hesabın var mı? giriş yap

  • mümkündür.

    türkiye'de olmaz denen neler oldu. algı pezevenkliğini bırakın da gideceklerine ikna olun. ılıklar bunu inkar eder ama gönderilecekler.

    tek gereken yetkidir. esad'la yapılacak görüşmeler ardından dostluk anlaşmasıyla gerçekleşecektir. akp istediğini yapmakta serbest ama gelecek hükümet yapamaz. yok öyle yağma. halk zaten millet ittifakına bunun için oy verecek.

    make türkiye great again.

  • ne günlerdi be. sarı ışık yanar, sık yapılan hatalar konusunda moderatörler esprili bir dille yazılar yazardı. arada bazıları bokunu çıkarardı ama olsun. format vardı en azından. troll'ler bile bazı kavramlara saygılıydı.

    evlenen, kitabı/albümü çıkan, tv'ye/radyoya çıkan yazarlar duyurulurdu. o kadar fakirdik ki mum ışığında entry girer, karmayı karneylen alırdık.

    sonra işin içine para girdi. daha çok para girdi. israil tohumuyla ekilmiş domatesler gibi tadı tuzu kaçtı buraların.

  • olayı dün özetlemiştim. şimdi buraya tekrar yazayım:

    olayı bilmeyenler için özetin özetini yazalım. prematürlerde rop diye bir hastalık var. retinopati of prematurity, prematürün retina hastalığı. o dönemde daha ülkede lazer teknolojisi olmadığı için tedavisi de yok. o sırada bu hastalığı bakan uzman göz hekimi üniversite hastanesinde (çapa mı cerrahpaşa mı hatırlamıyorum) daha önceden bu bölüme randevu alınıyor fakat randevu tarihinde hala küvözde olan bebeğin beyin kanaması (subaraknoid kanama) mevcut. doktor inisiyatif alıp “beyin kanaması olan hastayı kanama kontrol altına alınmadan tedavisi olmayan bir hastalığın muayenesine göndermem.” diyor ve sonrasında da uğraşıp bebeği yaşatıyor. zaten tedavisi de olmadığından bebek kör kalıyor ve aile dava açıyor. bizim yüce türk adaleti de “kontrol tarihinde muayeneye göndermeyip tedavisini ihmal ettiği için oluşan körlük sebebi ile” 4,5 milyon tazminata mahkum ediyor. doktor beyin gruplarda “bugün olsa bugün yine aynı kararı veririm. bilirkişi heyetine hakkımı helal etmiyorum. hastayı o halde göndersem bu sefer de ölüme sebebiyet vermekten ceza alacaktım.” mihvalinde yazıları mevcut.

    özetle doktora niye hastayı yaşattın diye ceza kesildi.

  • nalbur'dan üzerinde "kripto" yazan kaynakçı camı almış nesildir.

    edit: kafayı efsn. kısaltmasına takmış ergenlere müjde, moderasyon duruma el attı. artık ağlamayın.

    edit2:bi adet sikkafa da "efsane" kelimesinin efsn. şekilde kısaltılmasını beğenmemiş, bu kelimeyi daha anlamlı nasıl kısaltacaksın be mal herif.

  • ırkçılığın, geri zakalılığın, beyinsizliğin, insansızlığın ve insafsızlığın vücut bulmuş halidir. uygur türklerine yapılanlar yıllardır zaten yazılıyor çiziliyor.

    kadın çinli değilmiş. bir kere çinli olsa ne olacak? olmasa ne olacak. zulümü o kadın mı yaptı? hadi o yapmış olsun senin de ona farklı şekilde zulüm etmenin mantığı ne olur bu durumda. bu nasıl hoşgörü, bu nasıl dindarlık, bu nasıl bir millet.

    sen onu dövünce uygurların intikamı mı alınmış oluyor, yaptığın bir s*e merhem mi oluyor?

  • yıllarca değişmeyen diyalogtur, hiç bitmesin istenen:

    ortaokul-lise:

    z- ya baba uyuyamıorum sesini kısar mısın tv'nin!
    b-tamam tamam kısıyorum..

