hesabın var mı? giriş yap

  • kitaplarını düşünüyorum. bir kez gittiğim konferansını, ve o konferansta "bu adamın öğrencisi olmak ne büyük şanstır" diye iç geçirdiğimi düşünüyorum. çıktığı televizyon programlarını düşünüyorum.

    bu adam şu an hapiste. melih gökçek başkentin belediye başkanı. şaban dişli, zahid akman dışarıda. kemal unakıtan muhtemelen yatakta. cleveland'dan, rabbinin gösterdiği hastaneden döndü. oğlu yumurta işlerinde ne durumda bilmiyorum. necmettin erbakan da hapiste değil. kadir topbaş istanbul büyükşehir belediye başkanı. recep tayyip edoğan türkiye'nin başbakanı. abdullah gül cumhurbaşkanı. haşim kılıç anayasa mahkemesi başkanı. hüseyin çelik milli eğitim bakanı.

    erol manisalı hapiste.

    hüseyin üzmez dışarıda, erol manisalı hapiste.

  • edit: özelden "link koysana emenike" diyen arkadaşa ithaf,
    al emenike;
    http://www.sozcu.com.tr/…an-takipcisine-yanit-verdi

    mabel matiz ile fotoğraf çektiren bir adet dingil fotoyu bu yazıyla paylaşıyor.

    bu nasıl bir kafadır yahu! adama sinsice yaklaşıp foto çektir sonra da "topsun" deyip paylaşım yap.

    mabet matiz'in cevabı;

    “merhabalar. bugün canımı sıkan bir şeyden bahsetmek istiyorum. yukarıdaki post, dünkü hz. mevlana ziyaretimiz sırasında, türbe kapısı önünde, kibarca benle fotoğraf çekilmek istediğini belirten iki genç arkadaşımdan birine ait. birlikte çekildiğimiz fotoğrafımızı bu metinle paylaşmış. yer bildirimi ve hashtag yapmayı da ihmal etmemiş. bir başka dinleyicimin yorumu sayesinde fark ettim. tuhaf hissettirdi. çocukluğumdan başlayıp şimdinin youtube yorumlarımın yarısından fazlasını kaplayan bu tavır beni hiç şaşırtmadı aslına bakarsanız, alışığım her türlüsüne, sevgiye de sevgisizlik ürünü her türlü içeriğin tillahına da. ama dün bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla düşüncesiz, kalpsiz ve tutarsız buldum bu hali. belki çok uzun süredir ilk defa içim cız etti. ben de buraya bir not düşmek istedim. şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: top! tüfek! ibne! dönme! ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız; bu kelimeler benim için herhangi bir hakaret / aşağılama / alay / ötekileştirme hissi asla asla asla içermiyor, içeremez. üzüntüm de şunla ilgili zaten: isterim ki sizin için de içermesinler. isterim ki öncelikle kendi benliğinizi sevip ona saygı duyun. isterim ki dünyadaki yerinizi bulmak için daha faydalı kelimeler kullanın. isterim ki hep bir sorunuz olsun. isterim ki size ait olmayan ezbere bilgilerle yürümeyin. isterim ki sevginin karşısında diliniz de kalbiniz gibi tertemiz kalsın. isterim ki bilerek konuşun. isterim ki mevlana’nın kapısına neden gittiğinizi bilerek gidin. isterim ki güzel olduğunu düşündüğünüz şarkılar varsa orada ne konuşulduğunu biraz olsun hissedin. isterim ki kadın ya da erkek ya da herhangi bir kimlik ile herkes tek başına şapşahane bir birey olabilsin. isterim ki bu cümleler bir işe yarasın. isterim ki şarkılar şiirler kalbinize değsin. çoğumuzun gözü bağlı şekilde sabah akşam ben! ben! ben! diye şuursuzca bağırıp durduğu bu yeni çağ ortamında çok mu şey istiyorum? bilmiyorum. bu aralar ınstagram’dan da çok sıkılıyorum. söyleyeceklerim bu kadar. sevgiyle.”

  • standart prosedür biliniyor zaten. püf noktalarına geçelim.

