hesabın var mı? giriş yap

  • bir kız arkadaşın sevgilisiyle arasında sorunlar vardır. adam, kızı konuşmak için eve çağırır. kız, barışma umuduyla güle oynaya gider, giderken yolda beni arar ''ay barışıcaz galiba'' diye... saatler sonra kız tekrar arar, ağlamaktan zor konuşuyordur. adam kızı eve kapatıp saaatlerce dövmüş, hakaret etmiştir. kızın tüm vücudu çürük içinde, boğazının sıkılmasından sesi kısık çıkmakta, kulağından kan gelmektedir... ailesi çok kapalı olduğundan, erkek arkadaşı olma ihtimalini bile kaldıramayacağından (öyle söylüyor) ailesine hiçbir şey anlatamamaktadır... hastaneye gidip darp raporu almaktan da korkmaktadır çünkü adam sürekli arayıp ''evden dışarı adım atmak yok. ağrıyorsa bir yerlerin buz koy. beni oraya getirme'' diye tehdit etmektedir. adamın asker olması, kızın savcılığa yapacağı şikayetin çocuğun tutuklanmasını sağlamayacağını bilmesi ve yardım isteyecek bir ailesinin olmaması işleri daha da zor hale getirmektedir... tarih 25 mart 2013 ve ülkede kadınları psikopat erkeklerden koruyabilecek bir merci hala yok... tarih 25 mart 2013 ve ülkede muhafazakar aile adı altında kızlarını böylelerinin vicdanlarına terk eden aileler var... bugün tarih 25 mart 2013 ve daha söyleyecek hiçbir şey yok!

    edit: bir çözüm bulundu gibi. iyi insanlar sağolsunlar. her karanlıkta bir aydınlık nokta varmış...
    bu sözlük her derde deva.
    edit 2: çözümü merak edenler olmuş. yazmak lazım. olur da benzer durumlar yaşanır falan... memurun amiri, müdürü, özel sektör çalışanının patronu varsa, askerin de üst rütbelisi var. çözüm o.

  • gibi dizisinin 2x5 bölümüdür.

    --- spoiler ---

    lan siz kızı yatağa atmak için bu kılıklara giriyorsunuz bakın bana karakterim oturmuş. yılmaz balkondan selam verirken, yilmaz: "oglum evi toplayın lan" ersoy : "sen gel beraber toplarız 3 kişi hemen biter" yılmaz: " gelmiyorum ben mi dağıttım"
    --- spoiler ---

  • afganistan'ın 1970li yıllardan 2000li yılların başına kadar varlıklı ve güçlü bir afgan ailesinin çocuğunun başından geçen olaylar aracılığıyla anlatıldığı roman.

    roman halit hüseyni tarafından yazılmış ve 2003 yılında yayınlanmıştır. roman bir afgan tarafından ingilizce olarak yazılmış ilk romandır.

    roman'in ana karakteri emir mutlu bir hayat sürmektedir. evin hizmetçisi ali'nin emir'den bir yaş küçük oğlu hasan emir'in en yakın arkadaşıdır. hasan emir için hayatını tehlikeye atacak kadar emir'e bağlıyken, emir en yakın arkadaşı olmasına rağmen hasan'i en zor anında yalnız bırakır.

    roman'in ilerleyen bölümlerinde emir rus işgali yüzünden ülkesini terk eder ve amerika'ya yerleşir. bir gün yalnız bıraktığı için hayati boyunca pişmanlık duyduğu hasan'in oğlu sohrap'a yardım etmek için tekrar afganistan'a yıllar sonra geri döner.

    roman'da hasan ve sohrap karakterleriyle afganistan ozlestirilmistir. eski afganistan hasan'la birlikte kaybolurken yeni yazar afganistan için emir'in sohrap'a beslediği umut gibi umut beslenemektedir.

    çocuk tecavüzü gibi bölümleri rahatsız edici de olsa afganistan'daki sınıf, ırk ve mezhep ayrımını kurgu şeklinde hissettirdiği için başarılı bir romandır. afganistan'ın neden bugün bu halde olduğu konusunda fikir sahibi olabilmek için okunması gerekir.

  • şimdi bu türbülans dediğimiz olay asfalt yolda cook cook hızlı giden arabanın altında bir anda asfaltın bitmesi gibi bir şey. ne olduğunu anlayamadan bize newton'un kıyağı olan yer çekimi sayesinde uçak bi hayli hızlı şekilde alçalıyor türbülansa girdiğinde.

    o esnada kemeriniz bağlı ise ciddi bir heyecan ile atlatabiliyorsunuz olayı.. yok yolculuk esnasında ben kemer takmam modunda iseniz türbülans esnasında kafanızın ışıklandırmanın bulunduğu üst konsol ve oturduğunuz koltuk arasında pinpon topu misali gezinmesi muhtemeldir.

    ben bizzat yaşadım bu türbülans olayını, kemer bağlı olmasına karşın hiç keyifli olmuyor tavsiye etmem sevgili sözlük ahalisine.. gidin lunaparkta roller coster'a binin arkadasım ne türbülansı...

    halen kulaklarımdadır "allahım sana geliyorum hemde saatte 800 kilometre hızla" nidası..

  • evrimleşmemiş,özgüvensiz bir primatın yaptığı gövde gösterisi.
    senin neyine kahve içmek, ancak yalaktan su içmek yakışır sana.

  • kenan sofuoğlu'nun ağır saçmalamasıdır. adam seni tanısa bile gerçekten sen olduğundan nasıl emin olacak. buluşacağınız yerde adama bir şey yapacak bir manyak olmadığın ne belli. zaten çalhanoğlu'na geçmişte silah çekildi,adam feleğini şaşırdı. elbette şüpheyle yaklaşacak.

  • " üç gün önce kaybettiğimiz meral okay'ın vasiyeti yakılmaktı... küllerinin denize savrulmasını, böylece toprağa değil suya karışmayı istiyordu.
    üstelik araştırmıştı, hem bir yasal engeli yoktu bunun, hem de iktidarda dini özgürlükler adına mücadele ettiğini söyleyen bir parti vardı....
    ama olmadı...
    meral okay'ın vasiyeti yok sayıldı.
    neden biliyor musunuz?
    bu ülkede aydının ölüsü değil, dirisi yakılır da ondan...
    tıpkı sivasta olduğu gibi..."

    mustafa mutlu
    gazete vatan

  • kumar oynayıp servet kaybeden sonrada akp ye yanlayıp konser kovalayan tayfaya hiç acıyasım yok.
    ne diyordu şair.
    seni çöpe atacağım poşete yazık
    bir sigara yakacağım ateşe yazık...

  • bu kişi hakkında sözlükte aklıma geldikçe yaptığım bir hatırlatma var. baktım uzun zamandır yapmamışım.

    kendisi kabataş provakasyon komplosunun baş aktörlerinden biridir. sözde kabataş vakasından sonra ölen her gencin ölümünde payı vardır. şimdi karnı tok, altı sağlamdır, ama bir gün mutlaka adalet önüne çıkacaktır.