hesabın var mı? giriş yap

  • 2006’da bizimkileri de böyle dövmüşlerdi. arap, türk fark etmiyor yani kazaklar için. boş yere içinize su serpilmesin.

    edit: 2004 değil 2006’da olmuş. düzelten arkadaşlara teşekkürler.

  • hp alin hem sicak hem soğuğu yaşayin. kasada yanma ekranda donma şeklinde

    yıllar sonrası için edit: lenovo hiç almayın! hp'yi rahmetle ararsınız.

    2020 editi: başlığa baktım şukela modunda en tepede kendimle karşılaştım. şunu söylemem lazım 2003 de toshiba aldım 5 sene taş gibi sağlam çıktı. 2008de bir toshiba daha aldım 6 sene çatır çatır kullandım. sonra ne olduysa ( olan belli aslında maliyetler ve rakiplerin kalitesiz ve düşük fiyatları tabiki) bu japonlar piyasadan çekildi. lapin çinlisine topun korelisine kaldık. en son seviye işlemci ram vs va kullansalarda hiçbiri 5 para etmiyor. ah be toshiba kalitesi seni rahmetle arıyoruz.

  • acilen kedilerime onlar tarafından ödüllendirilmek istemediğimi, mamaları karşılıksız verdiğimi anlatmam gerekiyor sayın kediciler. ben kediden anlamam, köpekten anlarım. köpeğe hayır derim mesela, ödüllendirmez. ancak kedi konusunda ne yapacağımı bilmiyorum. hatta ödüllendirildiğimi anlamam bile aylar sürdü bak, o kadar yabancıyım kedi milletine. beynim bir türlü basmıyor.

    şincik, benim 5-6 tane kedim vardı. bu sayı çok diye başta bayağı söylendim. ben bakmam, istemem, vermiyorum mama cart curt diye. sonra bir baktım meğerse 14-15 kedim varmış! aynı renkte olanları ayırt edemeyişimi fırsat bilen üçkağıtçılar sırayla ortaya çıkmak sureti ile beni kandırdılar. zaten hiç doymuyor oluşlarından şüphelenmem lazımdı. yav diyorum kuş kadar mideleri var, 15 kg mamayı anında bitiriyorlar. yine de kötü düşünmedim, yakıyorlardır, koşuyor garibanlar dedim. duygularımla oynadılar. ta ki mama vermeyi unuttuğum güne kadar. ertesi gün mamayı bir döktüm, her yerden kedi yağdı. sağa bakıyorum benim şişko sarı, sola bakıyorum benim şişko sarı. zaten o sarının huyunun hep değişiyor olmasından da şüphelenmeliydim ama işte hep iyi niyetimden hep :( neyse sonuçta sürüsüne bereket kedim var.

    bir gün mutfak penceresinin önünde, bahçede, ölmüş bir fare gördüm. aha dedim, kedilerim eve girmeye çalışan bir fareyi yakalamış. fareye üzüldüm çünkü ben üzülmek için yaratılmıştım ama yine de kedilerin evi koruması hoşuma gitti. ödül olarak verdiğim mama miktarını artırdım. çalışın aslanlarım dedim. sonra yine mutfak penceresinin önüne bir koyun bacağı geldi:( gittikçe bir korku filminin içinde yaşamaya başlar oldum. evi koyun bacaklarından korudukları için de teşekkür edebilirdim ama biraz saçma geldi ne bileyim. zavallı koyun bacağı bana ne yapabilirdi ki? heveslerini kırmamak için bunu yüzlerine vurmadım. olur öyle dedim.

    bu arada kedilerimin mamasını mutfak penceresinden veriyordum. sonra kapının oradan vermeye başladım çünkü mamalar girişte duruyordu ve böylesi daha kolaydı. ayrıca uzun uğraşlar sonucu o ölmüş fare ve koyun bacağını da atmıştım, ardından da ptsd tedavisine başladım, sizlere acıdığım için onları atarken hissettiklerimi yazmıyorum. his derken neyle tutarsan tut bedenleri böyle, tamam anlatmıyorum.

