hesabın var mı? giriş yap

  • az önce muhtemelen uzun zamandır ettiği en güzel laf çıktı ağzından:

    " "türkiye'de ırkçılık yoktur!" türkiye'de ırkçılık olup olmadığına sen karar veremezsin kardeşim. bunu git çingene'ye, ermeni'ye sor, onlar söylesin sana türkiye'de ırkçılık olup olmadığını."

    helal olsun.

  • iyi bir aile. aksi takdirde sahip olacağınız şey özgüven değil, özgüven kisvesine bürünmüş aşağılık kompleksidir.

  • kahve miktarındaki son fine tuning...

    en son bu ekleme yapılmazsa ayarı olmuyor kahvenin.
    herkes mi yapıyor, bir ben mi manyağım?

    önce kendi neşene göre silme, tepeleme, az neyse kaşıkla koyarsın, ama yetmez hemen kaşığın ucuyla son bir pinçik... hah oldu.

  • özellikle kağıt para devrinden önce, alışverişte kullanılan paralar altın ve gümüş içeriyorlardı. her devirde olduğu gibi, o devirde de bulunan bazı düzenbazlar, bu paraları kenarlarından kazıyarak, çok az miktarda da olsa, bu değerli madenleri biriktiriyor, parayı da tekrar kullanabiliyorlardı. o devirlerde tüccarlar, parayı tartıyorlar ve ağırlığı eksikse kabul etmiyorlardı. tabii, para da elinizde kalıyordu. antik para kataloglarında dikkat ederseniz, paraların büyük bir kısmının tam yuvarlak olmadığını görürsünüz.

    bu sorunu çözmek ve halkı eksik paraya karşı korumak için bozuk paraların kenarları tırtırlı yapılmaya başlandı. bu tırtırlar sayesinde paranın kenarının kazındığı hemen belli oluyordu ve kenarı kazınmış parayı kimse almıyordu. bu adet günümüze kadar devam etti. artık içinde değerli bir maden bulunmamasına rağmen, bozuk paralarımızın kenarlarında ya tırtır ya da bir yazı vardır.

    kağıt paraların merkez bankası tarafından basıldığı bilinir de, madeni paraları maliye bakanlığı'nın çıkardığı pek bilinmez. madeni paraların toplam para stoku içindeki oranı da yaklaşık yüzde 1 civarındadır.

    hiç dikkat ettiniz mi? insan yüzleri kağıt paralarda önden, madeni paralarda ise yandandır. madeni paralarda yer çok küçük olduğundan, kabartma tekniği ile bir yüzün tam detayını vermek mümkün olamamaktadır. yandan bir profil kişiyi daha iyi tanınır kılmaktadır. *

  • çok babacan adamdır... çok uzun yıllar önce bir gün, sabahtan başladık arkadaşlarla içmeye. akşam da taksim'e çıktık. adını hatırlayamadığım bir barda gece acayip uyku bastı beni ve "tuvalete gidip kestireyim" dedim kendime. evet sözlük yazarları, gerçekten sabahtan içmeye başlamıştık çünkü. neyse efendim... küçücük bir tuvalet. üstü açık ama... cabrio yani. ben kendimce en temiz köşesinde tuvaletin sadece beş dakika için gözlerimi kapatmaya niyetlenerek amele oturuşu dediğimiz pozisyonu aldım ve kapattım gözlerimi. ne kadar zaman sonra bilmiyorum, başımdan aşağı dökülen bir kova suyla uyandım. kafayı bir kaldırdım... selçuk yöntem. tuvalet cabrio olduğu için bir sandalye üzerine çıkmış ve bir kova suyu dökmüş üzerime; zira dışarda inanılmaz bir tuvalet kuyruğu oluşmuş ve ben tüm kapı çalmalarına, tüm seslenmelerine rağmen uyanmamışım. neyse, o kafayla hızla yerimden kalkıp kapıyı açtım. karşımda selçuk yöntem... kendi babamın da adı selçuk ve bunu belirterek sarıldım kendisine. rezalet resmen!!! sağolsun o da sarıldı. sonra barda oturduk, kahve ısmarladı falan... ben sürekli selçuk baba dedim kendisine. ne anlattıysam dinledi... ne anlattığıma dair de en ufak bir fikrim yok. yani şimdi yıllar sonra düşünüyorum da, bugün tuvalette sızıp kalan genç bir adama kahve ısmarlayıp dertlerini de dinlersem, sayesindedir. güzel adamlarla karşılaşmak gerek hayatta... güzel adamdır vesselam!

  • hah işte yavaş yavaş bizim 17 yıldır yaşadığımız kıvama geliyorlar, kişiye değil makama saygı göstermeyi bileceksiniz.

  • sonunda birilerinin açık açık dile getirdiği gerçek.

    ırkçılık falan değil, adam açıkça toplumuna sorun çıkarmayacak hatta faydası dokunacak göçmene her zaman kapılarının açık olduğunu belirtmiş ki dünyada 200 ülke varsa 199 u aynı fikirdedir.

    gittiği yerde yamyam gibi davranan adamları kimse istemez, istemedi diye de ırkçı olmaz.

  • psikolojide splitting (bölme) denilen bir bilinçdışı savunma mekanizması var. splitting yapan kişi benliğini, ötekini ve dünyayı, iyi ve kötü diye ikiye bölerek algılar ve bu iki yakayı bir araya getiremez. bu mekanizmanın yoğun olarak kullanılması çarpık bir dünya anlayışına neden olur.

    sosyal medya splitting'i körükleyen bir yapı çünkü bireyler burada tam da bölmeye uygun şekilde birer parça nesne olarak var oluyor. bir entry, bir fotoğraf, bir tweet ile tanıdığınız insan elbette tam bir insandan çok, o insanın sadece bir yüzü, bazen bir ânı demek. bu da o yüzü beğenmezseniz öfke ve ötekileştirme yani kötü algılamayı ya da yüzü beğenmeniz durumunda özdeşim ve yüceltme yani iyi algılamayı kolay hale getiriyor.

    o yüzden sosyal medya üzerinden tanıdığınız ve kişisel ilişkiniz olmayan insanlara öfke ya da hayranlık duymanız, yani onları kötü ya da iyi nesne parçaları haline getirmeniz, o kişiyi gerçek ve bütüncül bir imge olarak algılamaktan çok daha kolay.

    burada öfke duyduğunuz biri ile gerçek dünyada kahve içseniz 'o kadar da kötü biri değilmiş' demeniz; burada hayran olduğunuz biri ile oturup sohbet etseniz 'bu muymuş yani' demeniz olası.