hesabın var mı? giriş yap

  • aldığı nefesten utanması gereken varlıklar tarafından hor görülmeye çalışılmış insandır.

  • resmi şarkısı ve logosu en güzel olan dünya kupası. sscb, ingiltere ve yunanistan’ın arasından sıyrılan italya, meksika’nın ardından dünya kupasına ikinci kez ev sahipliği yapan ikinci ülke oldu.

    brezilya ilk kez finallerin dışında kalma tehlikesi yaşadı. brezilya ile şili arasında oynanan eleme grubu son maçında şilili futbolcular tribünden gelen yanıcı bir maddenin kalecilerinin yaralanmasına neden olduğunu öne sürerek maçtan çekildiler ve itirazda bulundular. fifa şili’yi galip ilan etseydi brezilya tarihinde ilk kez bir dünya kupasına katılamayacaktı, ancak fifa yanıcı maddenin kaleciye temas etmediğini tespit etti ve maçı kesildiğindeki skor olan 2-0'la tescil etti ve şili’yi de 1994 dünya kupası elemelerine katılmamakla cezalandırdı.

    turnuvaya ilk kez katılan ekipler kosta rika, irlanda cumhuriyeti ve birleşik arap emirlikleri'ydi. bu takımlardan b.a.e. hiç puan alamazken, kosta rika grubunda isveç ve iskoçya’yı mağlup edip brezilya’nın ardından ikinci olarak son 16 takım arasına kalmayı başardı ancak 2. turda çekoslovakya’ya 4-1’le boyun eğdi. irlanda ise elde ettiği 3 beraberlikle grubundan çıktı ve ikinci turda gheorghe hagi’li romanya’yı daha sonra samsunspor'da oynayacak olan daniel timofte'nin kaçırdığı penaltıyla eledi. ilk kez katıldığı finallerde hiç maç kazanmadan çeyrek finale çıkan irlanda, ev sahibi italya’ya 1-0 yenilerek turnuvaya veda etti.

    açılış maçında son şampiyon arjantin’i yenen, s.s.c.b.’ye 4-0 yenilmesine rağmen grubunu lider tamamlayıp, kupa tarihinde eksi averajla grubunu lider bitiren ilk takım olan kamerun turnuvanın sürpriz takımı olmuştu. ikinci turda da kolombiya’yı eleyip kupa tarihinde çeyrek finale yükselen ilk afrika ekibi oldular ve çeyrek finalde turnuvanın en zevkli maçlarından birinde ingiltere’ye karşı 2-1 öndeydiler. ancak gary lineker’in 2 penaltı golü skoru 3-2’ye taşıdı ve kamerun turnuvaya veda etti. kamerun’un bu performansı fifa’nın, afrika’nın kontenjanını 2’den 3’e çıkarmasında etkili oldu.

    arjantin ise turnuvaya kamerun yenilgisiyle başlayıp grubundan güçlükle çıkabilmesine rağmen ikinci turda brezilya’yı 1-0 yenip, çeyrek finalde de yugoslavya’yı penaltılarla eleyerek yarı finalde ev sahibi italya’nın rakibi oldu. ev sahibi italya, yarı finale gelene kadar oynadığı 5 maçı da kazanmış ve attığı 7 gole karşın kalesinde 1 gol bile görmemişti. iki takım diego armando maradona’nın futbol hayatını sürdürdüğü napoli’de karşı karşıya geldi. bazı napoli taraftarlarının kendi milli takımlarını değil de napoli’yi şampiyonluğa taşıyan maradona’nın takımı arjantin’i desteklemesi ise kupanın ilginç yanlarından biriydi. italya, turnuvaya sadece 1 kez milli olmuş bir futbolcu olarak gelen ve kariyeri boyunca milli formayla attığı 7 golünün 6’sını bu turnuvada atarak hem gol kralı hem de en değerli oyuncu olan salvatore schilacci’nin golüyle 1-0 öne geçti. ilk yarının sonu ise ilginç bir olaya sahne oldu. hakem michael vautrot zamanı unutunca yanlışlıkla ilk yarının sonuna 8 dakika eklemiş oldu. ikinci yarıda ise arjantinli claudio caniggia, daha sonra teknik direktör olarak ülkemizde gaziantepspor’u da çalıştıracak olan walter zenga'nın 517 dakikalık dünya kupaları tarihinin en uzun süre gol yememe rekoruna son verdi. italyanlar’ın turnuva boyunca yedikleri bu tek gol, penaltılarla arjantin’e elenmelerine neden oldu.

    diğer yarı finalde ise, çeyrek finalde kamerun’u eleyen ingiltere, son avrupa şampiyonu hollanda ile çekoslovakya’yı eleyerek yarı finale gelen almanya’ya rakip oluyordu. normal süresi 1-1 biten maçta almanya penaltılarla ingiltere’yi eleyip kupa tarihinde üst üste üçüncü kez finale çıkan ilk takım olmayı başardı. her iki yarı finalin de penaltılarla sonuçlandığı ilk dünya kupası’nda finalin adı tıpkı 4 yıl önce olduğu gibi yine almanya – arjantin oluyordu.

    arjantinli pedro monzon, ikinci yarının ortalarında gördüğü kırmızı kartla dünya kupası finalinde kırmızı kart gören ilk oyuncu oldu. sayı avantajını yakalayan almanya son dakikalara doğru andreas brehme’nin ayağından bulduğu penaltı golüyle maçı 1-0 kazandı ve 6. finalinde üçüncü şampiyonluğunu elde ederek kupa tarihinin en başarılı takımı oldu. ancak bu ünvanı yalnızca 4 yıl koruyabildiler. maçı 9 kişiyle tamamlayan arjantin ise dünya kupası finalinde gol atamayan ilk takım oldu. şampiyon almanya’nın teknik direktörü franz beckenbauer, mario zagallo’dan sonra kupayı hem futbolcu hem de antrenör olarak kazanan ikinci isim oldu. bununla birlikte hem takım kaptanı hem de antrenör olarak kazanan da ilk isim oluyordu.

