hesabın var mı? giriş yap

  • anlatılmaz bir his, ama deneyeceğim.

    mezarına girdiğimde, kefenini ellerimle toprağa bıraktığımda doğmasına çok az kalan oğlumun da beni o toprağa bırakacağı anı düşündüm. 67 sinde öldü dedem. 65 inde babam. içimden 63 ümde ölür müyüm acaba diye geçirdim. 33 yaşındayım. oğlumun 30 unu görür müyüm dedim. dedem beni görmüştü. babam torununu göremedi. sağlığında en çok torun sevmek istediğini söylerdi. kısmet değilmiş. en çok ona üzülüyor insan. 2 ay daha dayansaydın be baba.

    bir arkadaşımın fikri rahatlattı sonra, belki de hepinizden önce gördü oğlunu, belki şimdi birlikteler dedi bana. umarım öyledir be sözlük. umarım.

  • birey icsel kurallar olusturarak, kendi davranislarini kontrol edebilme, yonlendirme ve becerilerine uygun ve etkili kullanabilme kapasitesidir. bireyin davranislarinin sonuca bakarak yeni yapacagi davranislari yonlendirmesi ve kontrol edebilmesidir. ornegin, bireyin daha onceden basarili olmus kisilerin davranis sonuclarina bakarak, kendisi icin yogun calisma yontemlerini, calisma araclarini ve uygun calisma zamanlarini planlamasi.

  • savas karsitliginin tum dunyada sembolu haline gelmis pablo picassonun tablosunun adi.

    tablonun uluslararasi une kavusmasi ikinci dunya savasi sirasi ve sonrasina rastlar. guernica asil olarak fasizmin igrencligini anlatir.

    picasso fasist diktator franco nun zaferiyle sonuclanan ispanya ic savasi sirasinda ilk gencliginde gittigi fransadadir. ispanya cumhuriyetci hukumeti paris te duzenlenecek bir sanat fuari icin bir yapit ortaya koymasini ister. picasso ispanya nin guernica adli bir kasabasi franco yu destekleyen fasist alman ucaklari tarafindan bombalanincaya kadar ortaya birsey cikartamaz.

    guernica, basklar icin tarihsel acidan cok onemli ve bir kultur kasabasi olmasinin disinda askeri oneme sahip olmayan ve sadece sivillerin yasadigi bir bolge o zamanlar. bask mirasinin onemli bir bolumu bu noktada bulunuyor ve o doneme kadar cepheden oldukca uzak bir cografya.

    1937 nisan sonlarina dogru almannazi savas ucaklari bu askeri onemi sifir olan bolgeyi bombaliyorlar ve ardlarinda cok sayida olu, yarali, tahrip edilmis tarihi eser birakip cekiliyorlar. bombardiman sirasinda kasabadaki herkesin sivil ve silahsiz oldugu daha sonra da teyid ediliyor.

    o sirada fransa da bulunan ve dunyada da buyuk tepkiye neden olan bu bombardimandan manevi anlamda buyuk olcude etkilenen pablo picasso1 mayis 1937 de guernica adli tabloya basliyor. katliami anlatmaya calisirken tuhaf ve herzamanki olculer gozonune alindiginda anlasilmaz cizgiler ve renkler kullaniyor. ispanya cumhuriyetci hukumetinin ilk tepkisi bu ne la tadinda oldukca olumsuz oluyor. tabloyu degistirmeye bile kalkiyorlar. belki de utandiklari icin uluslararasi resim fuarinin tanitim kataloguna bile almiyorlar tabloyu.

    tablo bittikten sonra yine de fuarin ispanya pavyonunda yer aliyor. guernica da yasanan vahsetin anlatildigi tabloya bakanlarda oldukca antipatik bir etki yapiyor picasso nun kullandigi renkler ve anlasilmaz cizgiler. tabii o sirada fasist almanya avrupayi isgale henuz baslamamis ve kitlesel katliamlara henuz girismemis.

