hesabın var mı? giriş yap

  • lisede aşık olduğum kız biraz şımarık ve dobraydı. bir gün sınıfta bunun yanında bi arkadaşım sadece kibarlık olsun diye sen de yakisiklisin ha dedi. bu kız bunu duyunca ahahaha bu mu yakışıklı ahahaha falan dedi . o an biraz üzülmüştüm açıkçası.

    üzerinden yıllar geçti . büyüdüm, yüz hatlarım daha erkeksi bir hal aldı . epey yakışıklı , görenin dönüp bir daha baktığı erkek oldum . ınstagram hesabim da herkese açık, bu kız bir kaç hafta önce beni takip etmiş. sürekli storylere alev atıyor, mesaj atıp flört etmeye çalışıyor falan. demeyi çok isterdim ama liseden beri tipim pek değişmedi ,yine çirkinim sanırım. sadece biraz serpildim o kadar . geçen bu kıza denk gelince takip isteği attım, hemen engeli basmış . yani bence doğru bir önerme

  • imdb'nin hikayesi kısaca şöyle;

    -1990'da imdb'yi kuruyorlar. o zamanlar bile 10 binden fazla film ve dizi barındırıyormuş.
    -1993'te internet sitesi açılıyor.
    -1994'te email ile kaydolma imkanı sunuluyor. insanlara email ile bültenler gidiyor.
    -1996'da ingiltere'de limited şirketi kuruluyor. ınternet movie database ltd. oluyor.
    -1998'de jeff bezos imdb'yi amazon bünyesine 55 milyon dolara katıyor.
    -2002'de imdbpro satmaya başlıyorlar. bildiğin premium üyelik. altın yumurtlayan tavuğa dönüşüyor site.
    2003'te "the top 100 contributors" özelliği geliyor. siteye emeği geçenlere verilen bir çeşit rozet. 1 yıllık da imdbpro veriyorlarmış o kişilere bedavadan. o 100 kişi daha sonra 250 kişiye çıkıyor.
    -2008'de imdb'ye ilk kez yabancı bir dil ekleniyor. almanca. ayrıca aynı yıl withoutabox ve box office mojo şirketleri de imdb tarafından satın alınıyor.

    ek olarak:

    -sürekli tartışma konusu olan top 250 belirlenirken herkesin oyu dikkate alınmıyor. oyunuzun dikkate alınması için sizin düzenli oy kullanan bir kullanıcı olmanız gerekiyor. ama imdb size hiçbir zaman düzenli oy kullanan statüsünde olup olmadığınızı söylemiyor. böylece listenin manipüle edilmesi engelleniyor. tahminlere göre 20 yıldır düzenli veren insanlar o listeyi belirliyor ve o kişilerin içine girmek imkansız gibi bir şey eğer 20 yıldır imdb üyesi değilseniz.

    mesela: https://www.imdb.com/…le/tt0252487/?ref_=fn_al_tt_6 hababam sınıfı serisinin ilk filmi 9.3 puandadır. top 250'ye girmek için gereken en az 25k oy almış olma kriterini de sağlar ama listede değildir. çünkü en çok oy kullanan kişiler bu filme oy vermemiştir. yerinde bir yöntem bu. böylece uluslararası ün kazanmamış filmlerin listeye girmesini önlüyorlar.

    -2020 haziran itibariyle sitede 552 bin sinema filmi, 743 bin kısa film, 185 bin dizi, 4.9 milyon dizi bölümü var. ayrıca dünyanın en çok ziyaret edilen 69. sitesi. benim de her filmden sonra mutlaka uğrayıp filmle ilgili bir şeyler okuduğum bir site.

  • di maria'nın adının ilk kez 44. dakikada duyulmasının son derece normal olduğu maç. çünkü sağolsun fikret engin, ya messi diyor adama maçın başından beri ya da rodriguez. aynı zamanda rodriguez'e de messi diyor. ve lulic'e de hajrovic... zaten maç muhteşem(!), kendisi de tüy dikiyor resmen.

    not: nasıl, senden fikret engin diye bahsetmem hoş olmadı değil mi levent özçelik??

  • loki sonrası marvel studios'un dördüncü disney+ projesi olan what ıf'in geçtiğimiz günlerde resmi fragmanı yayınlandı. fragmana geçmeden önce what ıf konseptinin çizgi romandaki başlangıcına bakmamız lazım. marvel ana sürekliliği bilindiği üzere earth-616 olarak anılıyor. bu evrenin dışında ultimate evreni (earth-1610), old man logan evreni (earth-807128), house of m evreni (earth-58163) gibi sonsuz sayıda başka evren daha var. bu evrenler marvel multiverse'ünü oluşturuyor. what ıf hikayelerinin her biri ana süreklilik olan earth-616 dışındaki evrenlerde geçen hikayelerden oluşuyor.

