hesabın var mı? giriş yap

  • dizinin bel kemiği şu diyalogtur:

    - neler oluyor?

    - şimdi anlatamam. bana inanmalısın. dediğimi yap zamanımız yok.

    karaterler arasında sıkça geçen bu konuşma aslında seyirci ve senaryo yazarları arasında da şu şekilde geçmektedir:

    - neler oluyor?

    -şimdi anlatamayız. bize inan çok güzel bağlayacağız. izlemeye devam et.

  • emanet oy vardır.

    hdp seçmeni 30 küsür başlıkta tüm samimiyetleriyle chp seçmenlerine ve kemal kılıçdaroğlu'na teşekkürlerini iletmiştir. ankara milletvekili sırrı süreyya önder ve eşbaşkan selahattin demirtaş konu ile defalarca açıklama yapmıştır.

    bu ülkede barışı tesis edecek insanlar sosyal demokrat chpliler ve sosyalist hdplilerdir.

    biz zamanında uyanamadık, sizin faşistliğinizle bu halkları bölmenizi engelleyemedik,
    bu bize ders olsun,
    ama biz de barışa olan umudumuzu kaybetmedik, el ele verip bu halkları tekrar birleştireceğiz,
    ve de size bundan sonra hiçbir zaman hiçbir halkı ezdirmeyeceğiz.

    bu da size dert olsun!

    not : takvim gazetesinden kovulan aktrollere inanmayınız.

  • böyle tatlı su milliyetçiliği yapanlara da kıl oluyorum. yarın ülke karışsa oğlunu alıp ilk uçakla avrupa ya da amerika'ya gider. hiç boş yapmasın.

  • modern shogi’de tahta dokuza dokuz olmak üzere, toplam 81 kareden oluşur. her oyuncunun bir şahı, bir kalesi, bir fili, iki atı, iki mızrağı, iki gümüş generali, iki altın generali ve dokuz tane piyonu vardır. bu taşlar, altın generaller ve şah dışında, karşı taraftaki son üç kareye geldiklerinde, isteğe bağlı olarak, terfi olurlar; böylece hareket kısıtlamaları değişir.

    taşlar satrançta olduğu gibi farklı şekillerde yapılmamıştır; düzdürler ve üzerlerinde taşın kanjisi yazar. bu taşlar bir ara batılı oyuncuların da kolayca kavrayabilmesi için şekilli yapılmışsa da, benimsenmemişlerdir.

    tahtaya dizilimde ilk sırada piyonlar yer alır. ikinci sırada soldan ikinci karede fil, sağdan ikincide kale vardır. en arka sırada ise soldan sağa: mızrak, at, gümüş general, altın general, şah, altın general, gümüş general, at ve mızrak.

    oyundaki taşlar:

