hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: adaletin bu mu dünya)

    bir adam düşünün ki kurduğu sivil toplum örgütü ile devletin başaramadıklarını başarıyor...

    bir adam düşünün ki bireysel anlamda dünya çapında başarılara sahip, everest'e çıkan ilk türk...

    bir adam düşünün ki soyu osmanlı'nın şanlı paşalarına dayanıyor ve bu soyunun verdiği sorumlulukla çağdaş bir atatürkçü olarak hareket ediyor...

    ve ne idüğü belli olmayan vatan hainlerince* hedef alınıyor, ne kadar acı değil mi?

    zor zanaat bu ülkede düzgün insan olmak...

  • naegleria fowleri kirli sulardan bulaşan beyin yiyen amip olarak da bilinir. dünyanın birçok yerinde görülebilir ancak tuzlu sularda bulunmaz. genellikle göller, nehirler ve kaplıcalar gibi ılık tatlı sularda yaşar ve sadece fowleri cinsi naegleria insanları enfekte eder. lakin içinde naegleria olan bir suyu içtiğinizde veya ağzınızdan bir miktar içeri kaçtığında amiple enfekte olmazsınız.

    naegleria fowleri, kontamine olmuş suyun burundan içeri girmesiyle kapılır ve bu genellikle mevzubahis su kaynaklarında yüzüldüğünde meydana gelir. çok nadir olarak yeterince klorlanmamış kontamine havuz suyunda yüzerken baş suya daldırıldığında burundan su kaçmasıyla veya kontamine musluk suyuyla temizlik amacıyla burundan su alınmasıyla da bulaşabilir. naegleria fowleri'nin su buharıyla bulaştığı görülmemiştir.

    naegleria termofilik (sıcaklık seven) bir organizmadır ve 46 derece civarlarında ilerlemesini en iyi şekilde sürdürürken, daha yüksek sıcaklarda da kısıtlı miktarda yaşayabilir. sıcaklık düştükçe görülme ihtimali azalır ama normalde yaşayabileceği sıcaklıkların daha altında göl ve nehir tortularında bulunabilir. bu yaşam alanlarında da bakteri gibi diğer organizmaları yiyerek canlılığını sürdürür. naegleria fowleri bulunduran bir gölün içindeki amip miktarı zamandan zamana çevresel etkenlere de bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

    kontamine suyun nazal yolla alınmasının ardından amip beyne geçer ve orada beyin dokusunu yemeye başlar. ardından "pam" (primer amibik meningoensefalit) adı verilen, beyin dokusunu yok eden ölümcül bir hastalığa neden olur. ilk evrelerinde bu hastalığın belirtileri bakteriyel menenjit ile benzerlik göstebilir. amip vücuda alındıktan 1 ila 9 gün arasında baş ağrısı, ateş, mide bulantısı, kusma gibi semptomlara neden olmaya başlar. sonra gittikçe kötüleşen semptomlar ise boyun tutulması, halüsinasyon, kafa karışıklığı, dengede durmakta zorluk, insanlara ve çevreye karşı duyarsızlık ve nöbetler olarak kendini gösterir. belirtilerin artmasıyla birlikte hastalık hızla ilerler, amip beyin dokusunu durmadan yer ve 1 ila 12 gün arasında mortaliteye yol açar. hastalığın öldürme oranı %97 olarak bildirilmiştir.

    bu hastalığa karşı etkin bir tedavinin geliştirilip geliştirilmediği belirsizdir. etkili birtakım ilaçlar olsa da bu yüksek ölüm oranları nedeniyle tedavide kesinlik sağlanamamıştır. lakin yakın geçmişte diğer ilaçlarla birlikte verilen yeni bir ilaç olan miltefosine ve agresif beyin tedavisi sayesinde naegleria fowleri ile enfekte olmuş iki hastanın iyileşmesi sağlanmıştır.

    naegleria enfeksiyonları tehlikeli olsa da çok ama çok nadirdir ve geçmişten bu yana bildirilen az sayıda vaka vardır. insandan insana bulaşıcı olmaması da bu düşük yaygınlığına katkı sağlamıştır. genellikle yaz aylarında güney eyaletlerinde bulunsa da son zamanlarda kuzeyde de vakalar bildirilmiştir. bu nedenle temizliğinden emin olunmayan hiçbir tatlı suya girilmemeli ve bu sular burundan içeri çekilmemelidir. yine de bu amibin yaşayacağı ortamlarda bulunulup burundan su alındıktan sonra benzer belirtiler gösterildiğinde bunların birçok farklı yaygın hastalığın da habercisi olabileceği unutulmamalı ve panik yapılmadan hastaneye başvurulmalıdır. hastanelerde amibi teşhis etmek biraz zaman alsa da hızlı teşhis testleri geliştirilme aşamasındadır.

    diğer kontamine suyla ilgili hastalıkların yanında naegleria nadir bir tehlikedir. 2010'dan 2019'a kadar amerika birleşik devletleri'nde 34 vaka görülmüştür. 34.000 boğulma vakasının yanında bu oldukça minimal bir orandır. bu nadir ama ciddi tehlikenin farkındalığıyla alınacak temizliğinden emin olunmayan sularda yüzmemek gibi ufak önlemler ve ehemmiyetli davranışlar pam'dan korunmayı çok büyük oranda sağlar.

