hesabın var mı? giriş yap

  • evet demelerine memnun olduğum ünlüler. bunlardan bir tanesi hayır dese şüpheye düşerdim. acaba ben mi yanlış düşünüyorum diye.

  • yakın zamanda teo da bahsetmişti. aborjinlerin dilinde sol sağ ön arka diye yönler yok. kuzey güney doğu batı diye yönler var. yani "önündeki tuzluğu uzatır mısın?" demek yerine karşındaki doğuya doğru oturuyorsa "doğundaki tuızluğu uzatır mısın?" demen gerekiyor. bu ilginç bir probleme yol açıyor. aborjinlerin daimi olarak hangi yönün neresi olduğunu bilmesi gerekiyor. yapılan çalışmalarla adamların bir süre sonra içsel pusula geliştirdiklerini fark ediyorlar. adamlar "nerem hangi yöndü" diye düşünmüyorlar. bizim için ön arka kadar doğal. bu hipotezin en çarpıcı örneklerinden biri bence bu.

  • midem bulanıyor bu diziyi izlerken, içim kalkıyor, boğazım düğümleniyor. babam iki adım ötemde. kendisiyle gurur duyuyor, o da sevdi çünkü başka bir kadını, o da ikilemde kaldı. ama bırakmadı bizi, annemi ve senelerce yüzümüze vurdu bunu. gurur duyuyor babam, aşkını bizim için hiçe saymış. gurur duyuyor babam, 7 kızının evlilğe olan, erkeklere olan inancını güvenini sarstığı ve 30 yıllık karısının gururunu hiçe sayıp bunları söylediği için...

  • bence hepsi kaldırılmalı bağış yoluna gidilmeli. hesaba parayı yatıran almalı. en azından arsadır evdir elimizde kalır. vatandaşlık aldıktan sonra ayrıca adam ona da para harcasın ordan da vergi alırsın mis. x2 kazanç. beklenen sayıda vatandaşlık alınmazsa da kampanyaya başvurulmalı. 1 vatandaşlık alana 1 vatandaşlık bedava gibi. ama bu kampanya stoklarla sınırlı olmalı ve belli bir süre geçerli olmalı.

    daha yeterince dingonun ahırı olmadık. yetmez ama evet.

  • yazılı sırasında;

    - oğlum, arkadaşına soracağına bana sorsana.
    - hocam, üçü ne buldunuz?

  • *** 2010-2011 şampiyonu trabzonspor ***

    ilaç adlarının %99.3'ünde* şu harfler yer almaz:
    c, (ç), d, g, (ğ), h, (ö), (ş), u, y

    şu harfler ise ilaç adlarında vazgeçilmezdir:

    s, o, l, d, i, n,

    kuşkusuz istisnalar vardır. ilk duyuşta kulağa ilaç ismiymiş gibi gelen bir kelime türetmek için:

    ilk hece için üç ihtimal vardır:
    a) bir sessiz bir sesli
    b) bir sesli bir sessiz
    c) bir sessiz bir sesli bir sessiz

    ilk hece bunlardan hangisi olursa olsun ikinci hece bir sessiz bir sesliden ve son hece de bir sessiz bir sesli bir sessizden oluşur. x = sessiz harf o = sesli harf olsun:
    üç ihtimal:

    xoxoxox
    oxxoxox
    xoxxoxox

    ilk hece xo şeklindeyse p, d, t veya r sessizlerinden biri alınır. yanına e gelirse diğer sesliler de e-e-o veya e-i-o veya e-i-a diye gider. yanına a gelirse a-o-i formülü uygulanır.

    ilk hece ox şeklindeyse sesli harf a olur. a-i-i (aspirin) veya a-a-a ya da a-e-i şeklinde devam eder. a-a-a diye giden seriyi x'le bitirmek vaciptir.

    son hecenin seslisi i ya da o ise son hecenin son seslisini de "n" yapmakta fayda vardır.

