hesabın var mı? giriş yap

  • yer: acemi birliği. alay komutanının teftişinden bir gün önce:

    bölük komutanı: bakın, alay komutanı size ne sorarsa sorsun, evvela yüsek sesle künyenizi söyleyeceksiniz ve "emret komutanım" diyeceksiniz, tamam mı? tekrar ediyorum, ne derse desin, önce künyeniz, sonra "emret komutanım"!

    d day:

    alay komutanı acemi erler arasında dolaşmaktadır. bir erin yanında durur ve olaylar gelişir:

    albay: asker, benim adımı biliyor musun?
    acemi: ...*
    albay: bir soru sordum evladım?
    acemi: ...*
    albay: dilini mi yuttun oğlum!
    acemi: tank er kıdemli albay kayseri emret komutanıım!!! ` :yeri gogu inletmek`
    albay: yüzbaşım, ne diyor bu!!!

  • denyonun önde gidenidir, hayranlara kötü davranır, durduk yere joe satriani gibi kendisiyle benzer işler bile yapmayan müzisyenlere giydirir, california jam'de bile sahneyi yakıp helikopteriyle kaçmıştır.

    fakat, tüm bunlara rağmen, bence rock tarihinin en ikonik gitaristidir. bu tarih ki tony iommi, jimmy page ve david gilmour gibi babalara ev sahipliği yapsa da, ritchie blackmore'un aynı anda pek çok tarzın doğmasına, hatta iron maiden gibi heavy metal tarihinin en önemli gruplarının kurulmasına ön ayak olma gibi bir özelliği vardır.

    janick gers, yngwie malmsteengibi adamlar, sadece blackmore'culuk oynayarak, rock ve metal tarihine iz bırakmışlardır (sevip sevmemek tartışılır, ama adamların imza attığı külliyatlar dev gibi). dave murray'den kirk hammett'a, james hetfield'dan john petrucci'ye, pek çok büyük gitaristte, yukarıda saydığım diğer gitaristlerden etkilenme görürsünüz; ama, bu gitaristler blackmore'dan direk aşırırlar, etkilenme kelimesi hafif kalır.

    ben bunun sebebini teknik taktik vesaireden ziyade, ritchie blackmore'un çok iyi bir melodi yazarı olmasına bağlıyorum. ingiliz folk müziği'nden, barok müziğe kadar pek çok tarzı gitara yedirebiliyor. pentatonik gamları da kullanıyor, diminished minor gamları da... o yüzden kırk mahalle öteden tanınacak bir tarzı var. tıpkı jimi hendrix'in ve ruhani takipçisi olduğuna inandığım john frusciante'nin triad gibi basit bir müzik yapısını, sıradışı kullanmaları gibi.

    tabii ki bu diğer gitaristleri küçük gördüğüm anlamına gelmiyor, blackmore'un yeri bambaşka diyorum sadece.

  • az önce balkona çıktım. aşağıda iki tombik teyze vardı. başörtülü, kendi halinde, ellerinde eczane çantası olan ve sürekli bir yerlere yetişen teyzelerden. ne konuşuyorlardı anlamadım, biri diğerine şunu dedi:

    "benim içim dışım bir, içim de şişko, hep yemek düşünüyorum kötülük değil"

    kahkaha attım. inip teyzeyi yiyesim geldi. kırt kırt kırt!

  • o değil de bu arsenalli lavuklar o stadı nasıl buldular. taksici 200 euro kitlemiştir bunlara.

  • seçmeden önce mutlaka şunları yapın:
    1- bölümdeki diğer lisansüstü öğrencilerin hoca hakkındaki fikrini sormak, subjektif olarak nasıl bilindiğini gözlemlemek
    2- lisansta veya lisansüstünde verdiği en az bir dersine gitmek, akademik olarak nasıl olduğunu gözlemlemek
    3- danışmanım olur musunuz demeden, sırf tanışmak için hocayla görüşmeye gitmek, insani yönünü gözlemlemek
    "kendi algınıza göre" bu üçünden de geçen hoca size büyük ihtimalle sıkıntı çıkarmaz.

    veya sadece 3.yü yapıp hocayla tanışmaya gidin. insani olarak anlaşıyorsanız akademik olarak da bir şekilde halledersiniz.