hesabın var mı? giriş yap

  • sırp elektrik mühendisi hayatına bir köy evinde başladı, abisinin ölümü üzerine ailesinin aşırı baskısı ile karşılaştı, zayıf bir bünyeye sahipti. yıllarca anası ona abisini anlattı durdu, o da sonunda patladı, ne oldu, günde 20 saat çalışan bir canavar oldu, takıntılı bir deli oldu veya bilinen deyimle "elektiriğin tanrısı" oldu.

    tesla'nın hayatı boyunca yapmak istediği şey, elektrik dalgalarını, aynı hertz dalgalarında (bildiğimiz radyo dalgaları) olduğu gibi atmosferde iletebilmekti. böylelikle tüm insanlık için bir merkezden üretilen, bedava elektrik sağlanmış olacaktı. sürekli bu hedef üzerine çalıştı durdu, ancak amerikan elektrik dağıtım şebekesinin patronları bu fikri pek beğenmediler (önce edison'un şirketi, sonra westinghouse). ona verdikleri destekleri bir bir çektiler, oysa tesla ta o zamanlar kısıtlı imkanlarıyla şimşekten dahi güçlü arklar yaratmayı başarmıştı, şu bahsedilen tesla bobini aracılığı ile.

    yalnız bırakılması ile mecburen silah projeleri ile dikkat çekmeye çalıştı, ayrıca hitler'in kesinlikle durdurulması gerektiğine inanıyordu (2. dünya savaşı sırasında bir alman gemisi elektrik atlaması sonucunda batmıştı, bu olayda tesla'nın parmağı olduğu düşünülüyor). o projeleri bugün için bile son derece ütopikti; elektrik kalkanları, mikrodalga silahları vesaireler.. hatta o kadar ki, tungutska patlamasında bile tesla'nın izi aranmaya başlandı.

    tesla'nın bugün günlük yaşamda kullandığımız herşeyde direk payı vardır; bilgisayar, televizyon, radyo, internet. hatta o kadar ki, radyoyu tesla'nın bulduğunu amerikan yüksek mahkemeleri 50'li yıllarda kabul etmişti. bugün evlerde kullandığımız ac şebekeler yine tam olarak onun icadıdır; ac şebekeler sayesinde tesla, edison'un dc sistemini darmadağın etmiş ve elektriği uzak mesafelere iletmeyi başararak, bu rahmeti her eve sokmuştur. ama onun için tüm bunlar pek basit uğraşlardır.

    çok bağlı olduğu annesinin ölümü üzerine çok etlilenir; insan aklını ve dolayısiyle beyin dalgalarını araştırmaya koyulur; beyinde alfa, beta ve teta olmak üzere 3 ana dalga çeşidi olduğunu keşfeder, dünyanın rezonansını ölçer; düşünceyi ekrana yansıtma deneyleri yapar, telapati üzerine çalışır.

    tesla 100'lerce patenti olan, zamanının ötesinde bir dahi (hatta einstein'ın rölativite teorisinde hata bulacak ve bu yıllar sonra ispatlanabilinecek kadar büyük bir dahi); ancak isminin 1920'lerden beri kitaplardan yavaş yavaş silinmesi insana "ne hikmettir" dedirtmiyor, açıkladık işte neden dedirtmiyor, nedeni işte budur, böyledir.

  • sanki gelinler bu evlerde münferit takılıyormuş gibi döşenmiş. her yer pembe her yer kelebek her yer plastik çiçek. damat anasının evinde mi kalıyor? ona yönelik bir dekorasyon yok mu? gerçi belki damat da zevk alıyordur tüm bu olan bitenden, lila ve gülkurusundan, pierre cardin deri terliklerden.

  • istanbul'daki bir devlet üniversitesinin fen edebiyat fakültesindeki bir bölümde 2. sınıf öğrencisi olan bir arkadaşım var. çok güzel bir kız. hani şanslı genlerle doğmuş olanlardan. ingilizcesi orta, bilgisayar bilgisi word, powerpoint, excel den ibaret onlar da orta. kendisi şu an çok ünlü bir restorantta çalışıyor. rezervasyonları alıp, oturma planını hazırlayıp akşam gelen müşterileri güler yüzle karşılıyor. pazar günleri hariç her gün, günde 7 saat çalışıyor. aylık kazancı 2500 tl maaş + ssk + yol ve yemek + her ay bahşiş oranına göre 250-750 arası tip.

    başka bir arkadaşım - gene çok güzel bir tanesi- bu yaz ünlü bir viski firmasının tanıtımını yaptı. firma sofistike olmasını istediği için dekolte ve mini giymesi yasaktı. daha çok bordo, lacivert tonlarında diz altı, dar elbiseler ya da siyah uzun dar elbiseler giymesi istendi. pazartesi hariç her gün gece saat 11 ile 3 arası baya ünlü bir gece klübünde viski standının önünde durarak günde 150, ayda 3600 tl kazandı. konuştuğumuzda son 4 ayda 15000 tl gibi bir miktar kazandığını söyledi.

    haziran ayında başka bir arkadaşım ve sevgilisi itü inşaat mühendisliğinden mezun oldu. kız ortalama güzellikte, 3.2 gibi ortalama yapmış ve çok iyi seviyede ingilizce ve almanca biliyor. oğlan taşşaklı bir liseden mezun, aynı kız gibi iyi bir ortalamayla ve onun gibi 2 yabancı dille mezun. kız başlangıç olarak 2000 tl maaşla büyük bir şirkette çalışmaya başladı. oğlan 2200 maaşla daha küçük ama piyasaya göre daha fazla maaş veren bir yerde iş buldu.

    bundan sonrası için yorumu size bırakıyorum.

  • geberdiyse ya da agir sakat kaldiysa sevindigim haber. bu tur olaylarda tek uzuntum, normal bir sekilde yolunda giden insanlara ve araclarina verilen zararlar. yoksa bu davarlarin geberip gitmesi, aramizdan ayiklanmasi tek temennim.

  • çalıştığı için gündelikçi tutan kadın bi gün aklına gelir çalışana sorar:

    - sen biz yokken hiç yemek yemiyorsun galiba? dolaba baktım hiçbir şey eksilmemiş.
    - hayır yemiyorum.
    - aa niye kuzum?
    - arkamdan dolaba bakıyorsunuzdur diye..
    - ?!

  • inşaat işçisi bir babanın kızıyım. orta okula kadar bu sorudan ölesiye utanırdım. sıra bana gelmesin isterdim. okuduğum sınıf ağırlıklı olarak zengin çocuklarının okuduğu bir sınıftı. okulun ilk günü herkeste yeni ayakkabılar, yeni önlükler, yeni çoraplar. bende babamın patronunun oğlunun ayakkabıları olurdu. kuzenlerimden kalan önlük ve altı yırtık çoraplarla gelirdim. öğretmen bunu bilir, görür inatla sorardı o soruyu.

    liseye başladığım gün bana bir öz güven geldi. babamın işi ile gurur duymaya başladım. övüne övüne kalkıp benim babam inşaat işçisi demeye başladım. büyük gurur duyuyordum. hatta bir defasında kendisi inşaat işçisi ve benim rol modelim olur dedim. tüm sınıf güldü. inşaatçı mı olacaksın diye dalga geçtiler. bende hayır inşaatçı olmayacağım çalışkan olacağım onun gibi dedim. nitekim de o günden sonra babam gibi çalışkan oldum. iyi ki inşaatçı bir babanın kızıyım.