    - kullanılan malzemelerin ısısı aynı olmalı. örneğin yumurta kesinlikle buzdolabından cıkar cıkmaz kullanılmaz. tereyağ da ne çok cıvık ne de cok sert olmalı.
    - yumurta sarısı ve beyazı ayrı çırpılır.
    - yumurta sarısı ile her zaman şeker çırpılır, yumurta akı kar haline gelince diğer karışım harmanlanarak yedirilir. yumurta akı kesinlikle sönmemelidir. spatula kullanın.
    - sade su kullanmayın. soda ya da gazoz kullanın.
    - ekleyeceğiniz un u direk dökmeyin, süzgeç yardımıyla eleyerek ekleyin. hava almasını sağlayın. kabartma tozu kullanacaksanız un ile eleyerek ekleyin.
    - kakaolu yapacaksanız biraz süt ilave edin, kakaonun hamuru daha iyi emmesini sağlar.
    - kek kalıbınızı yağlıyorsanız hamurunu dökmeden içerisine un yada kakao serpiştirin.
    - kek kalıbınıza ideal ölçüde hamurunuzu dökün. çapı 25 cm iyidir.
    - ideal pişirme sıcaklığı diye birşey yok. kısacaksınız o fırının derecesini. 180 derecede pişmesi gerekiyorsa ilk 10 dk 180, sonra 160 dereceye düşürmek gerekir. sabit derecede kek güzel olmaz efendim.
    - fırınınızın kapasitesinin yarsından fazlasını kek yapımında kullanmayın. fırınınız 4 kalıp kek alıyorsa iki kalıp kek atın içine.
    - fırınınız konveksiyon (fanlı) ise kabarma işlemi biraz daha fazla olabilir fakat pişme esnasında içindeki nemi aldığı için çabuk bayatlar.
    -alimünyum folyoyu pişirme esnasında üzeri yanıyorsa koyuyoruz. elinize her aldıgınız kalıbı şuna sarmayın.
    - meyveli yapacaksanız nişastaya bulayın. böylelikle dibine oturmaz ve lütfen en son ekleyin şu malzemeleri.
    - kabartma tozu eklediğinizde mikser vurmayın. birde kabartma tozunu direkt ekleyecekseniz içine limon sıkın.
    kek fırının alt gözünde pişirmeye başlanmalıdır.
    - daha sonra pişmesine göre üste alınabilir.
    - farklı kek çeşitlerinin pişme süresi değişir.
    - kek kalıbı çok yüksek olmamalıdır.
    - fırından çıkarınca kalıbı ters çevirip üzerine ıslak bez konularak bekletilirse kalıptan kolay çıkabilir.
    - sıcak kek kalıptan zor çıktığı gibi soğuk kek'te kalıptan zor çıkar.
    - kek malzemesini karıştırdınız, fırına atacaksınız. bu esnada bir çay kaşığı sıcak su eklerseniz kabarma işini biraz daha sağlama almış olursunuz.
    - kekimiz pişince fırın kapağını açıp bekliyoruz. hemen almayın içinden şunu.

    aklımdakiler şimdilik bunlar efendim.

    edit: imla.

  • hava daha tam kararmamış, perdelerin arasından hafif aydınlık gelirken ışığı açtığınızda içinize dolan garip his.

    odanın tüm dağınıklığı, yarım kalmış yiyecek paketi, yerde duran çorap teki...

    keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

  • son edit: eğer ki sizin bildiğiniz bir şey/teknoloji var ise mesaj atarsanız yazıma seve seve eklerim. ortalarına, sonlarına, başına bol bol edit eklediğim bu entry'i artık güncellemeyi bırakıyorum. bilgiler güncelliğini yitirmiş olabilir. mesela; kindle artık azw desteklemiyor, epub desteklemeye başladı. yazdıklarımı teyit etmenizi tavsiye ederim.

    kindle ile sadece kendi formatları olan azw ve mobi formatlarını okumalısınız. bunun için calibre programı ile indirdiğiniz veya satın aldığınız kitapları çevirmeniz şart. kobo'da ise epub gibi formatlar okunabiliyor.

    ortalara edit: kobo 'da tam randıman almak için kepub isimli formata çevirmeniz gerekirmiş.