    neyse, sonra kapının oraya başka bir ölmüş fare geldi. bu kez fare kendi geldi ölük ölük. ve tombişti, diğer ölük fare değildi. ertesi gün de aynı kapının önüne tombiş koyun bacağı geldi:( bilmiyorum kayaları birleştirebildiniz mi ama farelerin ve bacakların her seferinde benim mama verdiğim yerden eve girmeye çalışmaları çok mümkün değil gibiydi. kedilerim beni ödüllendiriyordu:( nolur beni kurtarın, sözün özü bu. bahçede çok sevdiğim ve köpeklerimi delirten kirpim var, ödül olarak onu getirirlerse ya? kirpime savunma sanatlarını öğretmek istiyorum çünkü dikenleri sivri ve sert değil. geçen gün büyük köpeğim onu ağzına almış gezdiriyordu kirpime hiçbir şey olmadı. köpeğime de. tabii ki köpeğin kirpiyi aldığını fark etmedik yoksam izin verir miyiz ya neyse işte. eve gitmiycem ben karar aldım şu an. kesin kapının önünde ölük bir şey olacak:(

    ben geldim: kedilerimi göstereceğim. burada soldaki şişko sarı kedim, sağdaki ise şişko sarı kedim. tabii iki gün önce bu kediler böyle değildi. soldaki şişko sarı resmen gitmiş yüzünü gözünü patilerini beyaza boyamış ama neyse, bir şey demiyorum. böyle boyanmış halini dedem de ayırt eder. nasıl boyamış ya, hayret bir vaka. bu da diğer sarı kedim, boyanmamış olan. sabahın köründe çektim fotoları ve otur dedim bekle dedim hiç dinlemediler. insan güceniyor. sonra şu fotoyu gördüm. sağdaki ne:( önce ayakkabım sandım ama öyle tüylü ve yumuşak ayakkabım yok. kedi mi bu, kediyse benim öyle kedim yok:( kirpim desek hiç değil çünkü kirpim toparlak ve tek renk, gri. tilki de olamaz, tilki olsa kedilerimi yerdi. kesin karıncayiyen bu çünkü karıncayiyen hiç görmedim, demek ki gözüm algılamadı sabah sabah. aa karıncayiyenim oldu bahçede, yaşasın be, ismi guido olsun. guido salvadora.

  • çeşitli sebeplerden ötürü oluşabilecek kokudur. temel nedeni ise çamaşırların iyi bir şekilde kurumamasıdır. yine de birkaç şeyden bahsedelim:

    1- antrenmandan sonra terli kıyafetler çantada veya poşette bir süre beklerse kokunun kumaş üzerinden çıkması zorlaşabilir. bu yüzden yıkamadan önce o kıyafetleri kurutmak kokmaması adına faydalı olacaktır.

    2- yine yukarıdakine benzer şekilde nemli ve ıslak kıyafetler direkt kirli sepetine atılmamalıdır. bunun yerine asarak bir ön kurutma yapılmalıdır.

    3- fazla miktarda deterjan kullanımında da, deterjan çamaşırdan tamamen durulanamayacağı için bakterilerin birikeceği ortam oluşmaktadır. bu yüzden önerilen miktarda deterjan kullanımına dikkat edilmelidir.

    4- yıkamadan sonra mümkün olan en kısa sürede çamaşırları asmak gerekir. bekleyen çamaşır daha sonra iyi bir ortamda kurusa dahi kötü kokacaktır.

    5- makineyi tıka basa doldurmak da çamaşırın iyi yıkanmasına veya iyi durulanmasına engel olacağı için kötü kokunun sebeplerinden biridir.

    6- makine temizliğine dikkat edilmelidir. bazı makineler kıyafete aktarılabilen küfler oluşturur. bu yüzden düzenli bir şekilde makine bakımı da ihmal edilmemelidir.

    7- deterjanın içine bir miktar beyaz sirke karıştırmak da çamaşır üzerindeki birikmiş bakterileri engelleyeceği için diğer yöntemler işe yaramadığı anda kokunun gitmesi için denenebilir. sirke yerine kabartma tozu ilavesi de yapılabilir.

    not: tabii ki kurumaya ve kokmaya etki eden başka faktörler(şehir, mevsim, yumuşatıcı kullanımı, makine ve kıyafet kalitesi...) de vardır. genel olarak çamaşırlar ve yıkayan kişiye göre yazılmıştır.

  • ben olacakları şimdiden yazayım.

    - biri gelecek, ben beğenmedim diyecek.

    -sonra başka biri gelecek "sen bu logoyu nasıl beğenmezsin? adamlar şu kadar paraya şu şirkete yaptırdı. cahil, bilmiyorsan sus" diyecek.

    -sonra öteki gelecek "bana ne kardeşim ne kadar para harcadılarsa? ben beğenmedim, benim için bitti" diyecek.

    2. ve 3. adımlar kendilerini tekrar ederek başlıkta, sonsuz bir döngüye girecek.

  • ertelendikçe artan , arttıkça ertelenen kısır döngüye ramak kalmışken duşa sokan strestir.
    lakin duşa girdikten sonra enteresan bir şekilde anlamsızlaşır ,bu muydu dedirtir.
    kendini duştan çıkınca üşüme stresine bırakır.