hesabın var mı? giriş yap

  • erkeğin profilindeyse;

    "kız arkadaşım beraber fotoğrafımızı koymamızı istedi. ben önce hayır dedim. o tavır yaptı ve ben de haklı bir bahane bulmak konusunda yaratıcı olamadım. bu kız facebook hesabım dahil olmak üzere hayatımın her yerine müdahale ediyor. şimdilik iyiyiz ama sonunda ya patlarım ya da alışır giderim bu tahakküme" şeklinde bir bilinç altı mesajı gönderendir. böyle acıklı bir alt metin içerendir.

  • hakkında mesnetsizce iddialar ortaya atılan futbolcu. neymiş idmanlarda mancini'nin yardımcılarına doğru şut çekiyormuş. oğlum adamın doğal hali o. kaleye doğru vuramıyor ki.

  • en çok onunla eğlenilir, en gerçek onunla hüzünlenilir, kırk yılda bir ciddi konulara girersiniz onunla ama böyle durumlarda sizi gerçekten önemseyen tek insan odur. dalga geçmeyeceği yeri bilir. çünkü onu bu hale getiren, dünyanın iğrenç bir yer olmasıdır. bunun farkına varmıştır ve artık hiçbir şeyi takmayacaktır. ama ruhunu gören insanı tanır, ve onun için dünyayı daha güzel bir yer haline getirir. bu ısırılası insanı daha sonra yeniden doğru düzgün anlatacağım, acelem var şu an sözlük.

  • "the present perfect continuous tense: geçmişte olup, etkileri günümüzde hala devam eden. ulan tense misin gönül yarası mısın vicdansız."

  • yeni yayınlanmış tekrarlanabilirlik sınavından nispeten sınıfta kalmış, çocuk psikolojisi alanının ünlü deneyi.

    1960'larda stanford üniversitesi'nden psikolog walter mischel'in gerçekleştirdiği bu deneyde yalnız başına bir masada oturan ve önüne konulan bir şekerlemeyi 15 dakika yemediği koşulda kendisine ikinci bir şekerleme verileceği söylenen 3-5 yaş arası çocukların, bu şekerlemeyi yeme hazzını erteleyip erteleyemediklerine bakılmış, ve hazzı erteleyebilen (yani freud'a göre ego'nun id'i bastırması da denilebilir) çocukların, diğer bir deyişle irade gösteren, otokontrol sahibi olan, öz-denetim mekanizmalarını çalıştırabilen, ödül almak için var olan güçlü ister duygusundan feragat edebilen çocukların, uzun dönem takip çalışmalarında 15 yaşına geldiklerinde hem akademik başarılarının hem de bilişsel kapasitelerinin irade gösteremeyip şekerlemeyi yiyen çocuklara göre daha yüksek olduğunu iddia etmişti. yani 3-5 yaşında önüne konulan şekerlemeyi 15 dakika boyunca yememe iradesi gösterme ile 15 yaşında akademik ve bilişsel yetkinliğin daha üst düzey olması arasında bilimsel/istatiksel ölçekte anlamlı bir bağlantı olduğu gösterildi.
    (bkz: correlation does not imply causation)