    kindle size "send to kindle" özelliği ile kitaplarınızı her yerden amazon'un size verdiği maile attığınızda kindle'nıza geçiyor veya internetten okuduğunuz bir makaleyi tarayıcınızdan 2 tık yaparak kindle'nıza atıyor. bu kobo'da yok. ayrıca kindle için bir program yardımı ile dropbox* hesabınızı eşleştiriyorsunuz ve program dropbox'unuzda bir klasör açıyor bu klasöre her attığınız kitap kindle'nıza geçiyor. programın ismi "bookdrop". bu özellik kobo'yu desteklemiyor.

    ortalara edit: kobo'da pocket desteği var telefondan kindleye göre daha kolay makale atabiliyorsunuz. bu kindle için paralı uygulamalarla mümkün.

    kobo sizin için istatistik tutuyor yani kaç saat okumuşsunuz toplam kaç kitap okumuşsunuz falan. kindle ise istatistikleri sadece satın aldığınız kitaplar için tutuyor.

    biliyorsunuz ki goodreads amazon'a ait bu sayede amazon kindle ile goodreads'e erişiminiz kolaylaşıyor ve sanırsam okuduğunuz her şey goodreads'a "currently read" olarak geçiyor. yine sadece satın aldıklarınızla mı oluyor bu emin değilim.

    kindle müşteri hizmeti çok üst düzeyde. benim tecrübem yok ama internetteki videolardan ve sözlükteki entrylerden gördüğüm birkaç şeyi size söyleyeyim:

    1)kindle'nın reklamsız versiyonu için 20$ ödemeniz gerekiyor. ama amazon canlı destek chat'ine bağlanarak kaldırmanızı isterseniz kaldırıyorlar.

    2)yine canlı desteğe kindle'nı kırdığını söyleyen susera yenisini yollamışlar ve 3-4 gün içinde gelmiş. buna benzer birkaç entry okudum.

    kindle türkçe menü barındırmıyor, kobo barındırıyor.

    kindle yatay mod barındırıyor, incelediğim kobolarda ise böyle bir özelliğe rastlamadım. ki zaten yatay mod ihtiyacınız çok yok.

    şu zamanlar için konuşursak fiyat performans olarak kindle daha iyi. kobo daha pahalıya daha az kalitede model veriyor.

    pdf okumada kobo daha iyi, kindle paperwhite biraz sorunlu bu konuda. bu yüzden paperwhite'nın üst versiyonu kindle dx almanız gerekli.biraz a4 boyutlarına yakın büyük bir cihaz. paperwhite kitap okumak için, kindle dx iş için diyebilirim. en altta bahsettim.

    piyasanın öncüsü kindle bu yüzden ikinci eli daha kolay satılıyor. ikinci el almayı herkes önermesine rağmen bana mantıklı gelmedi çünkü sıfırı 600 tl olan bir cihazın ikinci eline en fazla 300-350 tl veririm. hadi 400 olsun ama 450-500 asla vermem. bu sizin bileceğiniz iş.

    teknik bir sorun yaşarsanız kindle'da daha kolay çözersiniz hem internetteki yardımcı yazıların çokluğu olsun hem müşteri hizmetleri olsun..

    kindle'nın müşteri hizmetlerini övdüm ama türkiye'de kobo'yu d&r satıyor. belki muhattap daha kolay bulabilirsiniz. kobo'yu inceleme ve dokunma imkanınız var bu yüzden mağazalarında sergileniyor.

    ortalara edit: kobo kullanan kişilerle konuşmalarıma göre daha kolay muhattap bulunamıyor, muhattap bulunduğunda parça yok tamir edemeyiz deniliyor* veya tamiri onaylanıyor ama aylarca tamirden gelmiyor.

    kobo modelleri genelde hafıza kartına izin verirken kindle vermez. ama 8 gb yerleşik hafıza size hayli hayli yeter. pek anlamasamda bu cihazlardaki ram baya düşük* siz kindlenizi kobonuzu harici hafızayla 64 gb yapıp milyon tane kitap yükleseniz bile zaten pek bu kadar yükü kaldıramaz diye düşünüyorum. sizin için sd kart ile kitap yüklemek daha kolaysa o ayrı konu tabii ki.

