hesabın var mı? giriş yap

  • - benim ilaçlarım var, yazılcak.
    - nedir teyzecim?
    - biri ümürhan, öteki piridlon.
    - neyy?
    - ümürhan!
    - imuran mı?
    - hee.
    - öteki?
    - piridlon.
    - haa, prednol mü?
    - hee.
    - ne için kullanıyosun teyze bunları? böbrek nakli mi oldun?
    - yok, pemfigus vulgaris var bende.
    - ?!? (pemfigus vulgarisi dosdoğru söyledi.)

  • çaresizlik nedir bilmeyenler bu video üzerinden goygoy yapmasınlar. çaresizlik tam olarak budur!

    ne zaman bu sözü de söyleyince aklıma rahmetli dilek özçelik'in "görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" lafı aklıma gelir. bir kez daha mekanın cennet olsun dilek!

  • cocuklarin hayal gucunun kanitidir. ben ak sakalli bir dede olarak tasvir etmistim ki bu da benim o zamanlar ne kadar hayal gucu kit bir insan olduguma isarettir;

  • bir kere inkara gerek yok. bir dönem hepimizi annemiz banyo yaptırıyordu. zaten inkar edene gülünür. neyse. günlerden pazardır. (bkz: pazar gunu ailecek banyo yapma gelenegi) banyo sırası için kardeşlerle yapılan kavgadan sora sıra bize gelmiştir. anne meşgul bir kuaför gibi banyoda sıradaki müşterisini beklemektedir. önceki banyo seansının pisliklerini temizlemektedir. banyoya girilir ve soyunulur. tek başına banyo yapmaya geçiş sürecinde pek acı veren bir soyunmadır bu. yavaş yavaş davranılır. ama annenin daha işi var. çamaşırıdır, ütüsüdür. onun vakit kaybına tahammülü yok. ağırdan alan çocuğun soyunmasını hızlandırır ve tabureye oturtur. banyo taburesine oturmadan önce sıcak su dökmekten bihaberdir bu gaddar anneler. küçük bir titreme olur. iyice kamburlaşılır.

    bu sırada anne suyu ayarlamaktadır. ve nedense bu su hep kaynama noktasına yakın olur. ilk kafadan dökülen su kamburlaşan bedeni sarsar. dimdik olunur. "sıcaaaaaak" diye bağırılır ama anne o suyun sıcak olmadığını düşünmektedir. ikinci sudan sonra da "sıcaaak" inlemeleri devam ederse biraz soğuk su ilave eder anne suya.

    sonra sabun faslı. sanki kafayı değil de kirli donu çitiler gibi sabunlar anne kafayı. bir oraya bir öbür tarafa gider kafa. sonra gözlerin kapanması talimatı gelir ve tekrardan su dökme işine geçilir.

    sabunlanma işi de bitince işin en acı verici kısmına gelinmiştir. kese. sanırsın işkembe temizliyor anne. elinin altındaki incecik çocuk kolları değil de cansız bir nesne. hele o boğaz altının keselenmesi yok mu? gıdıklandığına mı yanarsın, acıdığına mı?

    kese de bitince sıra lifle vücudu sabunlamaya gelir. anne deminki yaptığı güreşten yorulduğu için sabunladığı lifi elimize verip kendi kendimize sabunlanmamızı isteyebilir.

    tüm bu işlemlerden sonra kafadan aşağıya son bir iki su dökülür ve o kaçınılmaz hareket gelir. aynen sac yikayan berberin saclari siyirttirma hareketi gibi bir hareket. ama hareket suratadır. anne, elini kafanın üstünden çeneye doğru bastıra bastıra sürter. burun ağrır, surat ekşir.