    16 kırmızı kartla önceki iki dünya kupasının toplamından daha fazla kırmızı kart gösterilen turnuva 2.21 gol ortalaması ile en az gol atılan dünya kupası olmuştu. bu durum fifa’nın bir sonraki turnuvadan itibaren 3 puanlı sisteme geçmesine neden oldu.

    bütün bu hikayenin içerisinde benim kupaya dair en canlı anılarım üzerinde italya 90 logosu bulunan cırt cırtlı spor ayakkabılarım ve mahalle maçlarında schilacci ben olacağım diye kavga eden çocuklar.

    (bkz: 2002 kore japonya dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1998 fransa dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1994 abd dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1986 meksika dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1982 ispanya dünya kupası/@laff a lympics)

  • ''tayyip erdoğan artık kısır döngüye girdi. bundan sonrası yok. cumhurbaşkanlığı görevi bitince muhtar adayı olarak tekrar siyasete atılacaktır.''

  • beni ağlatan adamın sözleridir. keşke senin suratın kadar çizmelerin kadar temiz olsa herkesin yüreği..

  • artık iyice eminim ki biz çocuk yetiştirirken bir yerlerde hata yapıyoruz. çocuk ürünleri satan firmalar bizi afedersiniz iyi skiyor. misal biz çocuğun banyo merasimi için küvetinden, filesine, köpüğünden, kremine, örtüsünden bornozuna kadar 45 parça şey aldık. istiyoruz ki onun o hassas teni (!) zarar görmesin, yumuşacık olsun, huzur içinde bir uyku için rahatlasın. ama bak bize sabun, şampuan, yağ, krem itekleyen johnson’s baby reklamındaki anne çocuğunu nerede yıkıyor?

    yahu bizim ıspanak, pırasa, domates yıkadığımız, bulaşığın yağını akıttığımız lavaboya gömmüş çocuğu, sanki çocuğu düdüklü tencereyi yıkadığı lavaboda yıkamıyormuş gibi hassas ve zarif hareketlerle yıkıyor. bir de çocuk iç sesi, bana değer veriyorsun biliyorum falan diyor. lan değer veren biziz! biz 500 lira masraf ettik senin banyon için, o sana patlıcan muamelesi yapıyor, nesine mutlu olup gülüyorsun?

    hayır arkadaş el alemin çocuğu lavaboda yıkanırken gülücük saçıyor, biz bizimkini tahtta yıkıyoruz çıkana kadar ağlıyor. niye beceremiyoruz biz bu çocuk büyütme işini. illaki avrupalı mı olmak lazım, illaki çocuğu lavaboda menemen malzemeleri ile birlikte mi yıkamak lazım? hoş kadındaki lavabo bizim küvetten büyük orası ayrı.

  • dunyada ates sadece olimpos'un tepesinde yanmaktadir. insanlar soguktan ve vebadan kirilirken tanrilar atesi sadece kendilerine saklamaktadirlar. kendiside tanri olan prometheus'un gonlu buna razi gelmez ve atesi bir gece olimpostan calip insanlara verir. cezasi cok buyuk olur. zeus tarafindan kayalara baglanip cigerlerinin kargalar tarafindan yenmesine mahkum edilir. olumsuz oldugundan bu iskence sonsuza kadar hep tekrarlanicaktir.
    ates hirsizi olarakta bilinir. eger bir tanriya inanacak olsaydim o tanri kesinlikle prometheus olurdu.

  • daha bilgisayar öncesi zamanlarda icat edilmiş ve pozisyonu sebebiyle otoriteye sahip kişilerin işinize burunlarını sokmalarını önlemek için geliştirilmiş bir teknik bu.

    joe adında bir tasarımcı keşfetmiş bunu, müşteriler yapılan tasarımda kendilerinin de payının olduğunu hissetmek için grafikere illa ki şunu değiştirelim, bunu büyütelim gibi taleplerde bulunuyormuş.

    joe abimiz bakmış bu böyle olmayacak, reklam tasarımını müşteriye sunarken kendi kıllı kolunu da afişin bir tarafına koymaya başlamış. tabi müşteri kıllı kolu fark eder etmez bu kol burada ne arıyor, bu böyle olmaz diyormuş, joe da özür dileyip çok haklısınız efendim, sizin de gözünüzden hiç bir şey kaçmıyor, bir önceki hayatınızda sanatçıydınız herhalde ayağı çekip sözlerini "o kıllı kolu çıkarıp baskıya geçelim o zaman" ile bitiriyormuş. müşteri bu sayede kendisini işin başında hissediyormuş ve projeye katkısını sağladığı için başka bir şeye karışmıyormuş.

    işte bu yüzden bu tekniğin adı kıllı kol tekniği olarak biliniyor.

    siz tabi kendinizi kıllı kol ile kısıtlanmış hissetmeyin, kendi durumunuza göre uyarlayınız.

  • yerde yatan hariç, yüksek miktarda kişiliksizlik içerir.

    abi ben bu milleti anlamıyorum ya. hayır yani sizi bu şeye yaptırmaya iten güç nedir çok merak ediyorum. anadolu çomarı denilen şey bu işte.