hesabın var mı? giriş yap

  • 1.75 ve üzeri kadınlar için somalili özgüvenidir.
    hele bi de bunlar yazın deli sikmiş gibi güneşin altında yatıp marsık gibi oluyorlar ya, hepsi birer elvan ebiligeyze oluyor alüminyum...

  • (bkz: kar)

    odaya girdiği zaman oleyy diye sevinçle koşup babamın omzundan karları alırdım. uzun bir palto giyerdi. zaten sürekli onu giyerdi. sonra avcunu açar ellerine suyunu damlatırdım. annem "yapma şunu silkelen de öyle gel" diye babama kızsa da o hiç annemi dinlemezdi. ne zaman kar yağsa babamla bu oyunu oynardık. işten yorgun gelse bile o uzun paltosuyla dağ gibi karşımda dururdu. karları alınca da sobanın yanındaki sandalyeye oturup avucunu açardı. ilk zamanları sobaya damlatıyordum ama cıbs cıbs diye annemin kafasını çok şişirdigim için babam sonradan hep ellerini açtı. "karışma hanım o gülünce benim yorgunluğum gidiyor" derdi.

    lan yaşım 30'u geçti. halen dertli olup çıkmaza girdiğim zaman kar yağınca doğru babamın yanına giderim. alırım toprağının üstündeki karları tek tek mezarına damlatırım. ruhuma çok iyi geliyor, umarım ona da geliyordur.

  • an itibariyle kendimi güvende hissetmiyorum. bugüne kadar boşu boşuna üzdüğünüz eşim, annem, babam yani ailem eli kolu bağlı, bebeğim de annesiz kalabilir. bunu yapan ve sebep olanlar ise cezasız.

    birkaç ay sonra komisyon tarafından iadesi sağlanacak birisi bugün öldürülebilir.

    mesela beni, birdyfirdy'i sevmeyen biri bana zarar verebilir. sokak ortasında muhtemelen kucağımda bebeğimle beni katledebilir çünkü adım şerefsiz bir rektör tarafından bir listeye yazıldığı için ihraç edildim ve terörist muamelesi görüyorum.

    ama pardon bu ülkede gerçek teröristleri bile idam edemezsiniz, ama beni, birdyfirdy'i öldürüp ceza bile almazsınız.

  • bahsedilen 500 < f(x) < 2015 fonksiyonunu da olu$turmak icin en guzel yontem 4 rakamin birler basamagini yanyana getirmektir ki arkada$ da bunu kullaniyor.. bazi yerlerde "19015" cikiyor onu "1915" kabul ediyor.. neye gore kime gore.. kendisi olsaydi $oyle aciklayacakti:

    - bakin, benim herhangi bir iddiam yok.. ben simetri teknigini kullaniyorum ki zaten kuranda da bu teknikten bolca bahsediyor aciklamali ornekler var.. ben sadece boyle bir $ifre buldum ve bu gercek, dogru.. yani dogrulugu kesin.. $uphesi yok.. ama kuran'in $ifresini cozdum de demiyorum bakin.. burdan yanli$ anla$ilmasin insanlar yanli$ anlayacaklar.. bunu da istemiyorum..

    mantikli bir tarih cikma ihtimali 10 binde bir demi$.. oysa ki kafamiza gore sifirlari atabildigimize gore ve makul tarih araligimiz 1500 yillik olduguna gore (nasilsa icinden herhangi birinden tutacak bi$iiler cikiyor) aslinda sadece 10'da 1 hatta daha yuksek bir ihtimal.

    mesela ek$i sozluk'te "simetri teknigi"ni uygulayalim:

    ay ba$ligi: mucizelere kolayca da ula$mak mumkun.. mesela (bkz: ay/24) (ki 24 bildiginiz uzere ayin kendi etrafinda ve dunyanin etrafinda dolanim suresidir dolayisiyla "ay"'in kendi yilini temsil eder).. ay/24'te yilin aylarini anlatiyor..

    ama biz tabi bunlarla degil somut gerceklerle ilgileniyoruz.. dolayisiyla teknigi uygulamaya geciyorum..

