hesabın var mı? giriş yap

  • en azı oyu ceyhan almıştı oyumu ona verdim. ezilenlerin, dışlananların, sesi olmayanların sesi olmaya devam edeceğiz.

    #2bceyhanyalnızdeğildir

    40 bin oy editi: arkadaşlar verilen oy sayısı 40 bine'e dayandı. bu süre içerisinde ceyhan'ın gerçekten yalnız olmadığına inanmak istedim. belki benim entryim ceyhan için bir ses olur dedim, bir ışık olur, bir kıpırdama olur dedim ama bana rağmen durum pek değişmedi. çocuk gerçekten yalnızmış. benim aldığım fav sayısı çocuğun aldığı oydan fazla. artı oyları saymıyorum bile. utancımdan entryi silecek noktaya geldim.

  • sağlamlaştırmak için ayaklarının içine beton dökülür adına da restorasyon yaptık denirdi. altında beltur çay bahçesi açardı. gider püfür püfür çayımızı içerdik.

  • üzgün bir çocuk bu.

    bütün öğle aralarında, hep aynı büyük umutla, içinden başka bir şey çıkmasını dileyerek beslenme çantasını açan;

    her seferinde salçalı ekmeği görüp onun eski ayakkabılarınınkine denk değişmezliğine isyanlar çıkaran;

    sınıf yeteri kadar tenhalaşınca arka sıraya geçip alelacele karnını doyuran;

    elini, ağzını bastıra bastıra yıkadığı hâlde hâlâ salça koktuğunu sanıp kendinden utanan;

    evde annesine "artık salçalı ekmek istemiyorum." derken onu da çaresiz bırakan;

    pelin'in şişman tostlarına, kerem'in hamburgerine imrenip yoksulluğun eksikliğini duyan;

    yıllar sonra akla gelen;
    hüzünlendiren;
    içe oturan bir çocuk.

    canına yandığımın çocuğu! şimdi bir yerlerde karşıma çıksan; seni çocukluğunla barıştırsam; sonra bir hikaye anlatsam sana; hayat sürdükçe bütün o imrendiğin yemekler silinip giderken salçalı ekmeğin hiç yok olmayacağını, onu çok özleyeceğini anlasan. ne değişirse değişsin sen hiç değişmesen, hep çocuk kalsan, hep çocuk kalsam.

  • alttaki yorum twitten daha bomba.
    “türk qardaşlarımdan aff diliyorum ama sizin içinde olduqunuz veziyyete soxum. her saat kötü habermi olur?.”

  • "kur’an’ın tercümesine kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin kur’an hükmünde olmadığı konusunda islâm alimleri görüş birliği içindedir."

    ilk defa islam alimlerinin bir konuda görüş birliği içinde olduğunu duyuyorum.

  • bu son derece ilginç bir durumdur. hepimizin de başına gelmiştir. peki hangi psikolojik mekanizmalar burada devrededir. ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bir kaç kelam edelim.

    ilk izlenim ve gerçeklik arasındaki uyumsuzluk: ilk tanıştığımızda, bir insan hakkında oluşturduğumuz izlenim zamanla gerçeği yansıtmayabilir. bu tür bir uyumsuzluk, zamanla soğumaya neden olabilir. kafamızdaki algı gerçekten bağımsız olabilir örneğin sadece sesini duyduğunuz birini beyniniz öyle bir şekle sokar ki gerçekteki insanla alakası olmayabilir. ya biriyle ilk tanıştığınızda aldığınız izlenim görsel faktörlere bağlıdır ama insan çok ama çok derin bir varlıktır.

    değişen beklentiler: ilk başta bir kişiye karşı hissettiğimiz olumlu duygular, belirli beklentiler oluşturur. eğer bu beklentiler karşılanmazsa, bu durum soğumaya yol açabilir. örneğin bir kızla tanışan erkek ilk kahve içmeye çıktıklarında kafasında o kızla nişanlanır, evlenir hatta çocuk sahibi mutlu bir yuvaya bile sahip olur. ama beklentilerinden kızın haberi bile olmayabilir. buna benzerdir bu beklenti mekanizması

    yakınlığın getirdiği sıkıntılar: bazı insanlar, yakın ilişkilerde kendilerini rahat hissetmezler ve bu durum, ilişkinin ilerlemesiyle birlikte soğumalarına yol açabilir. buradaki mesele bazı insanlarda güven sorunu olmasıdır belli bir mesafede insanlarla hiç bir sorun yaşamazlarken yakınlaşma başlayıp işin içine bir de sorumluluklar girerse bu tür insanlar kısa zamanda kayıplara karışabilir. bkz: ghosting

    aşina olmanın getirdiği sıkıcılık: aşinalık, bazen sıkıcılığa yol açabilir. ilk başta ilginç gelen özellikler zamanla monoton hale gelebilir. buna atalarımız aşırı samimiyet bıkkınlık getirir demişlerdir. medya dünyasında bile yüzün eskimesi diye bir şey vardır. örneğin herkesin uzaktan hayran olduğu bir müzisyen her gün gördüğü otuz yıllık eşi tarafından çok da ilginç bir insan olarak görülmeyebilir.

