hesabın var mı? giriş yap

  • 'sana, beni asla tanımamış olan sana' şeklinde başlar mektup.

    stefan zweig tarafından 1920'lerin ilk yarısında kaleme alınmıştır. bu kitapta hayatı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan adama yazılan bir mektup yer alır. sadece kadının, tek kişinin iç dünyasından yola çıkılarak aşkın çözümlemesi yapılır. bu da zaten, sadece stefan zweig kadar psikoloji birikimine sahip bir yazar tarafından mümkün kılınabilirdi.

    ancak kitabı bitirip kapağını kapattığınızda şu soruyu sorarsınız: 'böylesine bir aşk gerçek olabilir mi?'

    bir çırpıda okunan, akıllarda yer eden, bazı yerlerde insanın içini acıtan, bazı yerlerde ise insanın içini ısıtan bir kitaptır bu. okunmalı, okutulmalıdır.

  • bundan 4 sene kadar önce -tabi daha, genciz anarşiğiz o zamanlar- bakanlıklar civarında bir arkadaşla yürüyordum. yolun kenarında kırmızı plakalı siyah mercedes vardı. içi dolu mercedes'in önünde ve arkasında da birer tane ford mondeo polis aracı bekliyordu. polislerin dalgınlığından faydalanıp mercedes'e yanaştım ve kapısını açtım. daha fazla ilerleyemeden "hop hişş ne oluyor??" sesleri arasında durduruldum:

    - arkadaşım ne yapıyorsun kör müsün?
    + pardon babamın da aynı böyle süper pahalı bir mercedesi var da karıştırdım.
    - nasıl aynı? bakan mı baban?
    + yok yok, yetim hakkı yiyor babam. ancak öyle alabildik.

    tekrar düşündüm de, iyi kurtulmuşum. bakanın melul bakışları ve "bırakın gitsin" cümleleri arasında, arkadaşımla birlikte günbatımına doğru iyi uzaklaşabilmişim.

  • büyük saygı duyduğum insanlardır. cebime 30tl koy. tişört al de.

    5 günden aşağı alamam amk

  • damla sigara iciyorsa yunus reisin neler yaptigini gosterseler de nesemizi bulsak dedirten goruntulerdir.