ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tayyip 20 milyonun sesidir
-
(bkz: euro mu dolar mı)
bülent ersoy'un uçakta çıkardığı kriz
-
hic geri donmeyle falan ugrasilmamasi gereken olay. birakicaksin kendi haline, tumsekten son hiz gecicen, turbulansa bos vitesle giricen yerden tavana vursun gorsun hanfendi.
oha bu neden silinmis lan.
müzeyyen senar
-
dedem onunla rakı içerdi. babam onunla, annem onunla içti. benim de black eyed peas ile içecek halim yoktu herhalde, ben de onunla içtim. o olmasaydı da rakı içerdik biz elbette ama aynı tadı alır mıydık, orası şüpheli. hatta şüpheli bile değil. net bir biçimde almazdık.
tanım gerekirse eğer, benim için anadilimin türkçe olmasının en güzel yanıdır kendisi.
erasmus'a gidince facebook'ta yapılması gerekenler
-
erasmus'a gidenlerin uyması gereken sayısız yazılı olmayan kural vardır. bunlardan bazıları şunlardır:
-hometown bilgisi binilen trenin hızıyla doğru orantılı olarak değiştirilmeli.
-yabancı gazeteyi le café'de okurken "farkına varmadan" çekilmiş fotoğrafı profil resmi yapmalı.
-gidilen her yerde çoook eğleniyorken çekilen on binlerce fotoyu paylaşmalı. gece gündüz paylaşmalı.
-erasmus'a gittikten 2 hafta sonra türkiye'deki sevgiliden ayrılmalı.
-erasmus'ta edinilen arkadaşlarla duvar üzerinden native speaker gibi gramere özellikle dikkat etmeden konuşmalı.
-türkiye'de geceleri asla dışarı çıkmayıp orada her gece partilerde kusulmalı.
-şahıs erkekse onu aynı anda iki yabancı kız öpüyorken çekilmiş profil fotosu kullanmalı.
-yabancı dil kursu reklamı gibi zencili,çekikli,araplı, fransızlı arkadaş grubu yapmalı ve bu grupla gidilen her yere event açmalı-yüzlerce fotoğraf yüklemeli.
-sıçmak için bile event açılmalı.
-türkiye'de karşı cinsle alaka olmasa bile erasmus'ta skor yapmaya kasılmalı.
özet geç piç diyenler için:
http://www.funnypictures.net.au/…ourist-photos1.jpg
o ses türkiye
-
ahmet kaya'nın kendisi bu kadar çok ahmet kaya şarkısı söylememiştir amk.
sevgiliye adıyla hitap etmek
-
-işi ilerletmişsin. ne dedi duru?
-ömer dedi. hayatta hiç kimse adımı bu kadar güzel söyleyemez.
(bkz: yeditepe istanbul)
menenjit
-
5 yaşında geçirdiğim hastalık. yarım yamalak hatırlıyorum ama iyileştikten sonra her gören sarılıp ağladığı için ciddi bir hastalık olduğunu farketmişimdir.
sonuçlar :
-solak başladığım kariyerime sağlak olarak devam ettim, zira ilk bir ay sol tarafım tutmadı.
-sol gözüm bozuldu, 9 numara idi şu an 2 numara sağ gözüm ise 0 numara.
-sol kulağım biraz daha az işitir hale geldi.
-arada konuşurken eblekleşirdim, "abi şunu uzatır mısın?" demek yerine "ab mısın?" der. ve cümleyi tam kurduğumu sanardım. eğer kibarlık olsun diye yüzüme vurmamaları gibi bir durum yoksa ondanda kurtulduk.
bir de kafam çok büyük ama o menenjitten mi bilmiyorum.
georges-eugene haussmann
-
yaptığı dizaynın inşa ettiği şehrin başarısı yada başarısızlığı bir yana modernizmin en önemli çelişkilerinden biri olan sınıf ayrımını şehre monte etmiştir.yoksulları şehrin merkezinden uzaklaştırıp banliyölere atmış,burjuvaları da şehrin merkezine yerleştirmiştir.ayrıca halk ayaklanmalarını kolay bastırabilmek için askerlerin ve polislerin kolayca müdahale edebileceği yollar tasarlamış,isyanların sokaklarda kol gezememesi adına elinden geleni yapmıştır.gelişim ve yıkım eş zamanlı olarak diyalektik bir gerçeklikle haussman'ın yeni paris'inde vücut bulmuştur diyebiliriz.
ahmet kaya şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
ne yapsa, ne etse, üstüne gitmişler;
mavi gökyüzünü ona dar etmişler.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
eskisehir 1991, aylardan kis aylarindan biri olsa gerek zira inanilmaz soguk [sanirim o sene eskisehir'in en sert kislarindan biriydi, rekor muydu neydi oyle birsey] .
bir kac gundur yagan kar sona ermis, yerler buz. odunpazari'nda oturuyoruz o donem cumbur ve cemaat halinde. bir yerden eve yuruyerek gidiyoruz, hamamyolu'ndan gececegiz. kalabalik bir grubuz $amata, girgir yuruyoruz. birden, murat benim kulagima egilerek "bak simdi tugrul*'u iticem kayacak" dedi fakat tugrul bunu duydu ve kacmaya calisirken tamamen kendi cabalari ile kaydi ve iki ayagi birden yerden kesilerek inanilmaz estetik bir sekilde kic ustu dustu. biz gulmekten yarilmisken birden boyle hizli hizli yuruyen, elinde james bond canta, borsaci kilikli takim elbiseli [aynen depeyi gibi, evet] bir adam geldi, tugrul'a egilerek "birader, nefis dustun.. artistik puanlar 9.5 9.6 9.6" seklinde dalga gecti ve gitti ama boyle uc saniye icinde, cok hizli bi sekilde. biz daha da yarildik haliyle...