  • şöyle görüp yükseltiyorum bunu:

    diyelim yolladın ve arkadaşın görmedi. mavi tik olduğunu gördüğüm anda ben de -daha önce dinlememe rağmen- bir daha dinliyorum ve özellikle onunla aynı anda basmış olmak için çaba sarfediyorum ki beraber bitirmiş olalım.

    galiba sanal dünyada sohbet tandansı yakalamak için bir çaba bu.

  • bir teyzenin hasta kocasının canının muz çekmesidir.

    az önce annemle birlikte markete gittim. hasta olduğum için yiyebileceğim bazı şeyler vardı onları aldım. kasada bir teyze kasiyer kızla konuşuyordu. "hasta da, canı çekti çok" diyordu.

    kasiyer kız da "teyzecim o zaman tuvalet kağıdını bırak, ya da muzu bırak" diyordu.

    1 tane muz ve tuvalet kağıdı almış.

    1 muz ve tuvalet kağıdı.

    elinde 25 kuruş kalmış.

    beğenmeyip de yemediğimiz o muzlar var ya. onlardan 1 tane sadece. kocası hastaymış ve canı çekmiş...

    alamayacaktı muzunu. ya da tuvalet kağıdını.

    ama alabildi. çünkü onun duasını almak bana nasip oldu.

    belki senin duan da bana şifa verir teyze? otomatik kapıdan korktun ya teyze, geçemedin ya oradan...

    ben eve gelince ağladım biliyor musun?

  • aziz nesin'e sorulan soru ve kendisinin verdiği cevap belki birşeyler anlatır;
    "alevi değilsin ki sana ne oluyor?” dedi. "insan değilsin ki sana nasıl anlatayım" dedim.
    kendisini bağlamayan ne varsa yanıp yıkılsın düşüncesinde ki insanlar umarım birgün gerçek sevgiye iyiliğe kavuşur.

  • instagram'a bugün koyduğu doğumgünü fotosunun altına "doğumgünün kutlu olsun lord eddard stark" yazan çılgın beni bulsun. ahahdhahds. haykırıyorum.

  • is cikis saati zincirlikuyu'dan metrobuse binmeye calismamis kisilerin nankorluk yapiyosunuz dedigi hede.

    lan erkek halimle uc cocuk dogurdum metrobus sayesinde. devlet de yardim etmiyor. cocuklarin babalarini bile tanimiyorum amk.

  • bu sabah minibüste en arkada oturan iki arkadaştan duyduğum diyalogtur.

    -yağmur yağıyor
    +yağsın banane amk.

    2 dakika sonra..

    -işe geç kaldık
    +kalalım sanki çok önemli insanlarız amk.

  • amk böyle tüftüf savaşı bile olmaz.yaşlı başlı adamlar falan ateş ediyor birde ciddi ciddi.ağızlarıyla bi dıkşın-dıkşın yapmadıkları kalmış.

  • milletin ölüm haberinin "şunu gömmüştür", "bunu gömmüştür" diye başlığından alınan oyuncu.

    bu arada başlığına gelmişken,

    adam öğretmeni oynuyor, öğretmen oluyor, ailesine düşkün baba'yı oynuyor, o oluyor. çirkef bir adam oynuyor, "çirkef" oluyor.

    büyük şizofren olduğunu düşünüyorum. yoksa bu kadar karakterden karaktere geçiş olmaz.

    mesela kenan imirzalıoğlu kendini çok geliştirdi yeaa ya, ulan adam yıllardır miroğlu'nu oynuyor. hangi role geçse miroğlu'nun bıyık bırakmış halinden öteye geçemiyor.

    ama münir özkul öylemi. salak milyonerler filminde çoluğu çocuğu olmayan, karısıyla bir evde yaşayan , sahaflarda kitapçı adamı öyle bir oynuyor ki bir an münir'in esas mesleği kitapçılık da, oyunculuğu ek iş yapıyor sanarsın.

    bu arada hababam sınıfında kalp krizi geçirdiğinde, yaşar usta ile oda bastığında, aynı yaşar usta bahçede gaz verirken ağlatandır. açar açar izlerim o ormandaki konuşmasını en zor durumumda gaza gelirim.