hesabın var mı? giriş yap

  • bayağı bayağı iyi bir bölümle devam eden dizi.

    --- spoiler s06e13 ---

    sanırım "the candidate"in kim olduğu konusunda kimsenin kafasında bir soru işareti kalmamıştır bu bölüm itibariyle. tabi yine de lost'un ters köşe yapma potansiyelini de akılda bulundurup çok emin olmamakta fayda var.

    yalnız eminim, sun ve jin'in kavuşma sahnesinde herkesin yüreği ağzına gelmiştir. birbirlerine sarılmak için manyetik zımbırtıların arasından geçerlerken, "cozzztttt" efekti eşliğinde kızaracaklarını düşünmeyen var mı aranızda?

    --- spoiler s06e13 ---

  • kalecimiz şenol güneş e dakikalarca ' trabzon dışarı 've ' hamsi dışarı' gibi alaycı tezahüratlar yapıldığı maçtır. ama kalecimiz o gururla bahsettiği zonguldak maden işçisi eldivenini bırakıp gitmemiş, geçici görevini yerine getirmiştir.

  • geri çağırmalar, otomotiv endüstrisinde hayatın bir gerçeğidir. büyük otomobil üreticileri araçlarını bu tip durumlardan sakınmak için test aşamasına milyonlarca dolar harcamaktadır. bu, doğru bir yaklaşım olsa da bazı sorunlar kontrol aşamasında gözden kaçabilmektedir. bu sorunların bazıları ufak şeyler olsa da bazıları felaketle sonuçlanacak kadar önemli ve büyüktür.

    araç geri çağırmalar, otomobil üreticileri için büyük bir problem oluşturmaktadır. düzeltmelerin maliyeti haricinde toplu davalarla karşılaşma ve zarar görme ihtimali yaratır. bu kusurlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanma gibi devasa problemler de beraberinde getirir. firmalar itibarlarının sarsılmaması için bu gibi durumlarda akıl almaz şekilde de davranabilmektedir.

    otomotiv tarihindeki en kötü geri çağırmalardan bazılarına bakalım:

    1) bentley arnage yanlış bijon somunları

    geri çağırmaların sadece alt sınıf araçlarda gerçekleşeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. 2007'de bentley arnage kadar şanlı azınlıktan biri olsaydınız bu geri çağırmalardan birine maruz kalacaktınız.

    ultra lüks araçlar üretim hatalarından muaf değillerdir. 2007'de bentley, bazı arnage'ların üretim hattından yanlış bijon somunları ile çıktığını duyurdu. başta önemsiz gibi gelse de yanlış somonlar jantların araçtan ayrılmasına ve büyük kazalara neden olabilirler.

    2) volkswagen dieselgate

    volkswagen'in geri çağırma konusunda parıltılı bir geçmişi yoktur. alman markasının itibarını, volkswagen'in emisyon hilesi kadar sarsan çok az olay mevcuttur.

    volkswagen (ve belirli audi) dizel araçlarında, otomobilin emisyon testinin ne zaman yapıldığını algılayabilen ve emisyonları buna göre azaltan cihazlar gizliydi. geri çağırma 2016'da yapıldı ve arabaların çoğu basit bir yazılım güncellemesiyle düzeltilebilirdi. ancak kabaca bir milyon sorunlu araca mekanik müdahale gerekiyordu. her şey ortaya döküldükten sonra volkswagen suçlamaları kabul etti ve 40 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kaldı. eski vw mühendisi oliver schmidt, skandaldaki rolü nedeniyle yedi yıl hapis yattı.

    3) bmw x7 sızdıran bardaklık

    bmw, geçtiğimiz yıl açılan toplu bir dava ile haberlerde yer aldı. brightk consulting ınc., yeni x7 suv'nin bardaklıklarına dökülen sıvıların, hava yastıklarının kontrol elektroniğine sızabileceğini iddia ederek, alman otomobil üreticisine dava açtı. iddiaya göre, bu sızıntı sadece hava yastıklarını kusurlu kılmakla kalmıyor, yanlış zamanda açılmalarına da sebep olabiliyor.

    dava hala devam ediyor, ancak özellikle ısıtmalı koltuk abonelik hizmeti fiyaskosunun ardından bmw için işler çok da iyi görünmüyor. 2020 bmw x7 sürücüsüyseniz, bir süreliğine bardak tutucuları kullanmaktan kaçınmanız doğru bir tercih olabilir.

