hesabın var mı? giriş yap

  • babaların hepsi komik. hepsi.

    football manager'ın championship manager olduğu zamanlar, 15-16 yaşlarımda olmam lazım, hafta sonu, sabaha karşı 5 olsa gerek saat, kaptırmışım kendimi, aghahowa, robben, okoronkwo falan yardırıyorum. ışığı kapatmışım, inceden tezahürat bile yapıyorum. babam helaya kalktı sanıyorum. koridordan geçerken beni gördü, durdu, kapıdan içeri baktı. beyaz slip donla yattığına göre mevsimlerden yaz, aylardan temmuz olmalı.

    -ne yapıyorsun oğlum?
    +eoo. internetten araştırmalar, detaylı bilgiler.
    -oyun mu oynuyorsun?
    +ee arada bakıyorum falan. ama araştırma da yapıyorum yani.
    -yine mi şu yazıların oyunu lan?
    +şimdi o tam öyle değil. taktik, hızlı karar vermek.
    -şu oyunu oynayacağıma lambayı açar kaparım, inan dünyaya daha faydalı olurum.

    sonra oyunu bıraktım, nükleer reaktör falan yaptım. soğuk füzyon. öyle. şimdi tantuniciyim. imkanlar güzel.

  • pandeminin başında 5 tane maskeyi dağıtamadınız.

    sonbaharda grip aşısını yapamadınız, insanların önüne saçma sapan prosedürler ve kriterler koydunuz.

    akşam 9'dan sabah 5'e ve hafta sonu sokağa çıkma yasakları ile salgını kontrol edebileceğinizi düşünüyorsunuz.

    kapattığınız iş yerlerine hiçbir yardım yapmıyorsunuz.

    vakaları yalan yanlış açıkladınız ve açıklamaya da devam ediyorsunuz.

    ama yaza kadar 50 milyon vatandaşımızı aşılamak istiyorsunuz.

    peki.

  • hala pelikan diyenler var. seçim gecesinden beri olanlar recep tayyip erdoğan'ın dahli ile yapılmaktadır. bırakın pelikan melikan

  • hakkında türkçe kaynağın eksik olduğu, türkiye'de pek bilinmeyen, içerisinde karşı casusluk counterintelligence tekniklerini barındıran, yürüttüğünüz bir operasyon hakkındaki bilgilerin başkaları tarafından bilinmemesinin amaçlandığı aktiviteler bütünü. ing. operation security kısaltması.

    snowden dökümanları ile nsa'in yaptığı dinlemelerin ortaya çıkmasının ardından çok daha fazla önem kazanmıştır. opsec, sadece teknik gereçler ile başarılabilecek bir şey değildir. teknik araçlar ile birlikte kimliğinizin gizliliğini, nerede nasıl bilgisayar kullandığınızı, nasıl iletişime geçtiğinizi, kime/ne söylediğinizi de düşünmeniz gerekir.

    opsec'in birinci kuralının susmak olduğunu belirtmek lazım. yaptığınız aktiviteleri kimse ile paylaşmayın ve gerçek hayatınızdaki insanlara bu konu hakkında hiçbir şey söylemeyin. aynı şekilde anonim olarak aktivitelerinizi yürüttüğünüz insanlarla da gerçek kimliğinizle yaptığınız şeylerden bahsetmeyin. buna genel olarak hücreselleşme (compartmentation) deniyor. hayatınızı bu şekilde hücreye ayırmalı, hücreler arasında hiçbir şekilde veri alışverişi olmamalı. bu hücreselleşmede bilgisayarlarınızı, telefonunuzu da dahil etmelisiniz ki tam anlamıyla bunu başarabilesiniz. yani anonim faaliyetlerinizi yürütürken kullandığınız bilgisayarı, günlük hayatınızda kullanmamalısınız.