    şah (osho) satrançtaki şah ile tamamen aynıdır. çevresindeki her yere, bir kare gitmek koşuluyla hareket edebilir.
    kale (hisha) de satrançtakiyle aynıdır. düz olmak koşuluyla, istediği kadar uzaklığa gidebilir. terfi olduğunda şahın hareket kapasitesi ile kendi kapasitesini birleştirir. düz bir şekilde her yöne gidebildiği gibi, her yöne tek kare de olsa gidebilme hakkını kazanır.
    fil (kakugyo) çapraz olmak koşuluyla istediği kadar kare ilerleyebilir. terfi ettiğinde, kale gibi, şahın hareket yeteneğini kazanır. çaprazlara istediği kadar, çevresindeki herhangi kareye bir kare ilerleme hakkını elde eder.
    altın generalin (kinsho) önündeki üç kareye, sağa, sola ve geriye olmak üzere altı tane hareketi vardır. hepsinde de sadece tek kare ilerleyebilir. son üç kareye gelse bile terfi etmez.
    gümüş general (ginsho) altın generale benzer. ancak o, toplamda tek kare ilerlemek koşuluyla elbette, önündeki üç kareye veya arka iki çapraza gidebilir. terfi ettiğinde yalnızca altın generalin hamlelerini yapabilir. terfi etmemiş hali geriye daha kolay kaçabildiğinden genelde terfi edilmez.
    at (keima) satrançta bildiğimiz ata çok benzer. ileri doğru olmak koşuluyla l şeklinde gider ve taşların üzerinden atlayabilir. sürekli ileri gitme zorunluluğundan dolayı bir süre sonra tahta biteceğinden terfi olmak zorundadır. terfi olduğunda ise, gümüş general gibi, yalnızca altın generalin hareketlerini yapabilir.
    mızrak (kyosha) sadece ileri doğru, istenilen kare sayısında hareket edebilir. at gibi, hareket edecek alanı kalmayacağından, tahta sonuna geldiğinde terfi olmak zorundadır. altın general ile aynı hareketleri yapacaktır terfi olunca.
    piyon (fuhyo) sadece ileri olmak üzere, tek kare ilerleyebilir. satrançtaki gibi başlangıçta iki kare ilerlemek, ya da rakip taşı çapraz almak gibi hakları yoktur. terfi olduklarında altın general gibi hareket etme hakkına erişirler.

    shoginin oynanışı satranca çok benzer. bu oyunda farklı olarak, taşlar esir alınır; yok edilmez. esir alınan taşlar oyuncu istediği zaman, hamle olarak tekrar tahtaya konulabilir; ve bu şekilde rakibe karşı kullanılabilir. satrançta oyunun sonlara yaklaştıkça yavanlaşması sorunu da böylece ortadan kalkar. esir alınan taşlar, piyon hariç olmak üzere, tahtada istenilen yere konulabilir. piyonlar sadece başka bir piyonun olmadığı sütunlara konulabilir. eğer oyuncu hiç piyon kaybetmeden rakibinin piyonunu ele geçirmişse, onu oyuna süremez.

    eğer iki oyuncu da birbirini mat edemeyeceğini anlarsa, eldeki taşlar ile puan hesaplanır ve galip ona göre belirlenir. kale ve fil 5 puan, kral hariç diğerleri 1 puan değerindedir.

    yenilmeye yakın oyuncunun yenilgiyi kabullenip oyunu bitirmesi de oldukça sık görülen bir davranıştır.

  • o utananlardan biri de bendim ne yazık ki, sıra bana gelene kadar kızarır bozarır "lütfen zil çalsın" diye dua ederdim içimden. öğretmen sorduğunda serbest meslek yapıyor diyerek geçiştirmek isterdim ama o, serbest mesleğin ne olduğunu sorardı bu kez de.

    ısrarla söylemezdim, ısrarla. bir gün kardeşimle yolda yürürken öğretmen geldi yanımıza babanız ne iş yapıyor dedi, küçük kardeşim hurdacı cevabını verdi. o yaşadığım utanma hissinin tarifini veremem. o yavşak öğretmenleri de hiç unutmam, nefretle yad ederim.

    -----------------------------------------------------------

    gelen mesaj bombardımanı sonrası edit: arkadaşlar tabiki babamla gurur duyuyorum ama ben 8 yaşımdaki halimi yazdım. 8 yaşındaki çocuk anlamaz ki babasının alınteriyle çalışıp kazanmasından, 8 yaşındaki çocuğun hayalleri vardır polis, pilot, doktor, itfaiyeci bunları duydukça sınıfta hurdacı diyemez elbette.

    benim için de üzülmeyin babam sonra devlet tiyatrolarında çalışmaya başladı. gelmiş geçmiş bütün oyunları izleme şansına kavuştum ben de :)) babacım o kuruma girdiğinde ortaokul mezunuydu, şimdi üniversite mezunu olmaya hazırlanıyor. ve hayatımda en çok gurur duyduğum insandır kendileri. onun azminin yarısı bende yok.