    bu deney, eğitim alanı ve aile/ebeveynlik eksenlerinde toplumsal çıktısı önemli bir sonuca dönüştü. nitekim çocuk gelişimi, erken yıllarda eğitim, pedagojik formasyon, ebeveynlik/yetişkin eğitimi gibi alanlarında orta sınıf ve yüksek gelirli sınıftaki ailelerin erken yıllarda çocuklarının otokontrol ve öz-denetim becerilerini desteklemesinin gelecek başarıları için mühim olduğu üzerine bir mesaj çocuğu ve aileyi ilgilendiren tüm mecralara yayıldı. öyle ki günümüzde, 3 ila 7 yaş arasında okula giden çocuklara sosyal-duygusal gelişim alanında öz-denetim becerileri kazandırılması hedefinin neredeyse tüm gelişmiş ülkelerdeki eğitim programlarının en temel bileşenlerinden biri olması, kısmen bu deneyin sonucuna dayanıyor. yani bu deneyin mesajı olarak “çocukların gelecekte daha başarılı olmaları için iradelerini kuvvetlendirin, otokontrollerini geliştirin” mesajı orta ve yüksek gelir sınıfındaki ebeveynlere verilen ve uygulanan bir tavsiyeye ve eğitim programlarını yapılandıran temel bir bileşen gibi çeşitli sosyal çıktılara dönüştü. deney son 30 yılda iyice ses getirdi, üzerine yeni deneyler yapıldı, hakkında envai çeşit mecrada konuşmalar yapıldı, psikoloji programlarının derslerinde sayısız kişiye aktarıldı vs derken deney bir kült halini aldı. kişisel bir dip not olaraki; şiddetli yoksunluk içinde yaşayan bir çocuğun önüne konulan şekerlemeyi yemeyi erteleyebilmesi ise eleştirel bir nokta, o ayrı.

    aslında çok da bu kadar vesveseye gerek olmadığı ise deneyin daha yeni yayınlanan en güncel tekrarlama çalışmasından anlaşıldı. new york üniversitesi’nden tyler watts öncülüğünde deney geçtiğimiz sene 1000 civarında çocukla tekrarlandı. ve sonuçlar gösterdi ki 54 aylıkken şekerlemeyi yiyen ve irade gösterip yemeyen çocuklar 15 yaşına geldiği zaman aralarındaki akademik başarı ve zihinsel kapasite farkı çoğu zaman görülmedi ve görüldüğü zaman ise oldukça kısıtlıydı. yani otokontrol ve hazzı erteleme yeteneği insan gelişimi boyunca stabil değildi. en önemli nüanslardan birisi de anne eğitim seviyesi ve çocuğun zeka seviyesi kontrol edildiğinde bu bağlantı neredeyse yok oldu. yani bu şu demek: 4-5 yaşında bir hazzı erteleyip ertelememek 15 yaşındaki akademik ve bilişsel yetkinliği, çocuğun içinde yaşadığı ortam (anne eğitim seviyesi vs.) ve zeka seviyesi kadar etkilemiyor. bir çocuğun irade gösterip göstermemesi ve bunun ileriki yaşamına etkisi, çevrenin (sosyal-kültürel koşullar) ve insan biyolojisinin (zeka) değiştirilmesi zor koşulları tarafından daha çok koşullanıyor.

    kıssadan hisse: çocuğunuzun otokontrol geliştirmesi için elbette destek olun, irade ve öz-denetim becerisi desteklenmesi gereken önemli bir beceri. ancak çocuğunuzun ileriki başarısı için çocuğun içinde yaşadığı çevreyi zenginleştirin, düzenleyin ve ebeveyn olarak kendinizi değiştirin. zeka mı? onun pek değişmediği söyleniyor. o biraz kader kısmet.

  • asla öldüğüne inanmadığım kişi. ölü süsü verilerek başka bir ülkede başka bir kimlikle yasadığına inanıyor kalbim.

  • evet çekinmiyorlar. osurmaya karar verip o an osuruyorlar...

    çok denk geldim bu insanlara .aşırı dikkatli ve burnu hassas bir insan olduğumdan mıdır, gece yolculuğunu sevdiğimden midir bilemem hep yakalarım (gece herkes uyuyor sanıp salıyor ipneler,ben uyur muyum lan baksana sen şu gözlere!)