    bu konuda kobo'yu bilmiyorum ama kindle, amazon'un e-kitap mağazasından alışveriş yapmanıza izin vermiyor. "parasıyla değil mi kardeşim !?!" demeyin demek ki değil ben de çok şaşırmıştım. kobo barnes and noble mağazasından alışveriş imkanı sunuyor. dediğim gibi amazon'un mağazasından vpn ile alışveriş yapabilirsiniz ama türkçe yok. amazon hesabınıza amazon'un hizmet verdiği bir ülkenin adresini girip vpn ile mağazadan alışveriş yapabiliyorsunuz zimbabwe'de bile amazon var bizde yok. o dediğim yabancı ülkenin adresini girme vpn kullanma gibi çeşitli yöntemlerle alışveriş yapabiliyorsunuz yapmasına da eğer amazon bunu fark ederse ki genelde ediyormuş, türkiye'de bir süreliğine bulunduğunuzu kanıtlanamanız için belgeler istiyormuş. neden bu kadar ciddi buraya e-kitap satmama konusunuda anlam verebilmiş değilim. hizmet veremediği/çözüme ulaştıramadığı bir yerden olumsuz yorumlar almamak için olsa gerek.

    kindle mobil uygulaması ile sadece satın aldığınız kitapları, kindle'nızı evde unutsanız bile kaldığınız yerden okuyabilirsiniz. bu ne kadar içinizi rahatlattı bilemeyeceğim.

    tamamen gözlemlerim ile söyleyebilirim ki 500 kobo'dan 300'ü sorun çıkarırken, 500 kindle'den 100 ü sorun çıkarıyor.

    menü görüntüsü yazılımının kalitesi olarak kindle daha önde. kobo'nun tasarımı bana daha kötü geldi ama zevkler ve renkler.. kobo'nun sayfa değişim hızı kindle'ye göre yavaş.

    ortalara edit: kindlenin sayfa değişim/dokunmatik tepki hızı koboya göre daha hızlı. (e-ink teknolojisinde biraz aksama olması normaldir akıllı telefonlar gibi düşünmeyin)

    kindle bir iphone, kobo ise samsung. birisi açık diğeri kapalı yazılım.

    anlattığım dropbox uygulaması gibi yardımcı ek uygulamalar genelde kindle için çıkar.

    kindle'yi jailbreak ederek özellikler kazandırabiliyorsunuz ama garantisi bittikten sonra yapın. garanti dışı kalır sonra.

    e-kitap okuyucuları türkiyede tamir eden sayılı yer/kişi var ama en ufak tamiri cihazı yeni almak kadar pahalı, özellikle ekranı cihaz kadar. iyi bakarsanız 10 sene kullanabilirsiniz. bu cihazların teknolojisi diğer cihazlar kadar hızlı ilerlemiyor ki zaten pek ilerleyecek olanakları yok. şuan bile hala bayıla bayıla ilk çıkan dokunmatik olmayan e-okuyucuları tuşlu haliyle çok rahat kullananlar var. (yeni nesil okuyuculardan neredeyse tek farkı arka aydınlatması olmadığı için karanlıkta okuyamıyorlar)

    ortalara edit:ben bu yazıyı yazdığımda kindle paperwhite 3 vardı şuan paperwhite'nin 4'ü çıkmış 5-6 yıl sonra çıkan yeni kindleye tek eklenen özellik bluetooth olmuş.

    sonuç olarak

    ben kindle'yi tavsiye ederim, format çevirmekle uğraşırım ama gerçek bir sayfaya en çok benzeyen başına bir şey geldiğinde paramı, cihazımı kurtarabileceğim kindle'yi tercih ederim. kindle gerçekten bir kitap kobo ise tablet gibi basit bir oyuncak gibi geliyor bana.

    kindle sevme nedenlerim: daha kaliteli gelmesi, müşteri memnuniyetinden duyduğum güven, menü tasarımını daha çok beğenmem, sayfa geçişlerinin daha hızlı olması, piyasanın öncüsü olduğu için e-okuyucu piyasasındaki şeylerin kindle'ye göre şekillenmesi, insanların kobo'dan ziyade kindle'yi tanıması vs diye sıralayabilirim.(kobo alırsanız eğer tek bildiği e-okuyucu kindle olan tayfa tarafından kindle niye almadın diye darlanırsınız)

    bir çok yazara satın alma aşamasında bu versus için sorular sordum hepsine çok teşekkür ediyorum. sorusu olan birileri olursa mesaj yoluyla bana ulaşabilir.

