ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kurumlarda kahvaltı ve sigara yasağı uygulaması
-
memur mesaisi (taslak)
8:30-10:00 kahvaltı ve dedikodu (geç gelinirse başlama saati değişebilir)
10:00-10:30 gazete- internet
10:30-11:00 günlük evraklarla ilgilenme
11:00-11:30 mola
11:30-12:00 öğle yemeği değerlendirmesi
12:00-14:00 öğle yemeği (normal ara 12:30-13:30)
14:00-15:00 ayşe hanımla ahmet beyi çekiştirme, duruma göre diziler de olabilir
15:00-15:30 günlük evraklar
15:30-16:00 kahve-fal
16:00-17:00 akşam ne yemek yesek, çocukların okulu
17:00 çıkış (mesai 17:30)
hangi birini yasaklayacaksın dediğim durum. sorun sanki başka bir şey.
mecburi edit: özel sektörde de durum faklı değil demişler. sanmıyorum aynı olsun büro çalışanları için belki biraz benziyordur.
17:30 da biten mesai için 17:15 de servis kaldıran kurumlar gördüm ben. 8:45 de gittiğimde daha memurlar gelmedi diye içeri alınmadığım kurumlar, ki ben de aynı kurumun başka bir biriminde yöneticiydim.
edit2: kendi mesaisini gönderen var. arkadaşlar size aşina değilim.
edit3: bir şey işte @simgeselkedi
donanımhaber ölücüleri
-
tam şu an bir market zincirindeki deodorant indirimi için başlık açılmış 7 tlden 4 tlye düşmüş fiyatları ve bu ölücüler koli koli alıp stok yapmaya başlamış. bir de aldıklarının fotolarını çekip koymuşlar evladım 20 tane deodorant alıp ne yapacaksın adam ömürlük deosunu almış çocuklarına miras bırakacak herhalde.
öyle bir ölücüler işte.
80 bin lirayla 10 yıl çalışmadan yaşamak
-
seninkisi on yıl var olmak oluyor kaarşim, yaşamak başka bi şey.
“ yaşamak bazılarına bahşedilmiş bir ayrıcalıktır, bazıları sadece var olur. “
edit; arkadaşlar biraz da şurama favorileyin (bkz: perşembe günü saat 4'te öleceksin)
atatürk'ün 2450 adet tavuğu
-
bugun milyonlarca koyunu olan liderler varken cok da abartilmamalidir.
9 yılda 5 bin erkekle yatmak
-
ben daha 5000 kere 31 çekmemişken ilginç bi rekor olmuş.
kolay olmasına rağmen yaparken üşenilen şeyler
91 yaşında sevgilisi olan 31 yaşındaki adam
-
(bkz: yenge de kuru üzüm gibiymiş)
mendil satan suriyeli çocuğu tokatlayan esnaf
-
soz konusu çocuklar olunca içime garip bir huzun cokuyor. klasik olacak ama baba olunca daha da uzuluyorsun cocuklara.
bu çocuğun varlıklı yaşdaşları dünyanın medeni ülkelerinde oyun hamurları, legolar ile oynuyor, iyi arabalara biniyor, guzel okullarda okuyor.
bu çocuğun günahı yok. suclu onu bu duruma dusurenlerde..
eğer ki cehennem diye bir yer var ise ateşle yanmasin buna sebep olanlar, senin gozyaslarinda bogulsunlar.
berkay'a görülmemiş büyüklükte bir dava açacağım
-
(bkz: dava adamı)
türkiye'nin tüm ünlüleriyle fotoğraf çekilen çocuk
-
aklıma şu fıkrayı getiren durum
carlo italya'da bi fabrikada iscidir bi gun charles de gaulle fabrikayi ziyarete gelir. carlo'yu gorunce "carlo bu sen misin inanmiyorum!" der sarilirlar. degaulle beraber guzel anilarini anlatir gider. mudur cok sasirir "vay be" falan. bir kac ay sonra nixon ziyarete gelir carlo'yu gorunce "oo carlo!" der kucaklasirlar. fabrika muduru "yok artik carlo utanmasan papayi da taniyacaksin" der. carlo "taniyorum tabi" der. mudur inanmaz. "bu hafta sonu ayinde halkin arasinda bekleyin ben balkonda papanin yanina cikicam der". mudur gider halkin arasinda bekler. carlo papanin yaninda cikar. kalabaliga bir bakar mudur bayilmis yerde yatiyor. kosarak balkondan iner yanina gider etraftaiklere sorar "beni balkonda gorunce mi bayildi?" diye. ordan biri yanit verir: "yok arkadaki iki japon "bu bizim carlo da yanindaki takkeli kim?" deyince bayildi".