ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
buray'ın kılık değiştirip metroda şarkı söylemesi
-
kılık değiştirmesine gerek olduğunu düşünmediğim şarkı söyleyen.
2018'in ilk bebeğine ukaşe adı verilmesi
-
devlet dairesinde çalışmaması ve mühür, kaşe, imza işlerine bulaşmaması gereken bebeğe verilen ismin haberidir.
-ukaşe, şu kaşeyi uzatabilir misin?
-bu kaşe mi?
-hayır o kaşe değil ukaşe, şu kaşe...
(bkz: swh)
zamlar dar gelirli vatandaşın sorunu değil
-
akit yazarı ali karahasanoğlu, adeta okuyanın aklıyla dalga geçerek bugünkü yazısında "benzin, motorlu taşıtlar vergisi, köprü, otoyol, emlak vergisi, pasaport harcına yapılan zamların, dar gelirli vatandaşın değil, bir avuç zenginin sorunu olduğunu" yazdı.
mtv ve araç muayenesi zamları için;
"yine araba sevdası.
yine fakir fukaranın hayatı ile ilgisiz bir konu..
asgari ücret ile geçinen insanların arabaları yok ki, bu gelen zamla ilgili de direkt bir dertleri olsun.."
devamında pasaport bedeline gelen zam için;
"affedersiniz beyler. hangi dar gelirli vatandaş, ne için yurtdışına çıkıyor ki, pasaport bedeline gelen zam sebebi ile hayatı etkilensin?"
sigara ve içki zamları için;
ürün mü diyelim, yoksa zehir mi?
“sigara ve içkiye % 47 zam gelmiş!
bence az gelmiş..
hatta zammı da boşverin, hepten yasaklayın bile derim.
vatandaşın sorunu, ekmek, süt, yumurta, et, ısınma derim..
ama bunların hiçbir zaman dertleri, “vatandaş”ın derdi olmadı ki..
onlar hep, bir avuç zenginin derdini, vatandaşın derdi gibi gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar."
okurken kendinizi aptal yerine koyulmayı iliklerinize kadar hissedebileceğiniz rahatsız edici bir yazı olmuş.
aynı zamanda birisi buna neden ülkenin çoğunluğunu dar gelirli kesimin oluşturduğunu ve bu insanların neden yıllardır canla başla çalışıp en alt segmentte olan bir arabayı bile alamadığını, bırakın yurtdışını, bu insanların neden kendi ülkesinde bile doğru dürüst bir tatile çıkamadığını, neden temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorluk çektiğini sorabilir mi?
insanların çaresizliği kanıksamasını sağlamak yerine bu ülkede bu yoksulluğun neden bu denli varolduğunu sorgulamak gibi onurlu çabalar içerisine girseniz keşke.
tsundoku
-
türkçesi için bitaplık kelimesini öneriyorum.
multitasking
-
soru : microsoft urunleri nasil multitasking yapar ?
cevap : sirayla
avrupaya giden doktorların pasaportu iptal edilsin
-
bak cahil arkadasim, kimse bu ulkede bedava yasamiyor. her insanin annesi, babasi, akradasi vs.. esek gibi vergi oduyor.
ondan dolayi sacmalamak otesinde birsey soylemiyorsun. okuyan insanlari devlet degil anne babalari okutuyor.
kaldi ki kimse sen hakaret et diye senin agiz kokunu cekmek zorunda degil.
çocuk kabul etmeyen restoran görünce çıldıran anne
-
birkaç gündür twitter'da kendi çapında olay yaratan annedir. kendisi ve destekçileri bildiğin terör estiriyor. vay efendim çocuğunu nasıl almazlarmış, nereye şikayet edebilirmiş, bu ayrımcılıkmış, çocuğu kapıya mı bıraksınmış, bunu normal karşılayanlar geri kalmışlık göstergesiymiş vs vs vs .
ilgili tweet: https://twitter.com/…oay/status/1426845289172934667
(düzeltme: hesabını kilitlemiş. şuradan ne yazdığı görülebilir: https://www.instagram.com/p/csrbz0rmtsq/)
eskiden de böyleydi ama yeni nesil anne babaların bir kısmı gerçekten çıldırmış. dünya sizin ve çocuğunuzun etrafınızda dönmüyor arkadaşlar. yüzlerce restoran varken, bir tanesi çocuk almıyoruz dedi diye zorla kısırlaştırma kanunu çıkarılmış gibi delirmek niye? oraya gitmeyiverin, bu kadar basit.
bu arada o kadar gürültü patırtı içinde restoranın adını yerini yazmamışlar en büyük kayıp bu.
not: çıldırmak tabirine takılanlar olmuş. çıldırmak için illa saçını başını yolup birine saldırmasına gerek yok. bu ve arkasından gelen ısrarlı tweetleri atmak da bir çıldırmışlık örneği. bir kısmını sildi sanıyorum ama, "kudurun", "geri kalmışsınız" vs şeklinde fikrini desteklemeyenlere sallayıp duruyor kendisi.
rte mitinginde y.zelanda saldırısının gösterilmesi
-
16587 km uzaktan mağduriyet yaratılmasıdır. bir sonraki rekor denemesi aya çarpan meteor parçası ile olacak.
"biliyorsunuz; hicri takvim ay yılı üzerindendir. ay'a yapılan bu meteor saldırısı şer odakları tarafından müslümanlığa yapılmış bir saldırıdır. hebele höbele..."
cem yılmaz'ın türkçeye kazandırdıkları
-
(bkz: orayı yıkarlar)
ben devletin yalakasıyım hamdolsun
-
çok basit biz yalaka değiliz.
edit: beyefendinin sorusuna cevabımı verdim bende kendisine bir soru sorayım, fazıl say'ın da dediği gibi siz ne işle uğraşıyordunuz? hakan ural hangi sanat dalıyla uğraşıyor ben kaçırmışım kendisini.
5s vs s5 vs g3 vs m8 vs z3 vs 1520
-
-aç vs a vs ca vs gin vs bas vs li vs gi vs si vs ke vs yim.
kazanan belli.
kayınpederin her boktan anlaması
-
benim kaynımın kayınpederi bu. aydın abi.
dükkana raf yapılacak, ne yaptı ne etti marangozu saf dışı bırakıp sabah ezanıyla dükkanın önüne, elinde alet çantası, su terazisiyle damladı. raflar sik gibi oldu.
çanakkale'den yazlık alacağız, aydın abi ekspertiz kesildi başımıza. 2 yıl oldu hala bir yazlık alamadık.
rakı sofrasındayız, aydın abi hancı. rakıya buz atılmaması gerektiğini anlatıyor. rakı şalgamla içilmez, onunla içilmez, bununla içilmez. arsenikle içebilir miyiz aydın abi?
balık yiyeceğiz, aydın abi atlıyor hemen, yılların balık pişiricisi.
bir arkadaşımız araba alacak, nereden duyum aldıysa aydın abi ışık hızıyla araba pazarında ortaya çıkıyor. çocuk vw isterken bunun gazıyla fiat albea aldı. ağlıyo şimdi köşelere çömelip.
aydın abi çıkan omzu yerine oturtur, et terbiye eder, mangal yakar, mangalı söndürür, avize monte eder, mobilya cilalar, balkonda yasemin yetiştirir, gül budar, ütü yapar, mantının yapımını bilir, şarap eksperidir, boğa güreşcisidir, astronottur, tuvaldeki kadındır. hiç susmaz, herşeyi bilir, ölümüne tartışır.
yaşıtları hacıya gidiyor. keşke bu da gitse biraz.