    edit 1: amazon'un türkiye giriş yapmasıyla kindle için anlattığım bazı problemler çözüme kavuşabilir. e -kitap mağazasına erişim kolaylaşabilir, türkçe içerikler artabilir. artık cihazdan reklamları kaldırtmak o kadar kolay olmayabilir bunları aklınızda bulundurun.

    edit 2: yine amazon'un türkiyeye girişinden dolayı amazon müşteri hizmetleriyle olan güven değişebilir bu konuda herhangi bir bilgim yok ama yurtdışında harika bir operatör olan vodafone türkiyede çok vasat mesela. aslında kindlenizi hangi ülke üzerinden alırsanız o ülke sorumluluğunda oluyor yani amerika amazon üzerinden sipariş verirseniz cihaz ile ilgili bir sorunuzda türkçe destek sizi zorunlu olarak amerika amazon adresine yönlendirecek yani yurt dışından alırsanız içiniz daha rahat olabilir dediğim gibi amazon türkiye hakkında bilgim yok.

    ikinci el veya türkiye üzerinden birinci el alırken dahi buna dikkat etmelisiniz aldığınız cihaz atıyorum çin üzerinden alınmışsa (satıcı toptan halde hangi yerden ucuza bulduysa veya hangi ülkede kampanya varsa artık ordan almıştır) sizi zorla çince amazon adresine yönlendirecekler sonra anlatın derdinizi.

    edit 3: kindle için konuşursak;
    sadece kitap okuyacağım diyorsanız paperwhite modeli

    sadece kitap okuyacağım ama ne yapacağımda belli olmaz, para sıkıntı değil en güzelini alayım diyorsanız oasis modeli

    bir sürü ders, iş kitabım var bunları bir yere sığdırmak istiyorum ordan oraya o kadar kitap taşınmıyor diyorsanız dx modeli.

    2018 de çıkan son paperwhite modeli 4. nesil oldu paperwhite'da sadece nesil değişiyor ve bu cihazın herhangi bir yerinde belirtilmiyor, ucuz diye satın alırken hangi yılda çıkan kindleyi aldığınıza iyi bakın. sanırsam paperwhite olmayan basic kindle bile var. aa bu 2019 kindle hem de ucuz diye atlamayın belki paperwhite değildir..

    edit 4: bu anlattıklarıma ve kindleyi daha fazla övmeme rağmen hala kobo ve kindle arasında kaldıysanız eğer türkçe kitap ağırlıklı okuyacaksanız kobo, ingilizce kitap ağırlıklı okuyacaksanız kindle tavsiye ederim. belki kararınızdaki son etken bu olur. (ama ingilizce okumayacak olanlara halen daha kindle öneriyorum bu önerim sadece buraya kadar okuyup hala karar veremeyenlere.)

  • tam bir işsiz bakkal bokunu tartar olayıdır. ne oldu, tatmin olduk mu?

    ordaki alkışlayanların da zeka yaşının en fazla 5 olduğunu tahmin etmek zor değil. madem çok milliyetçisin, madem böyle olaylara tepki gösterilmesi hoşuna gidiyor ve çok duyarlısın orada ne işin var? çeşme suyu+kahve tozuna neden 10 küsür lira veriyorsun?

    madem tepki göstereceksin, git başka bi yerde iç kahveni... ama yok, hem armut gibi oturur, hem şakşaklarlar... dedik ya işte zeka yaşı meselesi...

    bu arada 7-8 sene önce kebapçı dışında düzgün lokanta olmayan adana merkez'de starbucks açıldığını da öğrenmiş oldum, zaten adana'nın tek eksiği de oydu.

  • bundan olup olmadığınızı -ya da tadıcılıkta ne noktada olduğunuzu- anlamak için uygulanan testin adımları şu şekildedir:

    1) küçük bir kağıdı standart bir delgeçle delin.
    2) kağıdı dilinizin orta uç noktasına yerleştirip, dilinizin yuvarlığın içinde kalan kısmını mavi gıda boyası ile boyayın.
    3) yuvarlağın içinde kaç tane papilla* olduğunu sayın.

    15'ten azsa tat köründen hallicesiniz, (her dört kişiden biri) 15-35 arasında ise normalsiniz, (her iki kişiden biri) 35'ten fazla ise supertaster'sınız (her dört kişiden biri) demek oluyor.

    *görselleştirmek açısından şöyle bir şey.