hesabın var mı? giriş yap

  • dün akşam intikam dizisini seyrederken aklıma takılan husus. dizide kızın anası oğlana 25 bin veriyor, oğlan da alıyor. bence günümüz şartlarında bir kızı bırakmak için, hele de kız zenginse 25 bin çok az para. gerçi bu para kızla çıkma süresi, aşkın büyüklüğü, ailenin ciddiyeti, nakite sıkışma gibi parametreler göz önünde bulundurularak hesaplanır ancak yine de 25 bin kurtarmazdı.

    mesela o anda ben eşime, baban bana 25 bin verseydi seni bırakmazdım, çatır çatır pazarlık eder rahat 75-100 bin alırdım dedim, gözlerime sevgiyle baktı. yani demem o ki kızımdan ayrıl diye verilen paranın ciddiyetle hesaplanması gerekir. boğaza nazır villada otururken, kızına doğum gününde hediye diye 250 bin liralık araba alırken, sevgilisine kızımdan ayrıl diye 25 bin vermenin hiçbir mantığı yok. o kız su içinde 100 bin ederdi.

  • harika bir sahnedir. youtube'da nasıl çekildiğine ilişkin bir video mevcut ama o benim umrumda değil. üstteki entrylerde de anlatılmış başka türlü nasıl olabileceği zaten. ama burada önemli olan bu sahneyi düşünmektir bence.

    hani ünlü ilizyonistlerin çok pahalı düzenekleri vardır falan. kimi düşük bütçeli ilizyonistler de aynı imkanlarla kendilerinin de aynı numaralarını yapabileceklerini iddia ederler. benim için bütçe ya da kullanılan teknikten ziyade kafada o numarayı yaratabilmek önemlidir.

    kız kulesini 1 milyon euroluk bir düzenekle yok edebilir ve 10 saniye sonra geri getirebilirsin belki. bu dert değil ki önemli olan buna benzer bir gösteriyi dünyada ilk kez yapmış olmak, bunu düşünmek.

    işte bu sahnede de beni asıl vuran şey böyle bir sahnenin düşünülmesidir. ekstradan harika da uygulanmış o da ayrı bir takdir konusu.

  • hiçbir senesinde esere değil her zaman yazara verilen ödüldür.

    bir iki cümleyle akademi ödülü neden o yazara verdiğini açıklar. bazen bu cümlelerde yazarların eserleri de geçer. o eser nedeniyle ödülü yazar aldı denir.

    ama bu demek değildir ki eser ödül aldı. o eserin öncülüğünde yazar ödül alıyor.

    hemingway'e bakalım,

    "en son the old man and the sea adlı eseri ile gösterdiği anlatı sanatındaki ustalığı; ve çağdaş stil üzerindeki etkisi için"

  • tanrinin hala alkolle, orucla, abdestle vs. mesgul oldugunu dusunenlerin varligini gostererek acima duygusu uyandirmistir.

    somali'deki musluman halkin bebekleri acliktan olurken bir mudahalede bulunmayan, her yil binlerce masum bebege tecavuz edilirken bir sey yapmayan tanri, dunyadaki nufusunun cogunlugu musluman olan ulkelerde kan ve gozyasi alip basini gitmisken herhangi bir mudahalede bulunmayan tanri "alkol satisi ha, dur ben su onur air'in ucagini bir dusureyim" mi diyecek?

  • yine japonya'dan bir güzellik... japonya demiryolları, tek bir öğrenci yolcusu kalan tren hattını kapatma kararını, öğrenci mezun olana kadar ertelemiş...
    ekleme; kapatma kararı istasyonla ilgili ancak o yöre insanı için istasyonun kapanmasıyla hattın anlamı kalmayacak...

  • ilk defa bi çizgi filmde karakterlerden birinin öldüğünü gördüğüm sahnedir. böyle gözyaşı ve dram barındıran çizgi film olmaz olsun. bana bunu izlettiren ebeveynlerime de ne diyeceğimi bilemiyorum.
    bi bunun, bi de süper baba'nın ağlak bir insan olmama katkıları çoktur.