neyse..
ayni gunun aksami, tugrul ve ben arkadian'a gittik, bir ara aciktigimiz icin disari ciktik, bufelerden sandvic almaya. yanimizda ziya nam-i diger lopez var [o donem eskisehir'de ogrenci olup da lopez'i tanimayan cok azdir] bu ikisi dusmeyelim diye kolkola girdiler [yerler hala buz] ben de bunlar kesin dusecekler diye tahmin ettigim icin yanlarina yaklasmiyorum. az sonra, tahmin ettigim uzere ikisi birden yine iki ayak yerden kesilecek sekilde [totalde dort ayak] dustuler, ben bir daha gulme komasina girmiske,n sabahki adam yine ayni sekilde sanki bir yerlerde saklaniyormus gibi cikageldi ve tugrul'a egilip "birader zincir tak zincir" dedi ve yine saniyesinde kayboldu.
bakakaldik ardindan.
yozgat'ta uzun saç küpe ve şortla gezme deneyi
-
1942 yılından itibaren amerikalılar ikinci dünya savaşında üstünlük sağlamak amacıyla birçok acayip saçma deneyler yaptılar. işte onlardan birisidir philadelphia deneyi. einstein'ın magnetik alan teorisine göre bir cisme yüksek miktarda manyetik rezonans uygulandığı takdirde o cisim mekanda sıfır zaman ile yolculuk edebilir. aslında ışınlamanın deneyidir bu ve bu deneyin uygulandığı atlas okyanusunda bir gemi çoooooook uzak bir yerde kısa zaman sonra görülmüştür, yani aslında ışınlanmıştır. fakat gemi incelendikten sonra görülmüş ki mürettabat falan dümen ile karışmış, geminin demirleri, zincirleri kaptanın falan içine girmiş kısacası acayip bişi olmuş, gemi ile insan birbirine kaynaşmış. yani cisimler moleküllerine ayrılmış başarılı bi şekilde ama tekrar birleşiminde ciddi sorunlar yaşanmış. işte bu deney de ona benzeyebilir. yüksek miktarda yobazlığa maruz kalınınca saç küpe şort sakal kol bacak ayrışabilir. bunu yalnız yozgat ile kısıtlamamak gerekir tabi. yozgat sadece deneyin yapıldığı yerin adı.
boğaz kesip çuvala koyup arabayla üstünden geçmek
-
bir sevgili aktivitesiymiş.
sanık emre çiçek'in avukatına göre bu, basit bir sevgili kavgasıymış ve planlama yokmuş.
peki ne olmuştu?
emre çiçek kendisinden ayrılmak isteyen kız arkadaşı rabia kaçmaz'ın ellerini yanında getirdiği plastik kelepçelerle ve bantlarla bağlayıp falçatayla boğazını kesti. sonra tecavüze kalkıştı ve vücudunun çeşitli yerlerini falçatayla yavaş yavaş doğradı. ardından arkadaşıyla birlikte bir çuvala koyup yol kenarına attı. öldüğünden emin olmak için de arabayla üzerinden geçmeyi ihmal etmedi tabii. mucize eseri kurtulan rabia eski sevgilisinden şikayetçi oldu. 23 yıldan 30 yıla kadar hapsi isteniyor.
olayı görüp yardım eden sanığın arkadaşı ise tutuksuz yargılanıyor.
sözcü
cnntürk
hürriyet
sabah
akit( biraz daha ayrıntılı)
ülke gündeminin yoğunluğu nedeniyle sosyal medyada pek haber olmadı. rabia sesini duyurmaya çalışıyor.
akıl sağlığı yerinde olduğu belgelenen eski sevgili ise belki de birkaç yıl sonra aramızda olacak. ve yol verme kavgası yüzünden aynı canavarlığı bir kez daha yapacak.
sözlüğün gücü ve hassas yazarların yardımıyla bu dava gündemde yer bulur umarım.
edit: bu korkunç olayı duyunca öfkemizi ailesine yönlendiriyoruz. fakat polise ihbar eden kişi sanığın kendi babası. böyle bir karar vermek kolay olmasa gerek. o yüzden ailesine hakaret etmek doğru değil gibi. evlat işte... söz geçmiyor bazen.
bu arada daha önce de anne ve babasıyla yaşadığı evden sürekli eşya çalıp alkol almak için satıyormuş ve babasının şikayeti üzerine hakkında uzaklaştırma kararı çıkarılmış. yani kendisi suça meyilli birisi.
daha once emre çiçek'le arkadaş olan bir tanık mahallede "rabia benden ayrılırsa onu kimseye yar etmem öldürürüm " dedigini ifade etti.
bu konunun bilinmesinde ve konunun işin ehli kimseler tarafindan takip edilmesine yardım eden sizler ve debeye taşıma hassasiyetini gösteren moderatörlere sonsuz teşekkürler. güzel insanlarsınız vesselam.
umarım suçlular gereken cezayı alır ve rabia tüm travmaların atlatıp hayatına devam edebilir.
fahiş yemeğe boykot
-
küçülmüş porsiyonlar, kalitesi düşmüş ürünler ve fahiş fiyatlı yemeklere boykot !!
20-21 nisan'da cafe ve restoranlara gitmiyoruz !!
#fahişyemeğeboykot