hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    gösteriş, diyalog, hatta renk bile kullanmadan tarihin en romantik sahnelerinden birini sunmuş dizi.

    6 sezon boyunca neredeyse hiç seni seviyorum demeyen jimmy ve kim ikilisinin aşkına de ancak bu tarz bir anlatı yakışırdı.

    bu güzel anlatıya: “realist değil, bu adam kim için bile bunu yapmaz.” gibi eleştirilerle gelenler, diziyi boş gözlerle izlemişler. jimmy zamanla kötü bir karaktere dönüşmedi. tek yaptığı vicdanından kaçınmak ve hatalarını inkar etmek için kendini saul goodman gibi yapay bir karaktere bürümesiydi. kim de onu terk edince elinde sadece saul karakteri kaldı. tüm vicdan problemini bu karakterle ötelemişti. kim’in yokluğuna da bu şekilde dayanacaktı. boşanma dilekçesi geldiğinde ne kadar parası olursa olsun nasıl yıkıldığını görebilirsiniz. hemen ardından da umursamaz bir tavırla imza atıp alaycı şekilde konuşuyor. çünkü vicdan azabını da problemlerini de ancak bu şekilde geçiştirebilirdi psikolojik olarak. sonrasında da kartel oyununda çok büyük oynadı ve neredeyse kazanıyordu. kendini bir şekilde meşgul etti. ancak bu başarı uzun sürmedi ve artık elinde ne başarı ne de para vardı. kendine itiraf edemediği vicdan azabını bastıracak bir materyal kalmamıştı. bu sebeple saul karakteri de işlevini yitiriyordu. vicdanını bastıramadıkça kim’e olan ihtiyacı daha fazla ortaya çıktı.

    jimmy sadece kim tarafından gerçek anlamda sevilmişti. ve sona yaklaştığı anlarında da onu mutlu edebilecek tek şey onun sevgisiydi. zirveyi görmüş, her şeyi elde etmiş ve tekrar kaybetmişti. vicdanını baskılayabileceği hiçbir şey kalmamıştı. abisinin de dediği gibi hiçbir zaman geri dönmek için geç değildi. daha da ileri gidip, kim’in hapse girmesine göz yumsaydı, tamamen kaybolacaktı. bu durumda kendisi için silahını alıp adam öldürmeye gidecek kadar aşık olan kadınını, kim wexler’ı kurtarmayı seçecekti elbette. hem vicdanını rahatlatacak hem de kendi karakteri jimmy’e dönüş yapabilecekti. aşkı için özgürlüğünden vazgeçmiş gibi gözükse de, artık ömür boyu özgür olacaktı. hem kim wexler’ın sevgisini tekrar kazandı, hem de kendi karakteri jimmy geri dönmüş oldu. hem de vicdanından kaçmasına yani saul karakterine ihtiyacı kalmadı. 7 yıl yatıp çıksaydı, hayatında hiçbir amacı kalmamış, aşkını kaybetmiş, kaybolmuş halde, yapay bir kişilikle sefil şekilde ölüp gidecekti. dolayısıyla herhangi bir mantık hatası olduğunu düşünmüyorum. her anlamda tutarlı bir final oldu.
    --- spoiler ---

    breaking bad öyle bir diziydi ki, spin off’u bile gündemdeki tüm dizileri geride bıraktı. ve maalesef bu güzel evrene artık veda ediyoruz. elveda albuquerque ve onun tozlu yolları. teşekkürler vince gilligan.

  • dunning kruger effect denilen hadiseyi sık sık gördüğümüz olay.

    internetten flight radar izleyip, "pegasus'a sivil havacılık otoritelerince ceza verilmelidir" yazan adamın özgüveni bende olsa amerikanya başkanı olurum kuran evliya çarpsın.

