hesabın var mı? giriş yap

  • "bir gün bir tiyatronun perde arkasında yangın çıktı.palyaço gelip izleyicileri uyardı.izleyiciler bunun bir şaka olduğunu düşünüp alkış tuttu; palyaço söylediklerini tekrarlayınca alkışlar arttı.bana sorarsanız dünya böyle sona erecek:her şeyin bir şakadan ibaret olduğunu sanan cin fikirli tiplerin tezahüratları eşliğinde. "

    ( kierkegard, ya/ya da, 1843)

  • 2,5 ay gibi bir süre içerisinde 100kg dan 72 kiloya kadar düşmem ve sürekli olarak sporumu devam ettirmem sayesinde vücudumdaki değişiklikler çevremdekiler tarafından ilgi çekmekte ve sürekliben neden kilo veremiyor, kas yapamıyorum? diye soruluyor. işte bu sorunun en yaygın davranışsal nedenleri ve bunlara karşı önerilerim şunlardır:

    1) etkisiz egzersiz seçimi: sizi en çok zorlayacak halter ve dambıl çalışmalarını es
    geçiyorsunuz. bunun yerine daha izole makine hareketlerine yöneliyorsunuz. temel büyük hareketler kas gelişiminin en büyük destekçileridir. antrenman rutininizi birkaç ayda bir değiştirin ama büyük hareketlerden kopmayın.

    2) sınırları zorlamamak: kaslarınızın sınırlarını zorlamayarak onların bir sonraki seviyeye çıkmasına engel oluyorsunuz. oldukça kolay ağırlıklarla ya da başka sebeplerle oldukça etkisiz çalışıyor ve bu yüzden az kazanım elde ediyorsunuz. elbette sürantrenman olsun demiyorum, ya da güvenliği bir kenara bırakın demiyorum; ancak sınırlarınızı zorlamazsanız onları aşamazsınız. hareketlerin yapılışını bozmadan, güvenliği ihmal etmeden en ideal ağırlıkları seçin.

    3) antrenmanlara çok ara vermek: sizin için bir ayda 4-5 antrenmanı kaçırmak sorun değil. süreci nasıl sekteye uğrattığınızı bilmiyorsunuz. elbette kusursuz bir antrenman devamlılığı çok zordur ancak fazla kaytararak başarıya ulaşacağınızı sanmayın. haftada 3 antrenman yapmaya çalışın, ayda 2’den fazla antrenmanı kaçırmayın.

    4) sabırsızlık: kas geliştirmenin birkaç haftada olacağını sanıyor ve hayal kırıklığına uğrayınca spordan vazgeçiyorsunuz. kas geliştirmek haftalar değil, yıllar alır. bununla birlikte ilk 6 hafta sonunda ve 16 hafta sonunda kayda değer bir fark oluşur.

    unutmayın! vücuttaki fazla kilolar gitmediği müddetçe, sakın vücut geliştirmeye başlamayın! kas yapıyorum sanarsınız ama sadece yağ depoluyorsunuzdur.

  • iki yaşındayken annemle beraber yaşadığımız olaydır.
    gerçekten doğaüstüdür.
    o zamanlar babamın mesleği nedeniyle aydın'daymışız. bayram yaklaşıyormuş ama babam izin alamamış. mecburen annemle beni önceden memlekete yollayıp bayramın ikinci günü arkamızdan gelmek durumunda kalmış. hikaye tam da burada başlıyor. annemle otobüste gece yolculuğu yaparken iki yaşında bir bebek olan ben "anne çiş" demişim. dağların arasındayız. dinlenme tesisine daha çok varmış. muavin de anneme "indir şu kenara yaptırıver abla" demiş.
    annem beni indirmiş, işlem tamamlanmış.
    tam o sırada.....

    şoför otobüsü çalıştırmış. bizi almadan yanımızdan basmış gitmiş. annem arkalarından koşturmuş ama nafile...

    bavullar arabada. çanta yok. cüzdan yok. ve o zamanlar cep telefonu da yok....

    kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda gecenin kör karalığında 27 yaşında bir kadın ve elinde bir bebek.annem ağlamaya başlamış. burada çocuğumla ölücem demiş.

    tam o sırada....

    yoldan aniden bir araba çıkagelmiş. zınk diye annemin önünde durmuş. içinde upuzun sakallı iki tane adam. annem korkudan bayılmak üzere artık kaçıcakmış. adamlar "bacım biz polisiz gel" demiş. annem telsizleri falan da görünce arabaya binmiş. saate bakmış saat tam "ikiyi dört geçiyor".

    neyse polis otobüsü çevirmiş yolda annemi geri bindirmiş. şoföre ceza kesmiş. annem sabah memlekete ulaşmış. bu olayı üzülmesinler diye kimseye anlatmamış...

    taa ki babannem "kızım gece içime bi korku girdi saat ikiyi dört geçe kalktım sana dua ettim" diyene kadar.

  • sen ver yabanci dizileri filmler, ver instagrami, ver facebooku, ver foursquarei, ver twitteri, herkes birbirinin hayatindaki en guzel anlari gorsun, kimse sikintilari dertleri tasalari gormesin, sonra bu kadini mutlu etmeye calis.

    kardeslerim bakin. ben senelerimi insan psikolojisine vermis adamim. bu olaylarin bu kadar farkindayim. guzel bir hayat yasiyorum, ortalamanin cok ustundeyim. buna ragmen sabah benden daha zengin birini gordum mu canim sikiliyor. adamin yasiyla hemen kendi yasimi oranlayip, onun zamaninda nelere sahip olup olamayacagimi hesapliyorum. ben bile bu kadar maruz kalmisken, bu kizlar nasil maruz kalmasin.

    sonra ne oluyor? komsusunda gordugunu kendisinde bulamayan kadin mutsuz oluyor.
    1) adami begeniyor parasi az geliyor.
    2) parasi iyi oluyor, adami begenmiyor.
    3) parasi iyi adam iyi, adam bunu sallamiyor.
    4) her sey tamam, bu sefer aileler, baldizlar vs. isin icine giriyor bok oluyor.

    bu ulkede mutlu olmak kolay mi a dostlar? her sey mutsuz olmamiz ustune dizayn edilmis.

    ey genc kadinlar, beklentinizi yukseltmeyin. yaninda mutlu oldugunuz, size deger veren birini bulursaniz evlenin gitsin.

    sozlukte zaman gecirmek de bir yasa kadar.

  • böyle durumlarda ikinci bir araç daha olacak. iki tane görevli koşarak gelen kadını deli gömleğine sarıverip atacaklar içine. sokaklar hem köpeklerden hem delilerden temizlenecek. bir taşla iki kuş.