hesabın var mı? giriş yap

  • hakkında fazla bilmeden yorum yapılan haber.

    bu durum abd’de haftalardır basında tartışılıyor. satılacak olan 20 bin araç şirketin elektrikli araç filosunun 10’da biri. satılması haber değeri taşımıyor, çünkü araba kiralama şirketleri araçlarını çok yaşlandırmadan satarak faaliyet gösteriyorlar. haber değeri taşıyan kısmı yerlerine benzinli araçlar alınacak olması.

    bunun başlıca nedenleri şunlar.

    birincisi bu günlerde tesla’nın ard arda yaptığı indirimlerin de etkisiyle elektrikli araçların ikinci el fiyatlarında yaşanan büyük düşüş. faaliyetini kar amaçlı sürdüren bir şirket olarak pahalıya alıp ucuza satmak hertz’i doğrudan zarara uğratıyor. ancak bu durum uzun vadede böyle gitmeyecek. elektrikli otomobillerin alış ve satış fiyatları arasındaki fark üretim ve batarya maliyetlerinin düşmesiyle ortadan kalkacak.

    diğer etken ise araç kiralayan müşterinin elektrikli kiralamayı riskli bulması. araç kiralayanlar büyük oranda tatil, iş gibi nedenlerle seyahat edenlerden oluşuyor. bu kişiler tanımadıkları bir şehirde, nerede ve hangi koşullarda şarj edeceklerini bilmedikleri elektrikli otomobilleri seçmekten kaçınıyorlar. tatillerini veya iş seyahatlerini şarj cihazı bulamamak gibi bir nedenle berbat etmekten korkuyorlar.

    bunu ben de geçtiğimiz kasım ayında londra seyahatimde yaşadım. özellikle elektrikli istediğim için hertz’den bir polestar rezerve ettim. aracı almaya gittiğimde, yardımcı olan çalışan, elektrikli araç istediğimden emin olup olmadığımı sordu. neden sorduğunu sorduğumda, daha önce elektrikli araç kullanmamış müşterilerin genellikle şarj konusunda çekinceleri olduğunu söyledi.

    ben londra merkezde kullanacağım için görevlinin uyarısına aldırmayıp merkeze giriş kısıtlaması olmayan elektrikli aracı aldım, ancak londra’da tecrübem olmadığı için ilk iki gece aracı şarj etme şansım olmadı. çünkü şirketin kullanımım için verdiği ödeme sisteminin geçtiği şarj lokasyonlarında normal araçlar park etmişti. boş bulduğum şarj cihazlarında da benim ödeme denemelerim başarısız oldu. üçüncü günde sistemi ve servis sağlayıcı firmaları anladıktan sonra kolaylıkla şarj istasyonu bulup şarj edebilir oldum.

    bu sorunları neredeyse her sene veya yıl aşırı gittiğim, avucumun içi gibi bildiğim avrupa’nın en büyük metropolünde yaşadım. ilk kez gittiğim, lisanını bilmediğim daha ufak bir şehir olsa kolay kolay elektrikli araç kiralamaya cesaret edemezdim.

    bu iki neden bile hertz’in elektrikli araçlara soğuk bakmaya başlamasının normal kullanıcı teamülleri ile bir ilgisinin olmadığını, sadece araba kiralayıcısı ve iş modeli kaynaklı nedenlerle geliştiğini açıklamaya yeter.

    evimde şarj cihazı kurabilecek olduğum için bir sonraki otomobilim elektrikli olacak, ama kiralayacağım araçların türünü gittiğim yere göre seçeceğim. mesela road trip yapacaksam, önümüzdeki 5 sene içerisinde elektrikli tercih edeceğimi sanmıyorum.

    bir de, bir yazarın yolladığı şu paragrafa cevap vermek istiyorum.

