hesabın var mı? giriş yap

  • eski sevgiliniz tarafından hırpalanırken yardım isteğinize mal mal bakan esnafa karşın ana avrat "rahat bıraksana lan kızı" lafını söyleyecek cesarette olanlarına rastlanmıştır dün gece.
    kendilerine bok atıp da adam olduğunu sananların yol ortasında hırpalandığınızda yardım etmeyecek çoğunluktaki erkeklerden olma olasılığı yüksektir.

  • az sonra yapacağım insani eylem.

    üç adet kamyonet tuttum.

    gördüğüm her dana,boğa,buffalo vs. büyükbaş hayvanı kamyonetlere dolduruyorum.

    ve hindistan konsolosluğu'nun bahçesine bırakıyorum.

    konsolosluklar başka ülke toprağı sayıldığından, birçok müminho da avcunu yalamış oluyor.

    bana şans dileyin erenler...

  • ömrü hayatımda sayısız maç izlemişimdir. milli takım maçlarında protokolün, bakanların hatta yayıncı kuruluşun genel müdürünün falan gösterildiği tek ülke türkiye olabilir. gerçekten kabile devleti ya. banane bakandan, federasyon başkanından, trt genel müdüründen. neden gösteriyorsunuz?

    edit:imla

  • sana sonsuz teşekkürler uğur şahin. sen olmazsan 5 maskeyi bile dagitamayan bu becereksizler sürüsü yüzünden asla aşı olamayacaktik. sana da özlem tureci'ye de çok teşekkürler.

  • denememek ve en önemlisi vazgeçmektir.

    yaratma güdülerinde bilişsel yöntemleri savunan wolfgang köhler'in "iç güdüsel öğrenme" * olarak açıkladığı bir kavram vardır. bu kavram istediğiniz şeylerin etrafında devamlı dolanıp ona bir anda ulaşmayı yani aydınlanmayı öngörür. en başta fark edemediğiniz ya da araştırdığınız konu bir anda içinize doğarak önünüzde belirir.

    devamlı bir konu üstünde uğraşırken beynimizde yeni nöron bağlantıları kurulur ve beynin nöroplastik yapısı gereği yeniden yapılanır. siz o işle uğraştıkça aslında hiç bir gelişme olmuyor sansanız da gelişiyorsunuzdur. işte burada "vazgeçme" kavramı devreye giriyor. sizin farkında olarak işe yaramadığını sandığınız konu üstünde kendinize "işe yaramıyor, en iyisi vazgeçmek" komutunu gönderiyorsunuz ve yaratıcılık orada bitiyor. nöroplastisiteyi her alana uygulamak mümkün. negatif bir kavram olarak obsesyonlar da böyle kazanılıyor, pozitif anlamda bilgi de böyle kalıcı hale geliyor. yani davranışınız neyse beyniniz ona göre tekrardan yapılanıyor. kısaca neyi devamlı yaparsanız o olursunuz diyebiliriz.
    (bkz: nöroplastisite/@karanlikruya)

    kohler çalışmayla da bunu ispatlamıştır. maymunu bir odaya kapatır ve tepeye muz asar. çevreye de sandalyeler, eşyalar ve sopa koyar. maymun en başta ne yapacağını bilemez, inatla muza zıplar ama ulaşamaz, ardından sandalyeyi alır üstüne çıkar ve yine zıplar fakat yine başarılı olamaz. denemeye devam eder. çünkü açtır ve güdülenmiştir ve diğer eşyayı sandalye üstüne koyar, yine ulaşamaz. en sonunda 2 eşyayı üst üste koyup sopayı da kullanarak muza ulaşır.

    demek ki işe yaramadığını düşünsek bile o işte bir şey yaratmaya devam etmeye çabalamamız gerekir.

  • devletin yapılan yollardan ve köprülerden kullanım ücreti alması şu mantığa dayanır.

    devlet vatandaşın kullanması için yol yapar ve bu yolun yapılmasının ardından bu yolun yapım maliyetini çıkarana kadar kullanım ücreti alır.

    ancak bizim ülkemizde bu şekilde olmuyor. 30 sene önce yapılan yoldan köprüden hala para kesilmeye devam ediliyor ki benim şahsi görüşüme göre bu vatandasa atilan arsizca bir kaziktir.

  • acaba hapsedildiğini ve tellerin arkasına mahkum edildiğini nerenizden çıkardınız.
    o zaman sizin kedi köpekleriniz de 4 duvara hapisler.
    gezdirilmediğini nerden biliyorsunuz ?