    birgün star diyarbakır turizm ile silvana gidiyorum,acil gitmem lazım. tatil olduğu için uçaklarda yer yok mecbur otobuse bindim ilginç bir seyahat oldu,bu seyahatim osuruk nedir, ne kadar keskin olabilir,insan osuruk kokusu ile nasıl çift görür,kedi boku aslında güzel kokuyor olabilir mi,ense köküne saplanan keskin ağrı ne sebeplidir sorularına cevap bulduğum seyahat olmuştu.
    arkadaş osuruğun da bir şekli,bir derecesi olur. ne bileyim bu kadar keskin bir osuruk olur mu? o değil bu kadar keskin bir koku olur mu! coğrafyanın özelliği sanırım.arkadaş 4 yaşında çocuk osurur da bütün otobüs kokar mı? ne yedin sen minik şeymus? nedir derdin koçum o yaşta? oyle osurulur mu bitanem..ileride allah korusun kobay ederler adamı.

    horlayan mı ararsın, osuran mı, sümküren mi..ulan nerdeyim dedirtmiş bir seyahatti. koridorda çocuklar sıralanmış uyuyor,ayaklarımın altına bişeye çarpar gibi oldum bi baktım bir çocuk kafası! yatırmışlar koltukların altına! hay allahım..
    hani bir de bu şehirler arası otobuste ağlayan çocuklar var ya, hah onlar yoktu..bizim otobusdekiler direk anırıyordu

  • zengin ülkelere yapılan tavsiyedir. en fakir 80 ülke bunu gerçekleştiremez demiş zaten. üstelik çok da temel bi noktaya parmak basmış. çuvaldızı kendi ülkesine de batırmış ama haberi okumadan başlığa tespit kasan aşırı zeki ekşi yazarları olayı nerelerinden anlamışlar belli.

  • "ama devlet masum, ama sadece bir polis var, ama olay münferit, ama başbakanımız mısır'a üzülüyor ağlıyor, ama devletimizi rahat bırakın, allah rahmet eylesin ama kahramanlaştırmayın. ama ama ama..."

    bazıları tarafından hep "ama"larla anılan hatta anılmayan, katledilmesine içten içe oh olsun denilen kardeşimizdir. bu devletin, bu devletin zihniyetinin ve onun katıksız destekçilerinin katlettiği onlarca insandan biridir. bir polis varmış sadece katledilmesinde, bu da devlete yüklenemezmiş. ulan ethem'i öldüren, onlarca kişiyi çoluk çocuk demeden gaza boğan, gözünü çıkaran, tekerlekli sandalyeli adama bile tomadan su sıkan, sahilde kızın saçlarını yolan, ocakbaşlarından sürükleyerek adam toplayan, 68 gündür 15 yaşında çocuğun komada olmasına sebep olan kimler?

    hangi dava uğruna can vermeye değermiş? ulan çocuk isteyerek, bilerek öldü sanki, hatta sopalara kafa attı, duran tekmelere vücudunu çarptı. öldürenler senin zihniyetindeki şerefsiz pezevenkler, polise de yardım ettiklerini söylemişler. hala daha kahramanlaştırmayın diyorsun.

    katilsiniz ve bunun her gün hatırlatılmasından rahatsızsınız. evet klavye başındaki akpli, bu zihniyeti, bu yapılan zulümleri destekliyorsan, hak veriyorsan, polis iyi iş yaptı diyen bakanları, başbakanı alkışlıyorsan sen de katilsin, sen de dilsiz şeytansın. yarım yamalak ağızla allah rahmet eylesin diyerek kimseyi kandıramazsın. bu çocuk da, öldürülen diğer insanlar da unutulmayacak, her gün hatırlanacak, her gün isimleri tekrarlanacak, her gün sizin katil olduğunuz suratınıza çarpılacak onlarca kez. siz bizim kardeşlerimizi öldürdünüz ve bu işten öyle kolayca sıyrılamayacaksınız.

  • muğla üniversitesi iibf de muhasebe dersinin 3. saati :
    - sen ! adın ne senin ?
    - inan hocam
    - çık dışarı !
    - neden hocam ?
    - sen 1. saat çok konuştun çık!
    - evladım senin adın ne ? arkasındaki ?
    - sinan hocam
    - sen de çık dışarı
    - hocam kafiyeden adam atılırmı ya !