    ilk hece xox şeklindeyse sesli harf e yapılır. sesliler şöyle gelir: e-i-o, e-a-o. ilk hecenin ikincisi sessizi "p" olursa daha makbul olur.

    bu algoritmaya uygun birkaç isim uydurmalım şimdi de:

    remedon, anjilin, tefsimol, sepmidon, temparol, rapsedin, remipal, sefamol

    bu algoritmanın basic diline uyarlanmış halini de yakında bu entryde bulabilirsiniz.

    bu entryi görüp, ciddiye alıp, üşenmeden kötüleyenlere tavsiyem: "bir hepsimol al, geçer."

    edit: 18 yıllık rüya gerçek oldu. girişimci bir arkadaşım bu algoritmaları kod haline getirdi: ilaç ismi üretici

  • tarihteki en ilginç vakalardan biri tanganyika gülme salgını.

    salgın, 30 ocak 1962'de tanganyika'nın (yeni adıyla tanzanya) kashasha kentinde sadece kızların kaldığı bir yatılı okulda başlıyor. öğrenciler arasındaki bir şaka sonucu başlayan gülme, gelişigüzel bir şekilde tüm yatılı okula yayılıyor. yatılı okulda yaşları 12 ile 18 arasında değişen 159 öğrenciden 95'ini etkiliyor gülme salgını. belirlemelere göre salgının etkisi kişiden kişiye değişmiş. bazı kişilerde birkaç saat, bazılarında ise dile kolay fakat tam 16 gün sürmüş.

    öğretmenler bu salgından etkilenmemiş ancak olayın önüne bir türlü de geçememişler. öğrencilerin derslerine konsantre olamadıklarını belirten öğretmenler, 18 mart 1962'de okulun kapatılmasını istemişler ve okul o tarihte kapatılmış.

    okul kapatılmış kapatılmasına ancak gülme salgını yine de devam etmiş. tanganyika'nın nshamba köyünde nisan ve mayıs aylarında okul çağındaki çocuklar ve genç yetişkinlerden oluşan 217 kişi salgından etkilenmiş ve gülerek eğlenmiş.

    kashasha'daki okul 21 mayıs'ta yeniden açılmış. mayıs'tan haziran'a kadar açık kalan okul sayesinde salgın bukoba yakınlarına kadar yayılmış ve bu sayede 48 kişi daha salgından etkilenmiş.

    sonrasında yetkililer duruma el atmış ve salgının patlak verdiği okula dava açılmış. okuldaki öğrenciler çevre köylerdeki okullara dağıtılmışlar. çevre köylerdeki okullara giden kızlar orada da benzer etkiye sebep olmuşlar ancak salgın, başladıktan 6-8 ay sonra tamamen sona ermiş.

    toplamda 14 okul kapatılmış tanganyika'da bu mevzu yüzünden. yaklaşık 1000 kişi de olaydan etkilenmiş. gülme salgını denildiğine bakmayın, durmadan gülmek insana iyi gelen bir şey değil. zaten bu olay sonucunda da o bölgede birçok genç ağrı çekmiş, baygınlık ve kızarıklık atakları geçirmiş.

    peki nasıl oldu da böyle bir olay meydana geldi?

    uzmanlara göre bu durumun sebebi toplumsal histeri. toplumsal histeri genellikle çok fazla güçlü olmayan topluluklarda meydana geliyor ve düşük statüye sahip olan insanlar için son çare gibi bir şey. bir şeylerin yanlış olduğunu ifade etmenin bir yolu.

    purdue üniversitesi'nden charles f. hempelmann, tanganyika gülme salgınının "stres" kaynaklı olduğunu belirtmiş. 1962'de tanganyika bağımsızlığını yeni kazanmış. bu sebeple de öğrenciler; öğretmenlerin ve ailelerin kendilerinden daha fazla beklentiye girdiğini belirtmişler ve aşırı stres yaşamışlar. öğrenciler de kendilerine böyle bir kaçış yolu bulmuşlar ve tarihteki en ilginç olaylardan birine imza atmışlar.

    kaynak