    “elektrikli araçlarını şebekeden şarj edenlere ağır vergiler getirilmeli. çünkü bu özürlüler çevreciyim deyip, şebekeden şarj ederek çevreye fosil yakıtlı araçlardan daha çok karbon salıyorlar.”

    isterse kullanılan elektriğin tamamı fosil yakıtlardan elde edilsin, içten yanmalı motorlu araç aynı yakıtın çalıştırdığı elektrikli araca göre kilometre başına neredeyse üç kat kirliliğe sebep oluyor, çünkü içten yanmalı motorun verimliliği elektriklinin üçte birinden az. o yakıtın elektriğe dönüşümü çok daha yüksek verimlilikle gerçekleşiyor ve sonrasındaki kayıp gözardı edilebilecek kadar düşük kalıyor. yani fosil yakıtlı araçlardan daha çok karbon salıyorlar kısmı tamamen palavra. en kirli elektriği kullanan otomobil bile en çevreci benzinli veya dizel araçtan çok daha temiz. buna pillerin üretiminin yol açtığı bir kerelik karbon salınımı da dahil.

    son olarak, toyota’nın hidrojen kumarının elinde patladığından bihaber yazarlar olduğunu fark ettim. onları uyandırmak isterim. toyota hatasından dönüp, tüm kaynaklarını elektrikli araçlar konusunda kaybettiği zamanı telafi etmeye yönlendirmiş durumda. birkaç yıla kadar pil teknolojisi ve menzil konusunda büyük bir hamle yapmaları bekleniyor. ondan sonra hidrojeni yakıt olarak sadece ticari ağır vasıtalarda göreceğiz.

  • bedenleri yorgun olsa da zihinleri henüz yorulmadığı için uykuya geçemeyen, mecburen hayal dünyası geniş kişilerdir.

  • ilaçla falan alakası yok. zenginlerin kendileri ile ilgilenmek için zamanları var.

    sabah 8'den akşam 6'ya kadar iş yerinde sömürülen bir canlı, üstüne gidip nasıl spor yapabilir, kendine bakabilir? zaten zenginleri zengin yapan şey, sahip oldukları zaman, ve onu istedikleri gibi planlamaları. para değil.

  • evde makarna yapılır. bol salçalı.
    eh yoğurt yok.

    anne lavabo altındaki boşluktan coca cola 1 litrelik şişelerini aldırır bakkala gönderir. şişeleri satar yoğurt alırsınız.

    bir tencere makarna ve yanında yoğurt ile doyarsınız. babanız akşam "aaa eve para bırakmamış mıyım" der. (o da biliyordur bırakmadığını) maaşı ilk aldığı gün eve saralle gelir ve 2-3 gün olmadan su bardağı sayınız bir adet artar.

    edit: imla.

  • türkçe meali: paranın çoğuna süleyman ve çetesi çöktü, bana bıraktıkları birkaç yüzbin dolar da suyunu çekti. kendileriyle anlaştım, teslim olursam en az cezayı alacağımı taahhüt ettiler. ben de kabul ettim.

  • sanırım dünyanın en değişik insan topluluğu ekşi sözlükte yazarlık yapıyor. eğer bu kardeşlerimiz lgbt bayrağı ile poz verselerdi ekşi sözlük yalama timi onları göklere çıkarırdı. ama şimdi sokaklarda biz çok hor görüldük diye ağlayan zihniyet doğu türkistandaki zülme dur diyen gençleri kınıyor. fantastiksiniz, ironiksiniz. tebrikler çok farklı bir beyniniz var.

  • olm akit başlığı açıyorsan "görsel" koyacaksın görsel. bu yazılı olmayan kuralı bilmiyorsan açma mnk başlık.

    okur görsele tıklayacak, 1 en fazla 2 cümle okuyacak, sonra basacak kalayı ve kapatacak.
    bu!! bu kadar!!
    süreç bundan ibaret. akitin bir kullanıcının hayatından çalması gereken maximum süre bununla kısıtlı olacak.

    görsel

  • yapılmış ve yapılacak en iyi belgesellerden biri. üreten, tüketen, soluk alan, işletme okuyan, bankalarda, reklam şirketlerinde çalışan, çocuk bekleyen, ütücülük yapan, system sucks man diye gezinen herkesin bu belgeseli seyretmesi gerekiyor. elimde olsa milyonlarca çoğaltıp sokakta bedava dağıtırdım.