ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
terk edilmek için yapılacaklar
-
sevin, ozleyin, soyleyin. gider.
denendi.
kanser hastası genç kızın erdoğan bayraktar'a ahı
-
tutmuştur...
cami avlusunda dilenciye para verir gibi eline para tutuşturulan genç kızı hatırlayan hatırlıyordur...
günlerce şu sahneleri tv'lerde görenler de o genç kızla birlikte ağlamıştı...
işte (o genç kız o gün bir bir ah etmişse, o etmemişse binlerce tv izleyicisi mutlaka etmiştir) o ah tutmuştur.
.
beş yıl sonra edit:
14 ocak 2018'de hayatını kaybetmiştir dilek özçelik. 27 yaşındaydı.
edebiyat dedikoduları
-
franz kafka'nın babasıyla olan ilişkisi eserlerinde karamsar bir hava yaratmasının etkenlerinden biridir. her zaman babasının onayını almak zorunda olması kaygılı bir kişilik geliştirmesine neden olur. bu karamsarlığı kitaplarına aktarınca ortaya "yabancılaşmış hissetmenin" tasviri olan kafkaesk terimi çıkar. kafkavari, kafka gibi.
oxford sözcüğüne göre bu kelime; "hiçbir anlam ifade etmeyen zahmetli resmi devlet işlerini içeren durum" olarak ifade edilir. işin sonunda devlet var. halbuki kelime, edebiyat ile başladığı yolculukta yabancılaşma olarak ifade edilirken daha sonra devletin ağır işleyen mekanizmalarındaki sıkışmaya kadar gitmiş.
yine de bir kişinin adıyla kelime üretilmesi büyük bir ödül. tabi bu konuda franz kafka yalnız değil. hepsi kafkaesk kadar ünlü olmasa da adıyla devletlerin sistemlerine anlam katan birkaç yazar daha var.
orwellian
orwellci toplum demek. yani, gerçeğin güce tapanlar tarafından, art niyetlerine uyacak şekilde manipüle edildiği toplumda sürekli gözetim halinde olunması.
orwellian'da yalancılık vardır, kafkaesk'te saçmalık vardır.
dickensian
charles dickens'den gelir. kabul edilebilir standardın altındaki yaşam ve çalışma koşullarını ifade eder. kapitalizmin nasıl büyüdüğünü ve toplumu nasıl çürüttüğünü ifade ederken de kullanılır.
huxlerian
aldous huxley'den gelir. gelişmekte olan teknolojilerin insan psikolojisine etkisiyle birlikte kitleleri manipüle etmeyi ifade eder. orwell'den farkı, kitleyi manipüle ederken acı vermek yerine uyuşturmayı tercih eder.
dickish
philip k. dick'in kötü dünya düzeni kavramı. toplumun, güçlerin dengesizliği sonucu kaosa ve kipple'a (çöp) indirgenmesini ifade eder.
pohlish
fredrick pohl'den gelir. amerikalı bilim kurgu yazarı. pohlish, insanların hükümetler tarafından sadık birer tüketiciye dönüştürülmesini ifade eder.
bir erkeğin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
-
elin karısı sevgilisi hakkında "abi, karın ne çok konuşuyor allah sana kolaylık versin." gibi cümleler kurması.
kayınvalideden rol çalan erkek... amanın...
taha duymaz
-
çok fakirdi o zamanlar, takip ediyordum ve biri yaptığı yemek videosunun altına şunu yazmıştı
"o kadar marka sana yepyeni mutfak eşyaları gönderiyor, milleti kandırarak fakir rolü yapmayı bırak" bunu okuyunca o kişiye hak vermiştim nedense, ancak günler sonra o video tekrar çıktı önüme, tekrar yorumlara baktığımda taha o kişiye cevap vermişti ve şöyle diyordu "ablacığım, benim bekar ablalarım var ve hepsi gelen eşyaları çok beğeniyor, taha bunu benim çeyizime verir misin diyor, onları kıramıyorum, kullanmadan veriyorum...ablalarım mutlu olunca ben zaten mutlu oluyorum" demişti... fakirlik zor şey arkadaşlar, yaşamadan bilemezsiniz. bu çocuğun yaşamasını dilerdim... bir mucize olsun, taha aramıza geri gelsin... ve o gün öyle düşündüğüm için özür dilerim taha, her ne kadar beni duyamasan da...
evlilik
-
failili yazinca kendi hikayem aklima geldi.
isteme olduğu gün tam bir faciaydi. hava yaklaşık bin derece, aylardan ağustos. önce eşim ve ailesi evi bulamadi. sonra onlar gelince kahveler yapıldı ve kahve taştı. ateist kayinpederim ve annem tartışti. kayınpederim isterken "allahın emri peygamberin kavli" demeyince, hacı olan annem "sizde allah kitap yok galiba" diyerek meselenin ortasina daldı ; kayinpederimse "genel olarak yoklar zaten" diyerek yangını körükledi. tam tartışma büyüyecekken eniştem "hadi yüzükleri takalim" dedi. yüzük takilacakken elektirik kesildi. mum ışığında yüzük takılırken o zaman ortaokulda olan yeğenim "noluyo amk bu ne kalabalik?" diyerek ter içinde eve daldı.
sonra elektrik geldi, ikram yapilacakken pasta kuzenimin elinden yere düştü. aksilikler burda son buldu diyorduk ancak öyle olmadı. sıcaktan kayinvalidem koltukta uyuyakaldi. o gece başka bir facia olmadan sonlandi.
nikah tarihi bulamadığımız için sabahın kör vakti nikah yaptik.*
dolayısıyla en yakinlarimiz harici kimse yoktu. nikahtan hemen sonra eşimle kavga ettik.
nasıl başlarsa öyle gidiyor evlilik. evren mesajlari gönderdi ama almadik demek.
nişanlı olanlara duyurulur.
edit: sanırım en çok mesaj gelen entryim bu, çoğunlukla sonucu ne oldu diyorsunuz: boşandık sevgili yazarlar.
adı simge olan kıza çift tıklamak
-
kızın açılmasına neden olur.
çocuk sahibi olunca hayatın kaydığı gerçeği
-
kimsenin itiraf edemediği bir gerçek.