    ilk what ıf çizgi romanı 1977 yılının şubat ayında eğer spider-man, fantastic four'a katılsaydı ne olurdu sorusuyla başlıyor. ikinci sayı eğer hulk, bruce banner'ın zihnine sahip olsaydı ne olurdu sorusunun yanıtını arıyor. konsept olarak what ıf, marvel karakterlerinin bildiğimiz süreçlerinin dışında başlarına bi'şeyler gelseydi ne olurdu sorusuyla yola çıkıyor.

    dizi ilk kez 2019 yılında san diego comic-con'da duyurulduğunda itiraf etmeliyim ki en az merak ettiğim proje olmuştu. bunun birinci sebebi marvel cinematic universe içerisinde what ıf konseptinin işlevselliğinin düşük olacağını düşünmemdi. diğeri ise animasyon olmasıydı. star wars evreninden örnek vermek gerekirse bir çok canon star wars animasyonu olmasına ve hepsini izlememe rağmen asla live-action projeler kadar heyecanlanamıyorum. bir noktadan sonra izlerken kendimi kopmuş hissediyorum. lakin bütün düşüncelerimi 180 derece değiştiren bir şey oldu; loki

    loki dizisi mcu'da bir çok şeyi sonsuza kadar değiştirdi. hikaye anlamında baktığımız zaman loki'nin captain america: civil war, avengers: ınfinity war, avengers: endgame kadar önemli olduğunu söylemek mümkün. mcu'nun yeni büyük villain'ı olan kang'i evrene katmasının yanında, multiverse konseptini derinlemesine bir şekilde evrene yerleştirdi. loki'nin bu hamlesi what ıf dizisinin de mcu içerisindeki yerini biranda üst sıralara taşıdı. what ıf'e karşı oluşan beklenti loki dizisi ile birlikte hiç olmadığı kadar arttı. eğer şöyle olsaydı ne olurdu gibi alternatif hikayeler sunacak olan yapım loki'nin müdahalesiyle mcu'nun yepyeni ve taze olan multiverse hikaye akışının ilk yapımı oldu. dizi yeni multiverse için canon hale geldi. benim gibi yapıma karşı ilgisi daha düşük olan insanların dikkatini olabilecek en güçlü şekilde çekti.

    marvel studios, evren kurma ve bu evreni yaşatma konusunda kendisini çoktan ispatlamış olmasına rağmen bazen olağanüstü fikirlerle şaşırtmaya devam edebiliyor. geriye yönelik filmlerin ve hikayelerin değerini de arttırabiliyor. başarılarının en büyük sebeplerinden biri bu olsa gerek. örnek vermek gerekirse avengers: endgame'de thor ve annesinin ilişkisi belki de en zayıf mcu filmlerinden olan thor: the dark world'ün değerini arttırıyor. captain america: the winter soldier ve captain america: civil war kendilerinden biraz daha zayıf olan captain america: the first avenger'ın değerini arttırıyor. eylül ayında vizyona girecek shang-chi and the legends of the ten rings'in mandarin üzerinden ıron man 3'ün değerini arttıracağına eminim. benzer şekilde loki bir proje olarak soru işareti bırakan what ıf'i biranda en çok beklenen yapım haline getirebiliyor. işte bu gerçekten başarılı bir yönetime işaret ediyor. geçmiş ya da gelecek bütün projeleri dinamik halde tutmak gerçekten önemli bir iş.

    artık fragman geçme zamanı geldi. fragmanın ilk sahnesi son derece akıllıca bir şekilde mcu'nun ilk sahnesi ile açılıyor. tony stark'ın geçirdiği kaza. ama bir farkla bu sefer olay olmadan killmonger tarafından kurtarılıyor tony ve ilk sorumuz sorulmuş oluyor; eğer tony stark, killmonger tarafından kurtarılsaydı ne olurdu ? ardından doctor strange, t'challa gibi karakterlerin başlarına farklı olayların geldiğine şahit oluyoruz. doctor strange karanlık bir yola sapıyor. yondu ise t'challa'yı kaçırıyor. kavanoz içerisinde scott lang'in kafasını görüyoruz. howard the duck ve shuri gibi tanıdık yüzler fragmana serpiştirilmiş halde.

    ilk avengers filmindeki toplanma sahnesinin tamamen farklı bir versiyonunu görmekte mümkün. bu sefer guardians of the multiverse adı verilecek olan bir ekip bizi karşılıyor. gördüğümüz kadarıyla bu ekipte t'challa star-lord, captain carter, party thor ve bir çeşit killmonger var. ki başka sürpriz karakterlerde olacaktır. bu ekip belki de gelişimini tamamlamış bir ultron ile ya da dünya'yı yönetmeye başlayan bir loki ile karşılaşacak. what ıf konsepti ile artık her şey mümkün görünüyor.