  • marcel proust demiş ki:

    "bazen bir insanı tekrar bulduğumuz olur, ama zamanı ortadan kaldıramayız. bütün bunlar, bir kış gecesi gibi hüzünlü ve beklenmedik bir güne kadar sürer; o gün geldiğinde, o kızı da, bir başkasını da aramayız artık, hatta bulsak korkarız. çünkü artık ne hoşa gidecek kadar cazibe buluruz kendimizde, ne de sevecek güç. kelimenin gerçek anlamında iktidarsız olduğumuz anlamında değil katiyen. iş sevmeye gelince, her zamankinden fazla sevebilecek durumdayızdır. ama bunun, kalan azıcık gücümüz için fazlasıyla, büyük bir teşebbüs olacağını hissederiz. ölüm şimdiden, evden dışarı çıkamadığımız, hatta konuşamadığımız aralıklar getirmiştir hayatımıza. doğru basamağa adım atmak, tehlikeli bir atlayışı gerçekleştirmek kadar büyük başarıdır. yüzümüz ve sarı saçlarımız, delikanlılığımızdakinden farksız olsa bile, sevdiğimiz bir genç kızın bizi bu durumda görmesi ne demektir! artık gençliğin hareket hızına yetişmenin yorgunluğuna katlanamayız. ne yazık ki, tensel istek, yok olacağına iki kat artar. onu tatmin etmek için, hoşuna gitmek gibi bir derdimizin olmayacağı, yatağımızı bir tek gece paylaşacak, bir daha görmeyeceğimiz bir kadını çağırtırız."

    bu da durumu özetliyor kanaatindeyim.

  • 10 senelik bir süre içerisinde imf'ye olan 20-25 milyar dolarlık borcunu bitirirken, toplam dış borcunu 120-130 milyar dolardan, 380-390 milyar dolara taşıyan bir ülkede yaşanmış son derece güzide bir hadise.

  • nostalji güzellemesi sevmiyorum ancak şu kısmı vurgulamak istiyorum; o zamanlarda hatta 90'larda da orta halli anadolu lisesinde okuyan bir öğrencinin geleceğe dair umudu vardı. eğer çalışır ise başarılı olabileceğini istediği mesleği yapabileceğini biliyordu. temel motivasyon da buradan kaynaklanıyordu aslında.

    şimdi orta okulundan üniversiteye kadar bakın kimsenin bir umudu yok. en iyi liseyi en iyi üniversiteleri okusan ne olacak ki? sen 5000 tl maaş için kıvranırken, o parayı 15 saniyede burnuna pudra şekeri olarak çekenler var.

    bu ülkenin şuanda en yoksul ve yoksun kesimi eğitimli kesim sanıyorum. eğitime yapılan yatırımın(elbette başkaca çok artıları olmakla birlikte) ekonomik anlamda neredeyse hiç karşılığı yok. yani mesele o yıllarda iyi eğitim vardı bu yıllardaki eğitim kötü değil sadece. bu çocukların güzel bir geleceğe inanmalarını sağlayamadıktan sonra vereceğiniz eğitimin içeriğinin pek bir önemi yok maalesef.

  • hakkında "pazar sabahı olması büyük şans, daha işlek bir saatte de olabilirdi," gibisinden yorumlar yapılan saldırı.

    sizin kafanız mı güzel, yoksa ortada olanı dile getirmekten mi çekiniyorsunuz?

    bu bir gözdağıdır. olabilecek en tenha saatlerden birinde, planlı olarak yapılmıştır bu saldırı. felaket ya da kaza değildir, "şans eseri pazar sabahı patladı" gibi saçma saçma şeyler söylensin.

    açıktan açığa gözdağı veriyorlar. "bak, en işlek saatte de patlatabilirdik, ama yapmadık, akıllı olun," mesajı veriyorlar.

    millet de kalkmış, iyi ki bu zamanda oldu, yoksa zarar çok daha fazla olabilirdi, filan diyor.

    trafik kazası, sel baskını mı lan bu?

    her şeyiyle planlı programlı bir terörist saldırıdır. hem de taksim'de, istanbul'un göbeğinde. şans eseri pazar sabahı yapılmamıştır bu saldırı, kasıtlı olarak pazar sabahı yapılmıştır, korkutmak için, "ya başka bir saatte olsaydı," diye düşündürmek için yapılmıştır.

    ayık olun biraz.

  • 26.07.2023 tarihinde habertürk'te yayınlanan ht360 programında atılan manşet:
    "kılıçdaroğlu sertleşiyor mu?"
    ben olsam "12 yıllık iktidarsızlığa rağmen hala sertleşebiliyor mu?" diye manşet atardım sanırım :pp

    görsel

  • dövmekle az bile etmiştir. kendini kurtarmak için başkasını riske atanın hakkı kötektir. adam ceza yese bi allah'ın kulu sahip çıkmaz. artı mühürü kesmişler adamın başı sadece bundan dolayı bile belaya girebilir. show tv boş yapma