    üniversite:

    z- offf baba yaa şu maçın sesini kısar mısın, ya sınavım var sabah!
    b- tamam uyu kızım sen kısıyorum.

    uzamış akademik kariyer:

    z- ya baba şu adamların sesini keser misin artık
    b- ya zel ama saat daha 22.00!
    z- valla baba onu ilkokuldayken uykudan önceden hemen sonra uyumak zorunda bırakıp, alıştırmadan önce düşüncektiniz, uyuyamıyorum ya bu evde, uyuma özgürlüğüm yok!

    kendi eviniz olduğunda:

    z- baba... (sırıtır)
    b- (gülümser) tamam kısıom evladım, uyu sen sabah erken gidicen!

    dünyada çocuklarına hizmet etmekten keyif alan ender insanlarından biriyse, kalbinize sokmak istediğiniz bir baba ile gerçekleştirilen diyaloglardır...

    edit: o kadar oylandı ki buradan sesleniyorum kendisine “ seni seviyorum baba”....

  • umarim bu basliga bakarak karar veren yoktur. basliga yazanlarin yuzde 90'ni daha universite ogrencisi cok belli. hani maas nedir bilmeyen ellerine bin lira para gecse kac sise bira alabilecegini hesaplayan tipler. neyse belki ciddi ciddi okuyan varsa o civarda paraya fiat punto linea tarzi arabalar uygundur. hem servis hem parca hem yakit konusunda kafaniz rahat eder. audi bmw hatta golf al diyen ergen salaklara bakmayin onlarin arabaya bakis acilari gaza basinca ne kadar hizli gittigine bakmaktan ibaret.

    edit : imla yazim yanlisi vs.

  • mülteciler şehrin göbeğinde dilencilik yapıyor.
    kırmızı ışıklarda arabanın camını silmelerini engelleyemediğin gibi sildikten sonra para vermezsen tamponuna tekme atıyorlar.

    önce izmirli'nin gündelik hayatını kolaylaştır tunç bey.

  • dünyanın en ünlü tarot uzmanı hajo banzhaf'ın kitabından bir kesit:

    soru: kartlar bize nasıl olupta anlamlı cevap verebiliyorlar?

    açıktır ki bu fenomen öyle tatmin edici bir şekilde açıklanamaz. ancak buna ilişkin üç ilginç görüş vardır.

    1. bilinçdışının zaman mekan ilişkisi bilincimizden farklıdır ve pek çoğumuzun geleceğe yönelik rüyalarımızda ve önsezilerimizde deneyimlediği gibi şimdiki zamanın en uç sınırlarında gezinebilir.bilincin dili kelimelerden oluştuğu gibi, bilinçdışı da resimlerle konuşur. tarot kartlarını ruhumuzun bu resim dilinin, bilinçdışının konuyu nasıl gördüğünü tarif eden alfabesi gibi düşünebiliriz. mesajı anlayabilmek için bilincin yapması gereken tek şey bilinçdışının dilini öğrenmektir.

    2.ikinci görüş, c.g.jung'un eşzamanlılık olarak adlandırdığı fenomene dayanır. burada söz konusu olan, ortada görünür ortak bir neden olmamasına rağmen aynı anda meydana gelen iki olayın önemli ve anlamlı bir şekilde birbirleriyle bağlantılı olduğunun gözlenmesidir.

    3.bizler zamanı nicelik açısından ölçmeye alışkınız. ancak zamanın 'doğru an' olarak tanımlamakta olduğumuz niteliksel bir boyutu daha vardır. bu görüşten hareketle her anın farklı boyutlarda kendini gösteren özgün bir karakteristiği vardır.

    ---
    tarot sadece fal değil, kolektif bilinçe giriş kapısı.
    astroloji ile birlikte araştırılmış yıllarca ve birlikte kullanılıyor.
    tarot üzerinde epeyidir çalışıyorum ve her seferinde kendime ve diğer hayatlara kartlarda baktıkça şaşırıyorum.