    işin teknik tarafında ise başkaları tarafından okunmasını istemediğiniz şeyleri şifrelemeniz gerekmekte. bunun için pgp güzel bir araç. bunların kullanım detaylarını da ilerleyen günlerde yazabilirim diye tahmin ediyorum.

    illegal aktiviteleri bir kenara bırakırsak türkiye'de ve diğer baskıcı rejimlerde muhalif gazetecilerin opsec konusunda bilinçlenmesi gerekmekte. bu gazeteciler aktif olarak dinleniyor ve gizli servisler tarafından izleniyor. bu konu hakkında bilinçlenmeyi amaçlayan ve yavaş yavaş gelişen türkçe kaynağa aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

    [https://opsectr.wordpress.com/ https://opsectr.wordpress.com/]

  • günü komedisi: e-devlet üzerinden araç sorgulama kısıtlanmış, sadece kendi araçlarımızı sorgulatabiliyormuşuz. gerekçe de kişisel verilerin korunmasıymış.

    bre salak, ben kendi aracımı neden sorgulatayım? kendi aracımla ilgili herşeyi biliyorum, ruhsat elimde, tescil trafik elimde, poliçeler elimde...

    ikinci el bakarken araç tipi ile bilgileri uyuyor mu, araç çalıntı mı, üzerinde haciz var mı diye baktığımız ekranı ne bok yemeye kapatıyorsun? bunları araçları aldıktan sonra mı öğrenelim?

    hem neden kapatıyorsun? bu ülkede 50 milyon kişi tc kimlik numarasına varıncaya kadar fallafoş oldu sizin beceriksizliğiniz yüzünden. acaba hangi suçu / krediyi / borcu / faturayı üstümüze kim ne zaman yıkacak diye bekliyoruz.

    bu saatten sonra sizin alacağınız tedbirin içine edeyim. bakan yaptığınız yaratıklar psikolog lazım değil bize din adamı gönderin derken, aynı zamanda bu çağda digital bilgi almak sizin ne haddinize, gidin müneccim bulun demek istemiş.

    edit: bir arkadaş noter ekranında çıkıyor demiş. yani beğendiğin her aracın durumunu öğrenebilmek için sahibi ile beraber notere gitmek mantıklı geliyor kimisine. herkes ilk baktığı aracı alıyor sanıyor. çevre illerden bakıp beğenmek konusuna hiç girmeyeceğim. araç üzerinde rehin varsa bazen kafadan eliyorsun arabayı. telefon bile açmıyorsun sahibine.

    büdüt: gazetelerin yeni haberi oluyor...

  • antalya'daki kuaförleri denetleyen müyap, telif ödemeden radyo ve tv’den müzik dinlettikleri gerekçesiyle kuaför ve çeşitli esnaflara 3500tl ceza kesmiş. müyap ve müyorbir avukatı ile polisten oluşan 7 kişilik ekip, lisans ücreti ödemeden müzik yayını yapan işyerlerine yönelik denetim gerçekleştirmiş. 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu kapsamında lisans ücreti ödemeden müzik yayını yaptığı tespit edilen işyeri sahiplerine para cezası kesilmiş.

    bu adamlar kafayı yemiş olmalı. bu durumda eve gelen misafire tv izletmek için lisans mı alacağız? ülkede her şey fıkra gibi. bu lisans çılgınlığı nereye gider belirsiz.

  • valla kimse kusura bakmasın; muhatabının hak ettiği hitap şeklidir.
    sırf biraz eli para gördü, biraz da popüler diye bir yerlere gelebilmek adına ne idüğü belirsiz bir tipin her dediğine ehere öhere diye süs köpeği gibi gülersen mevzu bahis elemana seni urfalı ameleye peşkeş çekme ehliyeti verirsin.
    alan razı- veren razı, bokunuzda boğulun ajans değişikleri.
    (bkz: leş)

  • afganistan'da kara daşşaklı bir talibanın dördüncü karısı olmanın daha çekici olduğunu düşünen bir tipin zırlamasıdır.