    $imdi oncelikle entry'de anahtar olarak kullanilacak bilgileri aliyoruz.. "ay" ba$liginin sozlukte acilma sirasi (nuzul) 1423.. ilk girilen entry numarasi 9619... icindeki toplam entry sayisi 51...

    51, 1423 ve 9619'u yan yana yaziyoruz.. ikisinin ortasini buluyoruz:

    9619-1423 = 9568
    9568 / 2 = 4784

    $imdi orta noktamizi bulduk: 4784

    yanyana yaziyoruz

    51, 1423, 4784, 9619

    birler basamaklarini yanyana getirdigimizde:

    1349 rakamini elde ediyoruz..

    bu sihirli rakamimiz besbelli ki bir yili temsil ediyor.. ama 1349 "hicri" bir yil gibi durdugundan miladi yila ceviriyoruz ve 1930 yilini elde ediyoruz..

    ve ek$i sozluk bize "ay" ba$ligindan tamamen simetrik bir $ekilde "reaching for the moon" filminin yapim yilini donduruyor..

    tabi bu formul ba$lik icindeki entry sayisina bagli oldugundan sozlugun mucizeleri de kuran gibi sabit olmaktan ziyade her gun degi$ebilmekte yeni mucizelere kapi acabilmekte, bulmaca cozenler icin daha dinamik bir ortam sunabilmektedir..

  • albert camus'un 1957'de nobel edebiyat ödülü almış romanıdır. romanın içerisinde farklı bölümler var. mesela ilk bölümde karakterlerin etrafında olan olaylar işleniyorsa, onu takip eden bölümde yazar vakanivüs gibi o dönemi, vebanın ve insanların durumunu betimliyor. albert camus'un mükemmel bir betimleyici olduğunu söylemeye gerek olduğunu düşünmüyorum. aşama aşama başlangıçtan bitişine kadar -bir bitiş varsa eğer- hastalığın safhalarını, karakterlerin değişimini, koskoca bir şehrin ve hatta insanların değişimini betimliyor albert camus.

    -------- spoiler -----
    veba insan yaşamı için adeta bir savaş gibidir, yani olağanüstü haldir. yazarımız da kitapta olağanüstü halde insanların kimlik arayışlarını, kendilerini tanıyışlarını, dine bakışlarını ve hayat felsefelerini bol bol paylaşıyor. uzun zaman bir insandan uzak kalmak, o insanı yarı yarıya unutmak, tekrar kavuştuğunda vebalı bir semtte hayatta kalmaya çalışmış ve fazlasıyla değişmiş bir insanı tekrar kucaklamak. o insan aynı insan mıdır, kim bilir. doktor rieux'un eşinin ölümüne tepki verememesi de bunu bir göstergesi gibi. albert camus kitapta ayrılık konusuna da fazlasıyla değiniyor. insan doğası olağanüstü durumlarda kendinden beklenmeyen tepkiler verebiliyor gerçekten. vebanın doruk noktasında olduğu zamanlarda insanların dinlerini yavaş yavaş terk etmeye başlayıp kehanetlere sığınması çok ilginç bir tepkidir mesela. papazların bile düşünceleri yavaş yavaş değişmeye başlıyor. insan doğası bu ya, bazıları da vebalı bir şehri vebasız şehre tercih edebiliyor. kitabın en unutulmaz yerlerinden biri de yeni serumun vebayı kapmış küçük bir çocuk üzerinde denenmesiydi. savaş veren küçük bir çocuğun başında bekleyen karakterler, hiç kaybetmedikleri kadar soğukkanlılıklarını kaybediyorlar ve hiç hissetmedikleri kadar vebayı hissediyorlar.

    kısacası şehir veba durumuna göre aydınlanıp kararıyor, insanlar da öyle. albert camus karakterlerini ve romanını ince ince işleyip önümüze sunmuş efendim. olay akışı fazla olan kitaplara nazaran okumak biraz daha zor olabilir ve daha fazla dikkat istiyor. ama hepsini de hak ediyor kitap.

  • - sen ne iş yapıyorsun şimdi?
    - zombileri öldürüyorum.
    - ama zombi diye bir şey yok ki!
    - peki sen hiç zombi gördün mü ortalıkta?
    - hayır.
    - biz işimizi yapıyoruz da ondan.

    .