    4) ford pinto yakıt doldurma boğazı

    aracınıza arkadan çarpılması her zaman kötü bir durum olsa da 1970'lerin sonlarında bir ford pinto kullanıcısı olsaydınız bu çarpışma aracınızı alev topuna çevirebilirdi.

    pinto'nun feci kusuru, arkadan çarpışma durumunda yakıt doldurma boğazının kopmasına, yakıt deposunu delmesine ve araç içerisine yakıt püskürtmesine neden oluyordu. bunun sonucunda aracın tutuşması beklenen bir son olacaktı.

    sorunu erkenden fark eden ford sorunu çözmenin araç başına 11 dolara mal olacağını hesapladı. 1973'de sızan bir not, çok pahalıya mal olacağı için firmanın sorunu görmezden gelmeye karar verdiğini ve her yıl yaklaşık kaç kişinin öleceğini hesapladığını ortaya çıkardı. gerçekleşen 27 ölümden sonra ford itibarını kurtarmak zorunda kaldı ve 1.5 milyon pinto'yu geri çağırdı. kusuru gidermenin 20 milyon dolara (bugünün yaklaşık 150 milyon doları) mal olduğu tahmin edilmektedir.

    5) toyota gaz pedalı sıkışması

    2009-2010 model toyota'larda, gaz pedalının sonuna kadar basılı halde takılı kaldığı bu sorun için ilk geri çağırma 2 kasım 2009'da gerçekleşti ve yanlış takılan paspasların pedalın sıkışmasına neden olduğu belirtildi. toyota'nın gaz pedalının sıkışmasına neden olacak olası bir mekanik sorunu keşfetmesi ile ocak 2010'da ikinci geri çağırmalar başladı. etkilenen araçların satışları, sorunu giderecek parçaların üretilmesi beklenirken haftalarca durmak zorunda kaldı.

    6) ferrari fren hidroliği sızıntısı

    bazen geri çağırmalara neden olan hataların ortaya çıkması uzun zaman alır. ferrari, yakın zamanda laferrari ve f60 dahil olmak üzere 2005 model yılından 2022 yılına kadar 23.555 aracı etkileyen hatalı bir fren hidroliği deposuyla ilgili haberlerde yer aldı.

    düzgün havalandırılmayan fren hidroliği deposunun vakum oluşmasına neden olacağı ve sızıntı potansiyeli olduğu görüldü. bu durum gerçekleştiğinde fren kabiliyetinin kısmen veya tamamen kısıtlanması söz konusuydu. sorunun çözümü, fren hidroliğinin tehlikeli derecede düşük olduğu durumlarda uyarı veren bir yazılım güncellemesi ve daha iyi havalandırma imkanı sağlayan bir kapak ile bulundu.

    7) takata airbag hatası

    takata adlı bir japon şirketi, emniyet kemeri ve hava yastığı üretimi ile ünlüydü taa ki yüksek profilli bir skandal, hava yastıklarının patlayabileceğini ve metal şarapneller fırlamasına neden olabileceğini ortaya çıkardığı 2013 yılına kadar.

    new york times'a göre, takata ve honda, altı kişinin ölümüne sebep olan bu kusuru biliyorlardı ancak ulusal karayolu trafik güvenliği idaresi'ni uyarmamaya karar vermişlerdi. abd adalet sistemi, honda'ya 70 milyon dolar, takata'ya ise işbirliği yapmadığı her gün için 14.000 dolar para cezası verdi.

    etkilenen araç sayıları açısından tarihteki en yıkıcı geri çağırmalardan biri haline gelen skandal sonrası 2019'un sonuna kadar, 65-70 milyon araç geri çağrıldı ve kabaca 42 milyon aracın daha geri çağırılması gerekecek.

    kaynak: popularmechanics

  • benim bir kedim var. öyle kaprisli ev kedilerinden değildir. sizi görür görmez yere atar kendini, açar karnını ve bekler. ister ki sevilsin, okşansın.
    bazı günler bakar ki gelip onu yerde seven yok, kalkar oturduğum koltuğa gelir. önce boynumun arkasına burnunu sürter, saçlarımı koklar ve hoppp diye kucağıma atlar. çok da güzel mırlar, açar motoru tor tor tor...
    severim ben de kedimi, o kadar zahmet etmiş, ayıp olmasın derim. ama o sırada başka bir odaya gitmek isterim. karnım açtır mutfağa gitmek isterim, hava sıcaktır duş almak için banyoya gitmek isterim. isterim de isterim!
    peki kediyi o mutlu, huzurlu ortamdan çıkarmak onu üzmeyecek mi derim içimden. daralırım, kalbim sıkışır.
    düşünürüm ve sonra yavaş yavaş sevginin şiddetini arttırırım. dokunulmasını sevmediği yerlerine dokunur, koltuktaki yerini daraltırım.
    önce bir afallar, sonra bana kızar, bazen pati atar hatta dişlerini de kullanıp şiddetin dozunu kaçırır ve bir hışımla kucağımdan atlatıp kaçar.
    "gitme" derim ama gider.
    ilişkileri bu tek kelimelik cümle ile bitiririm ve benim bitirdiğimi kimse anlamaz. bana kızan olmaz.
    bu yöntemi ben keşfetmedim, bir zamanlar keşfedenin kedisiydim.