    sergide bu tabloyu gorup de irkilenler, sozkonusu katliamlarin ardindan, bu irkilme tepkisinin aslinda tablonun kendisi oldugunu anliyorlar.

    resim 1938 yilina kadar fransayi dolasiyor ardindan da picasso nun izni uzerine newyork sanat muzesinde sergileniyor. 1975 de hala diktator franco tarafindan fazimle yonetilen ispanya tablonun iadesini istiyor. muze tablonun iadesini demokratik bir ispanya sartina baglayarak franco ya tokat atiyor. sonunda 1981 de picasso nun 100. yasgununde franco dan kurtulmus ispanya nin pradomuzesine gonderiliyor guernica.

    guernica hala picasso nun en buyuk basyapiti olarak degerlendiriliyor ve dunya nin en onemli tablolari arasinda yer aliyor

    guernica esas olarak fasizmin igrencligini anlatir. tablonun tamamlanisi sirasinda anlatilan cok da ilginc bir de anektot vardir:

    picasso nun tabloyu bitirmeye calistigi atolyeye resmi merak eden bir nazi komutani girer ve hemen hemen bitmis olan tabloya kucumser bir ifadeyle dukak bukerek bakar,

    "bunu siz mi yaptiniz?" diye sorar.

    picasso ise nazi komutanina donup

    "hayir efendim, siz yaptiniz" diye yanit verir.

  • muğla’da toki yapılan yerde hergün ortak parkı domuzlar basıyordu. hatta bir gün gece büyük bir domuz dokunacak kadar bitişik geçti yanımdan, dondum kaldım.

    neyse dedim ki ben bu olayı çözeyim insanlar zarar görmesin (kahramanım ya...). önce belediyeyi aradım biz bakmıyoruz dediler.
    valilik, emniyet, jandarma, türk silahlı kuvvetleri, mit... biz bakmıyoruz dedi.

    e .mına koduğum yerinde insanları vahşi hayvanlardan koruyan bir devlet biriminin mutlaka olması gerekir diye düşünüyorum sağlıklı bir birey ve vatandaş olarak. en son milli parklar genel müdürlüğünün bu işe baktığını 3 saat arama sonunda öğrendim. telefondaki diyaloğumuz şöyle:

    - iyi günler hergün vahşi domuzlar siteye iniyor. çoluk çocuk zarar görecek.

    - beyefendi eğer şikayetçiyseniz mesai saatleri içinde silahlı ekip gönderiyoruz. denk gelirse öldürüyoruz.

    - ee domuzlar saat 7 gibi geliyor. mesai bitince…

    - o zaman gelemeyiz.

    -ne yapalım? biz öldürebilir miyiz?

    -hayır öldüremezsiniz, meskun mahal... ateş etmek yasak..

    -ee ne yapacağız?

    - tokinin etrafına duvar öreceksiniz?

    -iyi de araba yolundan yine girerler...

    -valla yapacak bir şey yok beyfendi. şikayetçiyseniz gelelim şimdi...

    o zaman şaşırmıştım. demek aslan sürüsü türkiye'de şehre inse, mesai dışı saatte bizi koruyacak bir devlet birimi yok.

    o nedenle bu amerikalıların yaptığı şey doğrudur. kendi önleminizi alın ama unutmayın şehirde vahşi hayvanlara ateş ederseniz tutuklanırsınız. "rambo 1" gibi bubi tuzağı ile yok etmelisiniz.

    edit: şu anda şöyle bir çözüm bulunmuş. bakmışlar domuzlardan kurtuluş yok. yöre halkı domuzları beslemeye başlamış.

    bir nevi evcilleştirmiş mi diyeyim tanrılara kurban mı veriyorlar diyeyim bilemedim. yorum sizin. ayıya göbek attıran milletimiz domuzu da çizgi film karakteri piglet'e dönüştürmeyi bilir zannediyorum.