hesabın var mı? giriş yap

  • aynı mantığa göre ıspanak, portakal filan alındığında primden düşülmesini gerektiren olay. sağlıklı yaşayacaksam niye boşuna prim ödeyeyim ki?

  • 16 yaşındayım,tek başıma şehri keşfetmek gibi bir huyum var,arkadaşlarıma ailemleyim,aileme arkadaşlarımlayım diyerek arazi oldum o gün.
    tekin olmadığını bildiğim bir semtte gözlemeci-kahvehane ama kadınlı erkekli bir kutlamanın yapıldığı bir yere denk geldim.süslenmiş dışarısı;aynalar,boncuklar beğendim fotoğrafını çekiyorum.
    işte o an farkettim ki içerdeki herkes bana bakıyo.bir kadın bir adam bana doğru yürümeye başladı içerden,sıçtım,adamın belinde silah var.turist sanmışlar beni,hello welcome falan diyerek içeri buyur ettiler,bakın yedi yaşından itibaren ingilizce öğrenmeye başladım ama ben bile öyle konuşabildiğimi bilmiyordum adeta bülbül misali şakıyorum ama kimse bi bok anlamıyo,yinede işimi sağlama aldım italyanım sandılar.
    türkün misafirperverliğini ben orda gördüm.çiğ köfte,içli köfte,baklava özellikle bir börek yedim tadı hala damağımda,halay çektim "hemende öğrendi" diyolar bide,çüş.dört saat takıldım orda,asker dönüşü kutlanıyordu,fakat biliyorum ki eğer türk olduğumu anlasalardı o denli nazik ve sevecen davranmazlardı.bunuda kimseye anlatmamıştım.

  • -baba para lazım kızla buluşcam
    -hahahahahaha iyi güldürdün dur fazladan para vericem.

    harbi harbi kahkaha atmıştı ya ne içime oturmuştu o gün. canım babam.

  • loserlar toplanmış yine.oğlum biraz kendinize güvenin lan.sevgilimle 4 yıldır birlikteyiz iyi günde de kötü günde de.yalnız 2 yıl önce biraz batar gibi olduğumuzda benden ayrılma kararı almıştı ama onun benim maddi durumumla alakası yokmuş.ondan daha iyilerini hak ettiğimi düşündüğü için ayrılmak istemiş.işleri toparlayıp müreffeh hayatımıza geri döndüğümüz günlerden birinde tekrar konuşmak istediğini söyledi.bu süre zarfında beni çok özlediğini ve ne kadar çok sevdiğini fark etmiş.bu hayatta her şey para değil..

  • türkiye cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en çok adam öldüren katili yavuz yapıcıoğlu, 1967 yılında adana’da doğdu. yapıcıoğlu normal zamanlarında sakin ve başarılı bir insan olarak biliniyordu. okul hayatı başarılıydı. yakalandıktan sonra verdiği ifadede cinayetleri kendisinin işlemediğini, içindeki diğer adamın bunları yaptığını söylüyordu. genel olarak "deli taklidi yapan akıllı bir insan" görüntüsü çizen ama işlediği cinayetlere baktığımızda aklından dehşete kapılarak şüphelendiğimiz yapıcıoğlu, cinayet işlemeye başladığı zaman durmak bilmiyor, aynı gün içerisinde beş kişiyi öldürdüğü bile oluyordu. yapıcıoğlu defalarca yakalandı ancak her seferinde "cezai ehliyeti olmadığı" gerekçesiyle salınıverdi. kaldırıldığı hastahanelerdeki koğuş arkadaşlarını ve hastabakıcıları dövdü, birçoğunu soyarak işkence etti, bazen "isa" bazen de "atatürk" olduğunu iddia etti. zaman zaman, ne idüğü belirsiz bir "ışık" tarikatından bahsetti. kaldığı koğuşu ateşe verdi. dışarıda olduğu süre içerisinde abisinin dükkanını yakmaktan anneannesini öldürmeye; simit parası istediği birisini para vermediği gerekçesiyle ankara otogarında şişlerken, işlediği bu cinayeti o an gören bir adamın boğazını garın içinde kesmeye kadar birçok dengesiz davranışta bulundu. hep kaçtı, kurtuldu. yakalandığında yine salıverildi. bu süreçte trajikomik hadieselere de neden oldu: babasıyla yaşadığı bir polemiğin ardından babasını öldürmeye çalışırken babasının açtığı pompalı tüfek ateşi sonucunda adana’daki evinden kaçarak ayvalık’taki anneannesine sığındı. anneannesinin annesi hakkındaki sözlerine burada sinirlenen yapıcıoğlu, anneannesini kafasına kül tablası vurmak suretiyle öldürdü. bu olayı duyan anne yapıcıoğlu, bir gün sonra kalp krizinden öldü. bu ve bunun gibi birçok zincirleme ölüme sebebiyet de vermiş olan yavuz yapıcıoğlu’nun kanıtlanmış 20, kanıtlanamayan da 50’ye yakın cinayeti bulunuyor. bu cinayetleri ilgi çekici yapan şey, katilin belli bir kurban profiline sahip olmaması olarak gösterilebilir ve tüm bu cinayetlerin traji-komik hadiseler etrafında cereyan etmesi tespti yapılabilir. örneğin, bir cami avlusunda kendisine ısmarladığı dondurmayı yemeyi reddeden belçikalı bir kadın turisti avluda öldürmesi gibi. ya da, pertevniyal lisesi önünde bir kız öğrenci ve hizmetli arasındaki tartışmaya birden bire karışarak her iki kişiyi de önce azarlaması, sonra bu kişilere sırasıyla saldırması ve kişileri orada tornavidalaması ya da kaçtığı şehirlerden birindeki bir camiye sığınıp camide kalmak istemesi üzerine cami imamının yapıcıoğlu’na izin vermemesi ve bunun üzerine cemaat namaz kılarken yapıcıoğlu’nun imamı kulağından "tornavidalaması" ve bu tornavidalama anına kadar geçen yirmi dört saat içerisinde dört beş kişiyi daha öldürmesi gibi. mahkemeye son çıkışında, salınıverildiği her tutuklamanın ardından cinayet işleyen bir adama dönüşmüş olması sebebiyle, türkiye tarihinin en büyük psikolojik kurullarından birisinin kurulmasına neden olan bu adam, nihai olarak "akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin bir rapor" sebebiyle "cezai ehliyet kazanarak" tutuklanabilip tekirdağ kapalı cezaevi’ne yollandı ve herhangi bir aftan yararlanmadıysa ya da bir firar gerçekleştirmediyse halen burada kalıyor.

    (bkz: copy paste değil alın teri)