs gibi toplu taşıma araçlarının önceden belirlenen güzergahlar ve bu güzergahlar üzerinde bulunan mola yerleri dışında, hayati tehlike arz edecek durumlar hariç olmak üzere durması, bizzat toplu taşıma sisteminin bu niteliğinden dolayı amaca uygun değildir. anayasanın 2.maddesinde türkiye cumhuriyeti,demokratik,laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanmıştır. anayasanın 14.maddesine göre,anayasada tanımlı hakların hiç biri,özellikle demokratik ve laik anlayışı ortadan kaldırma amacıyla kullanılamaz.

    anayasanın 23.maddesi "yerleşme ve seyahat hürriyeti" ni ve 24.maddesi "din ve vicdan hürriyeti" ni güvence altına almıştır. buradan hareketle müvekkil şirketin,sadece bir veya bir kaç yolcu ibadet edecek diye, ibadet etmeyen ve öngörülen zamanda varmak istediği noktaya ulaşmak isteyen diğer yolcuların, bahsi geçen anayasal haklarını görmezden gelmesi şirket politikamız nedeniyle mümkün değildir.

    tüm yolcuların bu prensiplere saygı duymasını beklediğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.

    https://twitter.com/…?t=ij6wmavhnxaphrnkaobjhq&s=19
    --- spoiler ---

    edit: yaşanan olayla ilgili başlığı sabah görmüştüm ama şimdi bulamadım. başlığı gönderen olursa bu entry'de yer vereyim

    edit 2: olayın nedeni şuymuş.
    https://twitter.com/…?t=er3n8psdf0rbfqkiryodyg&s=19

  • aksam rakiyi fazla kaçırınca oturup yazamadım. kısmet simdiyeymis. şimdi size tayfun uzbay ile ilgili bilmediklerinizi anlatayım. hocamız ile aktif olarak çalışan biriyim. bilirsiniz ki şizofreni konusunda çok iyi bir araştırma yaptı (bkz: agmatin) ben de kendisiyle çocuk şizofreni hastalarında beraber çalışıyorum.

    tayfun hoca nun bir lafı vardır. bilim adami kendini yanlislamalidir diye. öyle ortaya attığınız her hipotez doğru çıkacak değil. hocanın farkı bu. etik olmasi ve diğer uyduruk akademisyenler gibi her bulduğunu çözüm gibi sunmamasi; çözüm pozitif ise neden öyle olduğuna da bakması.

    başlıkta yazılara baktım ama goremedim; sizofreni denmiş ama asıl önemli bir bilgiyi aktarmak isterim madem burası kutsal bilgi kaynağı. agmatin denen molekülün anti depresan etkisi olduğunu iddia eden bir ilaç firması grubu fdaye bunu kabul ettirmeye çalışıp yeni ilaç piyasası oluşturmaya çalıştı. halbuki daha agmatinin geçerliliği bile sorgulaniyor. peki fda neden ruhsat vermedi? çünkü tayfun hoca öyle olmadığını gösterdi. fda de buna dayanarak olaya yanaşmadi.

    tayfun hoca ile tubitaka proje yazdık, sanırım 4-5 bin lira butceliydi. reddettiler. karar gerekçesini incelesen en iyi dansöz bile böyle kıvıramaz dersin. telefon açtım bu proje bitecek ben sana garantisini veriyorum, bi yolunu bulacağım dedi. o proje şimdi bitmek üzere.

    en ama en önemlisi. hocayla reyhan pastanesinde otururken anlatti. gerçekten tanıyıp etik ve naif bir insan olan bu adam neyle suçlandı biliyor musun? hayir sadece casusluk değil. kadin saticiligindan uyuşturucuya kadar herseyle. boynuna yazılı bu suçları cezaevinde ailesiyle görüşmeye giderken hep sakladı görüp de uzulmesinler diye. bu insanlar böyle işkenceler de çektiler.

    sen cezaevinde bilimsel makale yazan insan tanıyor musun? ben tanıyorum: tayfun hoca.

    bu adam bizim için çalışırken biz onu cezaevine sokup bağlama çaldırır, resim kursuna verdirdik ama şizofreni ile çalışmasına engel olduk.

    bilin istedim turkiye de neler yapıldığını. bu ülkede pezevenk olmak bilim insanı olmaktan daha kolay. bi iftiraya bakar.

  • ortada planlı bir şekilde kaçırılmış bir kadın var ve bu olayı gören *arkadaş kolluk güçlerine '' araçla kadın kaçırıldı'' diye ihbar ediyor ama polisler bunu iplemiyor. insan kaçırılıyor ama polis iplemiyor. şaka gibi. kamu spotlarında bile ''görmezden gelmeyin, şüpheniz varsa polisi arayın'' temalı yayınlar varken hazır yaşanmış bir ihbar nasıl takibe alınmaz?

    bu arkadaşın gösterdiği azmin 10'da 1'ini emniyet gösterseydi belki kadın kurtulacaktı veya olayın gerçek yüzü belli olacaktı ama yok.

    gecenin leyli yarısında polislerden çare bulamayınca tee çağlayan'a kadar savcı bulmaya giden arkadaşı da canı gönülden tebrik ediyorum. iyi ki varsınız abi. o polislerden de şikayetçi ol. sakın peşini bırakma! helal sana. adamsın.