    ilk gelen bilgiler dizinin mcu filmlerinin takip edeceği yönündeydi. yani ilk ıron man filmindeki olaylar farklı olsa ne olurdu ? captain america: the first avenger'daki olaylar farklı olsa ne olurdu şeklinde. mesela ilk captain america filminin alternatif versiyonunda süper asker serumunu agent carter alıyor ve captain carter'a dönüşüyor. muhtemelen steve rogers ise fragmanda gözüken ıron man zırhına benzeyen bir zırh giyiyor. spider-man'in olduğu bölüm ise zombi bölümü. o bölümdeki spider-man'e zombie hunter spidey diyecekler. marvel evrenindeki sevdiğimiz bir çok karakteri zombi olarak göreceğiz. ki spider-man ve zombi mevzusuna spider-man: far from home'da göz kırpılmıştı.

    bölümlerden sanki birbirinden bağımsız gibi bahsettik ama fragman dikkatli izlenildiğinde bir çok karakterin yollarının kesiştiği görünüyor. nasıl ki phase 1 filmlerinde karakterleri bir araya toplayan ve onlara rehberlik eden nick fury varsa what ıf hikayesinde ise uatu olacak. uatu karakterlere karışmasa da en azından bize rehberlik edecek.

    uatu'nun kim olduğuna da bakmamız lazım elbette. uatu the watcher çizgi romanlarda ilk 1963 yılında fantastic four'un 13. sayısında gözüken the watcher ırkına mensup bir karakter. the watcher ırkı evrende olup biten her şeyi izleyip kaydeden ama karışmayan bir ırk. uatu ise ayda yaşayan dünya gezegenini ve çevresini takip eden bir watcher. her ne kadar karışmaması gerekse de uatu diğerlerinden biraz farklı bir karakter. özellikle reed richards ve fantastic four ile iletişime geçmekten pek çekinmiyor. dizide nasıl bir yapıda olacağını henüz bilmiyoruz. karışacak mı ? sadece izleyecek ve bize mi rehberlik edecek ? bunlar dizi çıktığında cevaplanacak olan sorular.

    what ıf dizisi ile ilgili olarak merak edilen bir diğer şeyde elbette what ıf dizisinde gördüğümüz karakterleri live-action olarak görüp göremeyeceğimiz. ben what ıf'ten live-action'da çok sayıda geçiş olacağını düşünmüyorum. yani yeni black panther, what ıf'ten gelmez. ama doctor strange in the multiverse of madness filminde captain carter cameo'su ya da ant-man and the wasp: quantumania filminde ufak bir gönderme ya da loki ikinci sezonda animasyondan bir olaya referans verme gibi şeylerin olacağını düşünüyorum.

    marvel studios'un ilk animasyon projesi olsa da son animasyon projesi olmayacak what ıf. stüdyonun içerisinde bir minik animasyon stüdyosu kurulması planlanıyor. önümüzdeki yıllarda what ıf dışında da animasyon projeleri göreceğiz. böylece marvel studios hem kendileri için hem de seyirciler için yeni bir alan açmış oldu. bu konuda ne kadar başarılı olacaklarını da what ıf yayınlanmaya başlayınca göreceğiz.

  • annem an itibariyle bursa'da haftada ortalama 5 kişinin korona pozitif çıktığı bir tekstil fabrikasında ihtiyacımız var diye korka korka çalışıyor. bugün döviz artışı sebebiyle günlük yevmiyesinden çok zarar ettiğinden haberi olmadan çalışıyor garibim.

    babam evde emekli. maaşı günlük 9 dolar gibi bir rakama tekabül ediyor ki kendisi şanslı sayılabilir. o da bugün maaşından tl bazında iki gün kaybettiğinden habersiz.

    ben evden çalışıyorum işe gireli 8 ay oldu. işe girdiğimde 1000 dolardan fazla maaş alıyordum. döviz artışı sebebiyle bir kaç aydır alamıyorum. ayda 400 dolar kaybım var ortalama. 8 ayda toplam 3200 dolar kaybetmişim. yani güncel kurla sadece 8 ayda 25.000 tl'yi hükümetin propaganda bültenine vermişim.

    ağustos ayında nişanlandım önümüzde düğün var ve sadece 8 ay gibi kısa bir zamanda cebimden 25.000 tl yi hükümetin politikaları almış. anamın babamın ve benim emeklerimize yazık olmuş. bu adamlara oy verenlere ve hala savunanlara hakkımı helal etmiyorum.

    işte öyle bir kurdur.

  • adam demiş ki konuşulması gerekenler varken konuşulmaması gerekenler konuşuluyor. ekonomi demiş, destek demiş aşı demiş maç neden var dememiş bunlar varken o anlamsız demiş. adam demiş. adam gibi adam demiş. bunlar her konu değil. hepimizi ilgilendiren konular. marketten çıkınca ulan ne aldık da bu kadar tuttu demiyor muyuz? aşı var mı aşı oşdun mu? iptal edilen kararın iptali çıktı çok iyi yürütülen süreçte. kapanın deyince oluyor mu? bunlar uzmanlık gerektiren konular mı? gökhan yapma böyle imamoğlu mu yavaş mı diye düşünürken bir de özoğuz mu diye düşüneceğiz. bir de şu meşhur z kuşağı hikayesi var. anne babasını mı dinler athena gökhan'ı mı? vur be. sen vur.