  • yönetim kurulu başkanının kişisel görüşü diye bir şey olamayacağını bilmeyen şirketin geri vites açıklaması. istifa etmelidir.

  • askerde sık sık parti yapardık. parti dediysem askeriyenin yanındaki lojmanın marketine belli saatlerde girme iznimiz vardı. oradan cipsler kolalar alıp gazinoda toplanıp yer içer eğlenirdik. o markette kiloluk çiğ köfte, lavaş falan da olurdu. haliyle partimizin starı da çiğ köfteydi. genelde de lavaş yetmezdi. tabi o zamanlar böyle doritoslu dürümler ortada yok. arkadaşlardan birisi lavaş bitince doritosun üzerine koyup yemeye kalktı. tadının harika olduğunu söylese de hepimiz iğrenir gözle izledik onu. sonra birisi daha cesaret etti. o da çok beğendi. birisi daha birisi daha derken hepimiz bu eşsiz tadı denemiştik. artık partilerimizin starı doritoslu çiğ köfte olmuştu.

    zaman böyle akıp gitti biz terhis olduk. terhisten bir kaç ay sonra gördüm ki komagene bu doritoslu dürümleri listesine eklemiş. o yüzden hiçbir zaman kim olduğunu bulamadım ama bu fikri komagene'ye veren kişinin benim devrelerden birisi olduğuna eminim.

  • kalktım allah, indir beni
    nur içine uçur beni
    can bedenden çıkmadıkça
    imanla ulaştır beni

    taktım kemerimi, oturdum koltuğuma
    hostesler şahit olsun dinime imanıma

    yedi melek sağıma, yedi melek soluma
    bismillah diyerek, süzülürüm fezada
    duamı ederek, indim havalimanına
    hostesler şahit olsun dinime imanıma

  • ilk aşk gibi bir şey lan.

    bilgisayardan internetten önce bu vardı hayatımızda. gerçi tam olarak vardı diyemem kendi adıma, zira bizim televizyonun böyle über bir özelliği yoktu ve fakat akraba evlerinde denk geldiğimde saatlerimi geçirirdim başında. hava durumu desen var, fikstür desen var, güncel haberler desen var. internete ilk girdiğimde hissetiklerimi belki bir kademe düşüğüyle yıllar önce hissettirdi bu meret bana. sosyal statü belirleyicisiydi gözümde resmen. gerçi öyle hala, nerde teletext seven bir insan var, işte orada güzel bir insan vardır.

    şimdilerde boşladık biraz elbet ama yeri ayrıdır kalbimizde.
    unutulmadın teletext.

  • annem, babam uzun yıllar babaannemle yaşadılar. ben ilkokul 1'deyken dedemin sayesinde yapılan kendi evimize taşınmıştık. babam çok iyi bi işte çalışmadığı için mahalle bakkalına borcumuz baya birikmiş. babam bi gün işten geldi, banyo yapacak ama evde sabun kalmamış. evin en küçüğü olduğumdan bizimkiler beni bakkala yollayıp git bi kalıp hacı şakir al da gel dediler. neyse gittim bakkala, veresiye bi kalıp sabun alacağım dedim. bakkal da akrabamız, zaten mahallede herkes birbirinin bi şeyi, tipik karadeniz köyü işte. adam yok veresiye sabun mabun, önce borcunuzu ödeyin deyip yolladı beni. pislik herif. çocuk halimle nasıl utanıp bozardim. kafam yerde çıktım bakkaldan. ben içerideyken birisi sandalyede oturuyordu, ama o mahcubiyetle kimsenin yüzüne bakamadım tabi. meğer babamın amcasıymış. ben çıktıktan sonra kötü bakkala sormuş bu kimin kızı diye. babamın ismini duyunca bi kalıp sabunu kendisi alıp bi çocukla peşimden eve göndermişti.
    daha dün gibi, ama üstünden yıllar geçti. bayram için memlekete gittigimde onun da mezarını ziyaret edip yine bu olayı yad ederek rahmetle anmıştım kendisini. huzur içinde uyuyordur umarım. geride böyle güzel anılar bırakmak, kalp kırmadan, ah almadan yaşamak ne güzel olmalı.
    baki'nin de dediği gibi "baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş ", bizlere de hoş bir sada birakmak nasip olur umarım.