ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
barda 98 bin lira hesap gelmesi
-
bana ölümsüzlük suyu içicen ama 42.500 vericen deseler durup düşünürüm aq sokarım lan cristal belvedere e
yurt dışına çıktığını herkese duyurma merakı
-
ayriyetten yurtdisinda yasayanlarin da muzdarip oldugu, ekseriyetle itin gotune sokup cikarildiklari bir mevzu bu.
misal, ben geldim amerika'ya universite okumaya. sonra da imkanim oldu, aldigim diplomadan hareketle is buldum, calismaya basladim. son 8 senemi burada gecirdim. son 8 seneye dair anilarimin, ogrendiklerimin, yaptiklarimin cogunlugu da amerika'da oldu. populer kultur adina buranin gerzeklikleriyle daha bir asina oldum mesela. falan filan.
neyse. turkiye'ye dondugumde misal bir icki sofrasi olacak, arkadas ortami olacak cok samimi olmadigim; laf bir seyden acilacak, herkes kendi capinda deneyiminden falan bahsedecek. ben nasil dahil olacagim orda muhabbete? "ben amerikadayken..."
e naabiim mina koyyim? burada gordugumun ambalajini degistirip turklestirerek mi aktaracagim? grey's anatomy miyim ben ki turkce senaryoya uyarlayip doktorlar diye show tv'ye gazlasinlar? ibis demezler mi adama?
ben kendime ibis dedirtmem arkadas.
akşama doğru
-
çok güzel bir ilhan berk şiiridir.
ey güzel harf güzel kağıt güzel kalem.
sana nehirlerden rüzgarlardan söz ediyorum
benim için nehirleri eğit,su yolları aç.
ben ki daha ağzı lekeli bir çocukken
yürürken gördüm bir gün nehirleri
nehirlerin rüzgarların sözü yaşar
ben ağzının yaprağıyım,bir yere yaz bunu.
ey güzel el yazısı güzel mürekkep güzel uç.
beni küçük su birikintileri büyüttü.
beni anlamak için su birikintilerine sor
su unutmaz:daireler çizerek dikkatle çalışır.
benim için yapraklar topla,yatağını lekele.
ben bu akşam doğruyum,karıştır saçlarımı.
house of the dragon
eda erdem
-
birden fazla kez canlı canlı tribünlerden izleme fırsatım olduğu için kendimi şanslı saydığım voleybolcu.
televizyon karşısında izlerken gözden kaçırmış olduğum bir detay olarak servise çıkışlarında top toplayıcı kıza "sağ ol." veya "teşekkür ederim." dediğini, kritik bir anda çok estetik bir sayı aldıktan sonra servise çıkarken ise "sağ ol canım benim." dediğini fark ettim.
bu küçük detay bile karakteri ile ilgili çok şey anlatıyor bence.
not: sonrasında diğer kızların servise çıkışlarına dikkat ettim ve yalnızca bir kişi daha teşekkür etti ama o da tek seferlikti.
yaran behzat ç. diyalogları
-
şule: merhaba bişi sorabilir miyim?
polis: ne var?
şule:ben behzat başkomiserin kızıyım da telefon hakkımı kullanmak istiyorum.
polis:behzat kim? soyadı ne?
şule: ç
polis:ç ne?
şule: behzat ç. bende şule ç. soyadımız ç bizim.
yurtiçi kargo
-
sol framede görünce teslimat yaptı sandığım.
küçük çocukların çıldırtan soruları
-
(kardeşimin küçükken yakın bir arkadaşımı telefonda aptal eden dahiyane sorusu...)
- alo...
- merhaba, ben bidi bidi canım...
- aa... merhaba bidi bidi, nasılsın ?...
- teşekkürler canım... (soru geri dönmez...)
- peki ben nasılım?
- ................................?!?!?!?!?!?
ben hakimim ağzınıza sıçacağım sizin
-
kezbanın hakim olanı da hiç çekilmiyor dedirten, görev başındaki memura (belediye çalışanı) hakaret suçu işleyen bir hukukçunun söylemi.
ayrıca, sarı montlu meriçin de ağzını köpekler öpsün. kimi ısırdı, hayır kimi ısırdı diye soruyor, ısırılan iki kişi gösterilmesine rağmen "acaba ne yaptı da ısırdı" diye savunuyor. bunlar başıboş köpeklerden daha tehlikeli yemin ediyorum. tek dileğim bunların da başıboş köpekler tarafından saldırıya uğraması. ben bu kadar cahilliğe dayanamıyorum.
kovulduğum kafeyi satın aldım
-
dünya kadar malı olacağına acun gibi kocası olan bir tenyanın beyanıdır.
atatür caltiklarini gentine malmül almişti
-
çomar-altay dil ailesinden bir cümle.
erdoğan'a sırtını dönen ığdırlı kadınlar
-
mangal gibi yurekleri vardir ve her cesur insan gibi majestelerinin agiz dolusu hakaretine maruz kalmislardir.
“şimdi geliyorum çok enteresan şurada bir grup, affedersiniz edebim müsaade etmiyor tabi de, sırtlarını dönerek işaret yapıyorlar. ya sizde zerre kadar nezaket varsa, haysiyet varsa, yani zerre kadar kabiliyetiniz varsa siyasette yer parlamentodur. orada konuşursunuz. meydanlarda konuşursunuz. kalkıp da bu tür tehditlerle bu tür affedersiniz ahlaki olmayan yöntemlerle bir yere varamazsınız."
http://haber.sol.org.tr/…sizde-haysiyet-olsa-118308