  • erkenden kalkmak zorunda kalmışsınız, güneş daha odanıza gelememiş, sarı ampula muhtaç etmiştir sizi. yatağınızda dogrulup bi müddet yatak sıcaklığından kopamamış halde oturursunuz. tek corabınızı giyersiniz ve ikincisi elinizdeyken birden donarsınız. kurtulamazsınız kolay kolay, gözleriniz dalar ve bakar kalırsınız bir noktaya (halıya ya da ötesine). (bkz: uyku katatonisi)

  • ya konuya tam hakim olamadım ama sanırım entry girmek yoluyla reklam yaptığına dair söylentiler var, hatta salçalı falan bir tanesini gördüm, okudum.

    bak sevgili ssg buradan sana sesleniyorum; sözlükten reklam yoluyla dünyanın parasını kazanıyorsun, başka yan gelirler de vardır tam olarak bilemiyorum. hayatın güzel, hayatın şekerli, hakkındır lafım yok kazan, ye, iç.

    ama arkadaşım bir şeyi de bize bırak, zaten şurada sıfır kazanç ile yazıp çiziyoruz bari bunlardan para kazanma imkanı varsa onu da bize bırak, bize pasla. teklif sana gelmiş olabilir, "hacım bir iki entry'de adımızı geçir, parası neyse verelim" denmiş olabilir ama güzel arkadaşım "ben yapmıyorum ama şu şu arkadaşlara ileteyim parayı da onlara verin siz" deme büyüklüğünü göster. 10 bin lira kazanırken bırak 500 lira da biz ekmek yiyelim, her şeye sen yetişme. senden çok rica ediyorum. hadi bize para falan verdiğin yok onu geçiyorum da bari böyle ufak reklam işlerini bize pasla hacım valla ayıp ediyorsun.

    sözlerimi nat nat nat çokonat diyerek bitiriyorum. selamlar, sevgiler.

  • adı lazım değil bir üniversitenin maddi durumu kötü olan öğrenciler için kurduğu ücretsiz kıyafet alınabilen mağazasına tam 15000 (on beş bin) parça kıyafeti ücretsiz gönderen firmadır. gerisi sikimde değil.

  • - dur bakalım bir de şöyle bir atak deneyelim bakalım gol oluyor mu... şöyle vursam... aa evet oluyormuş.

  • başlığı açan highwaytohell isimli yazar;

    1) trafik kanunları nezdinde geçerliliğini yitirmiş bir ehliyetle şoförlüğe aynen devam eden akademisyeni, sırf öğrencisi olduğu için savunmuş, adalet terazisinin kusurlu olduğunu cümle âleme ispatlamıştır. öyle hocanın da böyle talebesi olur zati.

    :-)

    2) diyelim ki hoca "haksız yere" ceza yiyor, niye çığlık atıyorsun kadın? gidersin mahkemeye itiraz edersin. yasal yoldan hakkını ararsın. üniversite sıralarında yıllarca dirsek çürütmüş birine yakışıyor mu hiç?

    3) acil bir toplantıya yetişme durumunda olması kişiye kırık ehliyetle yardırma hürriyeti tanımaz. n'apayım toplantıya yetişmek zorundaysan? seve seve uyacaksın kurallara. yoksa bağırırsın ha böyle...

    4) her şeyi geçtim, ne diye polis aracına vuruyorsun?

    5) kamu görevlilerine ulu orta bela okuyorsun kadın! kendine gel bi yaw!

    6) "sizin de başınıza gelebilir" diskuruyla okuru empatiye sevk etme var bakın savunu metninde. bu çok absürt ve de gülünç. 4.5 oktav bağırmasını hoş görelim yani heee?

    7) polisler baktı ki kadın serenad yapıyor, beleş sanat kaçmaz deyip ânı ölümsüzleştirmişler. çünkü bu hoca gibiler gider karakola der ki polis şöyle itti polis şöyle dedi falan, polis de tedbir maksatlı önlem almış n'apsın! tabii servis etmesi yanlış.

    highwaytohell, duygularına yenik düşmüş ve %100 kusurlu hocasını müdafaa etmiştir.

    otur sıfır!

  • kesinlikle izmir'e hiç yakışmayan bir durumdur. çocukları kullanarak bunu yapmaları da zaten ayrı bir durum. birkaç yıl önce arkadaşlarla otururken bir çocuk yanımıza geldi, sigara istedi. ardından abi ben çok kötüyüm diyerek attı kendini yere. bayılmış gibi yapıyor. sonra bir farkettim ki arkadaşın cüzdanına doğru uzanmaya çalışıyor. kalkıp gitmiştik sonra. belediye kesinlikle buna bir çözüm bulmalı.

  • arda'dan 1000 defa daha mert, insan gibi bir insanın söylemi. bunu milyonlarca kişinin gözlerine bakarken demesi de ayrı bir güzellik. alkış!