    çatışan ilgi alanları ve değerler: kişinin ilgi alanları, hedefleri veya değerleri zamanla değişebilir ve bu da iki insan arasında uyumsuzluğa yol açabilir. herkesin işletim sistemi, değerleri ve hedefleri farlıdır. örneğin senin için en önemli değer ailedir ama karşındaki insan için en önemli değer kariyerdir. durum böyle olunca bir soğuma kaçınılmaz olur dostum.

    yatırım düşüklüğü: eğer bir ilişkiye yeteri kadar duygusal veya zaman yatırımı yapılmamışsa, o ilişkiyi sürdürmek için gereken motivasyon düşebilir. bu iş bir banka hesabı gibidir o hesaba ne kadar para koyarsan o kadar para çekebilirsin. bir ilişkide de emek, zaman ve maddi unsurların masaya konması gerekir. insanlar emek verdikleri şeylere değer verirler. yani ne kadar ekmek o kadar köfte psikolojik ekolü efenim.

    ego çatışmaları: her iki taraf da kendi egolarını öne çıkarmayı tercih ediyorsa, bu ilişkide bir soğuma meydana gelebilir. bu en çok güçlü kişiliğe sahip insanlarda görünür. eğer ilişkide her iki taraf ta önce ben diyorsa. ben daha akıllıyım daha şöyleyim ve böyleyim diyorsa eninde sonunda bu iki hızlı tren kafa kafaya çarpışır.

    karşılıklı olmayan duygular: eğer bir taraf diğer tarafa göre daha fazla yatırım yapmışsa, bu dengesizlik soğumaya yol açabilir. örneğin sen karşındaki insanı on üzerinden dokuz ayarında sevip değer veriyorsun. ama karşındaki insan için sen on üzerinden beşsin. yani onun önem sıralamasında aşağılardasın. böyle bir durumda ilişkinin ateşi kısa zaman sonra sönecektir kimse şaşırmasın dostum

    burada dikkat etmen gereken hiç bir ilişkiyi saplantı haline getirmemendir. yani bir ilişki soğuduğu zaman tamam diyerek yoluna devam edeceksin.

    kanalımda bulunan "vazgeçemediklerin seni yönetir" videoma bir bakmanı şiddetle tavsiye ederim

    işte kanal da burada efendim
    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru/

    sevgiler

  • edirne'de bir ailedir. diktatörler ülkesinde cesaret isteyen, tebrik edilesi bir harekettir yaptıkları. çay olmasa da yaşamlarındaki bir çok eksiğin nedenini bilen ailedir.

    "sağlık bakanı dr. mehmet müezzinoğlu, edirne'de vatandaşların yeni yıllarını kutladı. yol üzerinde bulunan bir binanın 2'nci katındaki balkonda oturanları görerek "çayınız varsa gelelim" diye soran bakan müezzinoğlu, "evde çay yok, istemez" cevabıyla karşılaştı."

    link

  • eğer asosyallikle, sosyal ilişki tesisinde zorluk yaşayan bireyden bahsediliyorsa, asosyalliğin bir sonucunun yalnızlık olacağını düşünebiliriz. yani asosyaller yalnız olurlar denebilir. ancak tersi iddia edilemez. her yalnızın asosyal olmadığı açıktır. insanlarla sosyal ortamlarda, sosyal ilişki tesisinde hiç zorluk çekmeyen bir insanın kendi içinde yalnız olması, daha doğrusu sosyal ilişki kurmakta hiç zorlanmadığı insanları kendisine yeterince yakın hissetmediği için kendini yalnız hissetmesi son derece doğaldır. siz hiç "yahu çok sosyal bi insanım aslında, ama yalnızım" diyene rastlamadınız mı?

  • ben allah'ın 'a' sını küçük
    yazmaktan korkuyorum, adam kalkmış allah yok diyor. lükse bak amk